KESKİN KUVAY-I MİLLİYE REİSİ VE KIRŞEHİR MİLLETVEKİLİ M. RIZA BEY


Açıklama: ÖLÜMÜNÜN 91 NCİ YILDÖNÜMÜNDE KESKİN KUVAY-I MİLLİYE REİSİ VE KIRŞEHİR MİLLETVEKİLİ M. RIZA BEY SİLSÜPÜR
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 08 Ocak 2018
Geçerli Tarih: 19 Mart 2024, 07:47
Site: Haberci71.com - Kırıkkale Haberleri
URL: http://www.haberci71.com/yazar.asp?yaziID=16650


ÖLÜMÜNÜN 91’NCİ YILDÖNÜMÜNDE KESKİN KUVAY-I MİLLİYE REİSİ VE KIRŞEHİR MİLLETVEKİLİ M. RIZA BEY (SİLSÜPÜR) Mehmet Rıza Bey (Silsüpür), Kırşehir'in Keskin ilçesine bağlı Hamit kasabasında 1.7.1877 yılında doğdu. Babası Cerid Aşireti Beylerinden Halil Bey (Silsüpür) idi. Rıza Bey Rüştiye mezunu olup, devrin âlimlerinden özel dersler ve dini icazet alır. Rıza Bey ayrıca iyi derece Arapça, Fransızca ve Osmanlıca da biliyordu. Kırşehir-Keskin yöresinde yaşayan 16 Cerid köyünün de Aşiret lideri olması nedeniyle Kırşehir yöresinde güçlü, güvenilir, sözü dinlenir, vatansever bir lider vasfı taşımaktaydı. Rıza Bey, 1907 yılında amcası Hacı Hasan Bey'in kızı Şemsi Hanımla evlendi. Bu evlilikten de Münire adında kızıyla Yusuf Ziya adında oğlu dünyaya geldi. Rıza Bey, Esnaflık ve çiftçilikle geçiniyordu. Bir ara politikaya merak sardı. İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra İttihat ve Terakki Cemiyet'ine girdi. Harbiye Nazırı Enver Paşa ile ailecek görüşecek kadar dostlukları vardı. Yanlış bir siyasetle Almanya ile Birinci Dünya Savaşına giren Osmanlı devletinin bu savaşta yenilmesi ile ülke galip devletlerce işgal sürecine girdi. M. Rıza Bey bu işgaller üzerine Kırşehir-Keskin yöresinde Milli Mücadeleyi fiilen başlattı. 22.Nisan 1919 yılında Keskin'de Kuvay-ı Milliye teşkilatını kurarak başkanlığını yaptı. Kırşehir-Keskin yöresinde Rum ve Ermeni çetelere karşı yöre halkının malını, canını ve namusunu korudu. Erzurum Kongresi'nin 7. Ağustos 1919 tarihindeki son toplantısında 43 yaşında Kırşehir Milletvekili olarak Osmanlı Mebusan Meclisine seçildi. Mustafa Kemal ve Temsil Heyeti'nin isteği üzerine Ankara Valisi Muhittin Paşayı yakalayarak TBMM'nin Ankara'da açılmasını sağladı. Rıza Bey, Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin İstanbul'daki toplantısına katıldı. Genç ve vatansever milletvekilleriyle birlikte çalışarak Misak-ı Milli kararlarının çıkmasında etkili oldu. Bu davranışı ne Padişah ne de İşgalcilerin hoşuna gitmedi. İşgal kuvvetlerinin Mebusan Meclisini basmasından sonra tutuklanacak 150 Türk aydını arasında Rıza Bey de vardı. Mustafa Kemal tarafından İsmet Bey (İnönü) ile Osmanlı Mebusan Meclisi Milletvekillerinin Ankara'ya getirilmesi için görevlendirildi ve bu görevi de başarıyla yerine getirdi. Bu milletvekilleri ve İsmet İnönü ile kaçarak İstanbul'dan Ankara'ya gelerek 20.Nisan 1920'de TBMM'nin açılışına katıldı. TBMM'nin I.Dönem Kırşehir Milletvekili olarak görev aldı. Milli Savunma, Posta ve Telgraf komisyonlarında görev aldı. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi ve bu işgalin ege ve Marmara bölgelerine yayılması üzerine “ülkem işgal edilirken ben mecliste oturamam” diyerek kardeşi Haydar Bey ile beraber Keskin-Kırşehir yöresinden oluşturduğu 500 kişilik KIRŞEHİR SÜVARİ ALAYI ile I.İnönü Savaşına katılarak düşmanla cephede savaştı. Başlattığı saldırı ile Nişancı Müfrezesine ait sancağı düşman elinden geri aldı. M. Rıza Bey (Silsüpür), Kırmızı-Yeşil İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen bir kahramandır. M. Rıza Bey (Silsüpür) Son Osmanlı Mebusan Meclisinde birlikte çalıştığı Trabzon milletvekili Ali Şükrü Beyin Topal Osman tarafından öldürülmesi üzerine yakın arkadaşı Mustafa Kemal ile bazı konularda fikir ayrılığına düşer ve Mecliste İkinci Grup'a geçer. Mustafa Kemal Paşa'nın ikinci Grup'a geçen milletvekillerini tekrar aday göstermemesi üzerine yeniden milletvekili seçilemez. M. Rıza Bey yeniden milletvekili seçilememesi üzerine Harbiye Nazırı Enver Paşadan satın aldığı Kırşehir adlı kuru yük gemisini satarak Keskin yakınlarında Acı Çiftliğini satın alır. 20 bin dönümlük bu büyük çiftlikte bir yandan besicilik yaparken, yurdışından ilk kez traktör ithal ederek çiftçilik yapmaya başlar. M. Rıza Bey, Mecliste yakın arkadaşları olan Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Rafet Bele gibi yakın arkadaşlarını mecliste ziyaret eder. Bu görüşmeleri nedeniyle maalesef muhalif damgası yer. 1925 yılında Şeyh Sait ayaklanması çıkar, düşmanları Ankara İstiklal Mahkemesine başvurarak M. Rıza Bey'in bu ayaklanmaya katılarak Ankara'yı basacağına, Reisi Cumhuru dağa kaldıracağına dair yalancı şahitlik yaparlar. Ankara İstiklal Mahkemesi de bu deli saçması iddiaları ciddiye alarak Rıza Bey'in tutuklanmasını ister. M. Rıza Bey, çıkarıldığı mahkemede yaptığı hizmetlerin bilindiğini söyleyerek, iddiaların yalan olduğunu ve kendisine iftira atıldığını söyler. Bu nedenle kesinlikle mahkemede savunma yapmayacağını ve aklanmak içinde şahit göstermeyeceğini söyler. Kendisine olan aşırı güveni, yaptığı hizmetleri nedeniyle kendisini savunmayı ret eder. Bu nedenle İstiklal Mahkemesi 10 Ocak 1926'da hakkında idam cezası verir ve 12 Ocak 1926'da bu ceza infaz edilir. M. Rıza Bey, saf, temiz, vatansever bir Anadolu insanı idi. O düşündüğünü mertçe söylemiş, doğruları savunmuş ve yanlışları tenkit ederdi. Öyle ki başarılarını siyasi bir ranta dönüştürmeyi düşünmediği gibi dünya hayatı için de kimseye minnet etmedi. “vatan kurtuldu ya ölsem de gam yemem” diyecek kadar vatanseverdi. Ne yazık ki M. Rıza Bey, hayali suçlamalar ve yalancı şahitlerle hayatı sona erdi. Fakat onun hizmetleri hiç unutulmadı ve unutulmayacaktır. Tarih onu bir Demokrasi Şehidi olarak hatırlayacaktır. Ruhun şad olsun. Kaynaklar: Semçuk Silsüpür, Oğuzlar, Şevket Süreyya Aydemir, Suyu Arayan Adam, Fahri Çoker, Parlamento Tarihi, Bayram Sakallı, Ankara ve Çevresinde Milli Faaliyetler.