Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM
KIRIKKALE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ KARDİYOLOJİ UZMANI YUNUS ÇELİK'TEN RAMAZAN TAVSİYELERİ

KIRIKKALE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ KARDİYOLOJİ UZMANI YUNUS ÇELİK'TEN RAMAZAN TAVSİYELERİ

Tarih 27 Mayıs 2018, 01:30 Editör PINAR YILMAZ

KIRIKKALE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ KARDİYOLOJİ UZMANI YUNUS ÇELİK'TEN RAMAZAN TAVSİYELERİ

KIRIKKALE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ KARDİYOLOJİ UZMANI YUNUS ÇELİK'TEN RAMAZAN TAVSİYELERİ Yaz aylarında oruç tutanlar için beslenme önerileri: Yaz mevsimine gelen ramazan ayında yaklaşık 16-17 saat’i bulan açlık sebebiyle oruç tutmak daha zor ve dikkat gerektirir. Bu sebepten dolayı iftar ve sahurda yediklerimize her zamankinden daha fazla özen göstermeliyiz. Unutmayalım ki oruç tutmak birçok hastalık ve şikayet için manen ve madden tedavi edici özelliği olsada beslenme şekli ve içeriğinin değişmesi nedeniyle birtakım sağlık problemlerine neden olabilir. Özellikle orucun ilk günleri beslenme şekli değişikliği nedeniyle sağlıklı bireylerde dahi kabızlık, reflü, dikkatsizlik, baş ağrısı ve baş dönmesi gibi durumlara yol açabilir. İftar sofralarının en belirgin özelliği çeşitliliktir ve gün boyunca aç kalan ve kan şekeri düşen insanlar normal yiyeceğinin 2-3 katı yemek tüketebilirler. Yapılan en önemli hatalardan biri hızlı bir şekilde tüketmektir. Yetişkin bir insan günde 1.5-2 lt su tüketmelidir. Ancak mevsimin sıcak olması, besin alımının yapılamadığı süre boyunca, günde 2-2.5 lt suya ihtiyacımız olacağı için bu miktar iftar ve sahur öğünleri arasında karşılanmaya çalışılmalıdır. Bol sulu gıdalar almalıyız. Pişireceğimiz taze veya kuru meyve hoşaf/kompostoları mümkünse şekersiz veya 1-2 lt suya maksimum 1 yemek kaşığı şeker konularak pişirilmesi gerekmektedir. İftar ve sahur arasında susamaz isek bile su tüketmeliyiz. Sağlıkla ilgili sorunu olan kişilerin diyabet, kalp hastalığı, böbrek hastalığı, metabolik sendrom, yüksek tansiyon, kan sulandırıcı ilaç kullananların, gibi kronik hastalığı olanların sürekli ilaç kullananların, kanserli hastaların, sindirim sistemi rahatsızlığı olanların, gebe ve emziren kadınların, büyüme-gelişme çağındaki çocukların sağlıkları açısından oruç tutmaları sakıncalı olabilmektedir. Bu yüzden ilgili hekime danışılmadan oruç tutmaları önerilmemektedir. Bu sebepten polkliniklere başvuran hastalarımıza gerekli değerlendirmeler yapıldıktan sonra oruç tutmaları konusunda sakınca yoksa kendilerine bildirilmektedir. Bazı hastalarımız ‘’sakınca yok diyorsun yani’’ diyerek bizi güldürürken, bazı hastalarımızada kesinlikle tutmamalısın denilmesine rağmen kendilerini riske atmakta ve oruç tutmaktadırlar. Unutmamak lazımki oruç farz bir ibadet olmasına rağmen hasta ve tutamayacak kişilere tutmaması yönünde müsaade edilmiştir. İftarda ne yemeliyiz: Tüm gün aç kalan vücudumuza, iftarda 3-4 çeşit yemeği bir arada ve hızlı bir şekilde alırsak, midede ağırlık, bulantı, gaz, yanma, reflü gibi problemlere yol açacaktır. Bunları önlemek için, iftarda su veya hurma ile orucumuzu açtıktan sonra, yağ oranı az olan iftariyeliklerden (1-2 dilim peynir, 1-2 adet zeytin, 2 parça ceviz, domates, salatalık maydanoz, yeşillik vb.) ve sonra bir kase çorba ile yanında birkaç dilim kepekli ekmek, tam buğday veya çavdar ekmeği ile devam etmeliyiz. En az 10-15 dakika veya yarım saat sonra ana yemeğe geçmeliyiz ( Oruç açıldıktan sonra namaz kılınması toplumumuzda sık yapılan doğru bir uygulamadır). İftarda; ızgara, haşlama veya fırında pişirme yöntemleriyle hazırlanmış et, tavuk veya zeytinyağlı sebze yemekleri, etli sebze yemekleri, kuru baklagilleri tercih etmeli ve bu yiyecekleri yoğurt, ayran, cacık, bol yeşillikli salata, birkaç dilim tam buğday/kepekli/çavdar ekmeği ile tüketmeliyiz. Ağır hamur işleri, kızartma, kavurma, yağda kızartılmış şerbetli hamur tatlılarından uzak durmalıyız. Sahurda ne yemeliyiz: Sahur, oruca hazırlık yaptığımız öğündür. Mutlaka imsak vaktine yakın bir saatte uyanıp yapılması gerekmektedir. İftarda ve sahurda; kızartma, kavurma, salam, sosis, sucuk vb. gibi çok yağlı, çok baharatlı, tuzlu yiyeceklerden uzak durmalıyız. Bunlar daha fazla susamaya neden olacağı için oruç tutmamızı güçleştirecektir.Sahurda çok yemek yerine, daha yavaş sindirilen, daha uzun süre tokluk hissi sağlayan proteinli ve lifli yiyecekler tercih edilmelidir. Bunlar; Tam tahıllı ürünler, süt ürünleri, yumurta, ceviz, kavrulmamış fındık veya kavrulmamış badem, kuru meyveler, menemen şekersiz hoşaf veya komposto taze sebze ve meyvelerdir. Rafine ürünlerden, beyaz undan yapılmış kek, poğaça, kurabiye, vb. gibi hamur işleri ve şekerli yiyeceklerden uzak durmalıyız. Kimler oruç tutmamalı: Bazı hastalıklarda oruç tutulmasını kesinlikle önermediğimiz gibi bazı hastalık gruplarında ise başlamasını dayanamaz ise veya şikayetlerin artacak olursa bırakması yönünde tavsiye vermekteyiz. Hipertansiyon hastaları eğer kullandıkları ilçalar ile tansiyon normal seyrinde ise tutmasında sakınca yoktur. Ancak oruç esnasında bazen tansiyon seviyeleri yükselerek zarar verecek boyutlara ulaştığında hastaların oruç tutmalarının sakıncalı olduğunu söylemekteyiz. Ciddi kalp yetmezliği ve kalp kapak hastalığı olan kişiler çok sayıda ilaç kullanmakta ve bir nevi şikayetsiz hayatlarını ilaçla idame ettirmektedirler bu kişilerin oruç tutmaları uygun değildir. Stent takılan ve kalp yetmezliği olmayan kalp hastaları ise ilaçlarını aksatmamak yeterince su içmek, havanın sıcak olduğu saatlerde dışarı çıkmamak kaydıyla oruçlarını tutabilirler. Şeker hastaları eğer ilaç ile kontrol altına alınmış kan şekerleri var ise sağlıklı beslenme önerilerine uyarak oruçlarını tutabilirler. Kan şekerleri kontrol altında değil ise veya insülin kullanıyor iseler oruç tutmaları uygun değildir. Böbrek hastalarının oruç tutmaları sakıncalıdır. Gün içerisinde dengeli ve yeterince su içmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde hastalık ilerleyebilir hayatı tehdit eden durumlar ortaya çıkabilir. Son olarak ağız kokusuna değinmek istiyorum.sebepleri öncelikle ağız hijyenine yeterli dikkat etmemek, kokuya sebep olabilecek gıdaların tüketilmesi ve en önemlisi ağız kuruluğudur. Soğan sarımsak, Şekerli ve baharatlı yiyeceklerin tüketilmesi, sindirim sonrası ortaya çıkan kötü koku ağız kokusuna neden olabilir. Asitli ve kafeinli içeceklerin fazla tüketilmemesi eğer tüketildiyse üzerine bol su içilmesi gerekmektedir. Sahurda ve iftarda dişlerin fırçalanması ağız gargaralarının kullanılması ve diş ipi kullanımı “ağız kokusunu” önlemek için önemlidir. Bütün İslam alemine hayırlı ve huzurlu bir ramazan ayı diliyorum… Bu değerli bilgiler için değerli hocamız Yunus Çelik'e teşekkür ederiz.

Bu haber 1595 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Güncel

Bahsılının ilk kadın muhtarı çetin mazbatasını alarak görevine basladı

Bahsılının ilk kadın muhtarı çetin mazbatasını alarak görevine basladı Bahsılının ilk kadın muhtarı çetin mazbatasını alarak görevine basladı

BAHSILI BELEDİYE BAKANLIĞINI KAZANAN BİSKİN MAZBATASINI ALDI.

BAHSILI BELEDİYE BAKANLIĞINI KAZANAN BİSKİN MAZBATASINI ALDI. BAHSILI BELEDİYE BAKANLIĞINI KAZANAN BİSKİN MAZBATASINI ALDI.
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi