MUHARREM AYI VE FAZİLETİ


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 25 Kasım 2011
Geçerli Tarih: 28 Mart 2024, 18:05
Site: Haberci71.com - Kırıkkale Haberleri
URL: http://www.haberci71.com/yazar.asp?yaziID=6760


MUHARREM AYI VE FAZİLETİ

Tarihte Muharrem Ayı;

Muhterem Kardeşlerim;

26 Kasım 2011 Cumartesi Günü Muharrem ayının başlangıcıdır. Muharrem ayı; haram (saygınlığına hürmet ayı)  olarak kabul edilen  dört aydan biridir.  Tevbe suresi 36. Ayetinde; “Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır   İşte bu Allah’ın dosdoğru kanunudur” buyrulmuştur.

 

Haram aylar, İslam’dan önce hürmet edilen, savaş ve kan dökülmesi yasak olan kamerî aylardır. Bu aylar; Zilkâde,  Zilhicce,  Muharrem, ve Receb  aylarıdır. Bu aylar Müslümanlar tarafından da saygı gösterilen aylar olmuştur.

 

Haram aylarından olan Muharrem ayı, insanlık ve İslam tarihinde pek çok olayın yaşandığı bir aydır. Rivayete göre Hz. Nuh ve kavminin Muharrem ayının 10.cu günü tufandan, Hz. Musa ve Beni İsrail  oğullarını ( Yahudilerin) firavunun zulmünden kurtulmuşlardır.

 

Diğer taraftan insanlık tarihinin en önemli olaylarından biri de Hz. Peygamberin Mekke’den Medine’ye göç etmesidir. Bu göçün önemine binaen Hz. Ömer’in  hilafeti döneminde miladi 638 yılında Hz. Ali’nin teklifi üzerine Hz. Peygamberin hicreti  1 Muharrem olarak tespit edilmiş ve takvim başlangıcı kabul edilmiştir. Bu takvim “Hicri” takvimdir. Bu takvim  bu gün de  Müslümanlar tarafından takip edilmektedir. 26 Kasım 2011 cumartesi günü Sevgili Peygamberimizin hicretinin 1433.cu yılı idrak edilecektir. Sevgili Peygamberimizin hicreti bütün insanlığa bir defa daha kutlu olsun.

 

Muharrem ayında vuku bulan ve  bütün Müslümanlar nezdinde en üzücü ve en önemli hadisesi ise hiç şüphesiz ki Hz. Peygamberin muazzez torunu, Cennet gençlerinin Efendisi Hz. Hüseyin Efendimiz başta olmak üzere Ehli Beyt’ten ve Müslümanlardan bir çok kimsenin Kerbela’da günlerce aç ve susuz bırakıldıktan sonra hicri 10 Muharrem 61 tarihinde acımasızca şehit edilmesidir. Ruhları şad olsun. 

 

Aşure ve Muharrem Orucu;

Saygı Değer kardeşlerim;

Muharrem ayının onuncu gününe  “Aşure Günü” denmektedir. Hz. Musa’nın   Aşure günü oruç tutması gibi hususlar dikkate alındığında, Aşure Gününün Hz. Nuh’tan itibaren semavi dinlerde önemli bir yer işgal edildiğini görmekteyiz. Aşure Günü Müslümanlar nazarında da önemli, mübarek ve mukaddes kabul edilmiştir. Bu günlerde Peygamber Efendimiz ve Müslümanlar da oruç tutmuşlardır.

 

Nitekim Hz. Ali Efendimizin anlattığına göre bir adam Hz. Ali Efendimize sorar;

-Ramazan ayından sonra hangi ayda oruç tutmamı tavsiye edersiniz?

Hz. Ali (r.a.) şu cevabı verir:

“Ben bu soruyu Resullah’a soran bir adama rastlamamıştım. Nihayet biri sordu. O zaman ben de yanlarında idim. Adam dedi ki;

-Ey Allah’ın Resulü ! Ramazan’dan sonra hangi ayda oruç tutmamı tavsiye edersiniz? Şu cevabı lütfettiler;

 

“Ramazan dışında da oruç tutmak istersen Muharrem ayında da tut. Çünkü O şehrullah’tır     ( Allah’ın ayıdır). O ayda bir gün vardır ki (o gün  onuncu gün olan  Aşure günüdür ) Allah o günde bir kavmin günahlarını affetti. Bir başka kavmin günahlarını da affedecektir.” Tirmizi, Savm, 40)

 

Diğer bir hadisi şerifte ise şöyle buyrulmaktadır;  "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç,  şehrullah olan Muharrem ayında tutulan oruçtur " Müslim, Sıyam 202, Ebû Davud, Savm  55, Tirmizî, Salat 324, Muharrem ayına Şehrullah (Allah’ın ayı) denmesi O’nun şanını yüceltmek ve tazim içindir. Bu fazilet Muharrem ayı boyunca tutulan bütün oruçlar için geçerlidir.

 

Aşure Orucu;

Hz. Peygamber (sav) Medine’ye gelince Yahudilerin Aşure Günü oruç tuttuğunu gördü. Onlara;

- Niçin oruç tutuyorsunuz diye sordu?

-“Bu gün Salih ve hayırlı bir gündür. Allah o günde Beni İsrail’i düşmanlarından kurtardı. Şükür olarak Hz. Musa (as) oruç tuttu dediler”

Bunun üzerine Resulullah (sav)

“Ben Musa’ya sizden daha layığım buyurup o gün oruç tuttu ve Müslümanlara da oruç tutmasını emretti”. Buharî, Savm 69,  Müslim, Sıyâm 127,  Ebu Dâvud, Savm 64, ) Ancak Yahudilere muhalefet ederek Muharrem ayının 9.cu ve 10.cu günü oruç tutulmasını istemiştir.

 

İslam alimleri, Peygamberimizin ve Müslümanların Ramazan ayı orucunun farz kılınıncaya kadar Aşure orucunu tuttuğunu, Ramazan ayında Müslümanların oruç tutmalarının farz olmasından sonra Peygamberimizin bu günlerde oruç tutulmasının isteğe bıraktığını ve tavsiye ettiğini, bu günlerde oruç tutmanın müstehap olduğunu ifade etmişlerdir.

 

Türk-İslam Geleneğinde Aşure;

Türk-İslam geleneğinde önemli bir yer tutan Aşure aynı zamanda Muharrem ayında en az on gıda maddesinden yapılarak özel merasimlerle dağıtılan tatlıya da isim olmuştur. Günümüzde de özellikle Anadolu’da Müslümanlar Muharrem ayında en az 10 gıda maddesinden Aşure tatlısı pişirerek halka, misafirlere, komşulara, dostlara ikram ederler, fakir ve yoksullara dağıtırlar. Bununla Hz. Nuh ve Musa’nın zorluktan kurtularak bolluğa kavuştuğu gibi Cenab-ı Allah’tan zorluklardan, sıkıntılardan kurtularak bolluğa, bereketli bir hayata kavuşturması niyaz edilir. Bazı kardeşlerimiz ise 12 gün oruç tuttuktan sonra oruçların kabulü ve Ehli Beytin Ruhu için  bu tatlıyı pişirerek  dağıtırlar.  Böylece Aşure tatlısı Anadolu’da oruçların kabulü, dostluğun, kardeşliğin, birliğin ve beraberliğin pekişmesi,  yardımlaşmanın ve dayanışmanın güçlenmesinin ve bereketin bir simgesi olmuştur. Nitekim  bir hadis-i şerifte ise şöyle buyrulmaktadır;

 

“Kim ailesine Aşure günü geniş davranırsa Allah O’na senenin geri kalan günlerinde geniş davranır” (Feyzül Kadir 6/ 235)

 

Süfyan’ı Sevri şöyle diyor: “Biz bunu denedik ve öyle bulduk” İbn-i Uyeyne de; “Biz bunu 50-60 yıl denedik” demiştir.

 

Rivayeten bu gün Hz. Nuh’un tufanından kurtularak genişlik bulduğu gün olduğu için   Cenab-ı Allah’ın bolluğu ve bereketi daha sondaki inananlara da bir ihsanı olarak kabul edilir.

 

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki Muharrem ayı ve Aşure Günü önemli tarihi olayların vuku bulduğu, genişliğe kavuşulduğu kadar çok  üzücü olayların da  meydana geldiği, bütün semavi dinlerin bu aya hürmet ettiği ve oruç tutmaya özen gösterdiği bir aydır.

 

Kerbela Faciası, Hz. Hüseyin’in Şahadeti;

Bütün Müslümanların gönlünde çok derin acı ve üzüntü bırakan ve hala bu acıyı hissettiğimiz müessif  olaylardan biri de, hicri 61 yılı 10 muharrem günü Yezid ve adamlarının, başta sevgili Peygamberimizin muazzez torunu Cennet gençlerinin Efendisi Hz. Hüseyin Efendimiz olmak üzere ailesinden ve yakinlerinden 72 Müslüman’ın günlerce aç ve susuz bıraktıktan sonra acımasızca şehit edilmesi olayıdır. Bu olay bütün Müslümanları derinden üzmüş ve hala üzüntüyü yaşamaktayız. Bir defa daha  başta Hz. Hüseyin Efendimiz olmak üzere bütün Kerbela şehitlerimizi ve bu cennet vatan uğruna şehit olan bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.

 

Kerbela Faciasından Alınması Gereken Dersler;

Milli Birlik ve Beraberliğin Önemi;

Saygı Değer Kardeşlerim!

Her 10 Muharrem günü, Hz. Hüseyin’in ve 72 Müslüman’ın şahadetinin acısını yüreklerimizde hissederken. Bu tarihi olaydan Müslümanlar olarak ders almalıyız. Tarih şuuruna sahip olmanın önemini idrak etmeliyiz. Düşmanların hile ve tuzaklarına fırsat vermemeliyiz. Müslümanlık ve vatandaşlık kimliğimizi daima öne çıkararak birbirimize kenetlenmeliyiz. Milli birlik ve beraberliğimizi karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü, kardeşlik ve dayanışma gibi güzel davranışlarla güçlendirmeliyiz.

 

Hz. Peygambere, ashabına ve Ehli Beytine karşı olan vazifelerimizi her zaman hatırlamalıyız. Hz. Peygambere daima salat ve selam okumalı, bizlere en güzel mirasları olan Kur’an-ı Kerime, sünnetine sımsıkı sarılmalı, Ehli Beyt’inin ve ashabının yaşadığı o güzel İslam’ı yaşamaya çalışmalıyız. Kerbela ve bütün şehitlerimizi rahmetle anmalıyız. Onlar için dua ederek, Kur’an okuyarak ve ruhlarına bağışlayarak, kardeşliğimizi pekiştirerek, dostluğumuzu güçlendirerek  ruhlarını şad etmeliyiz. Hepsinden Allah razı olsun ve bizleri şefaatlarına nail eylesin.  Muharrem ayında tutacağımız oruçlarımızı, kesilen kurbanlar kabul eylesin.  

Bir sonraki yazımda ise Ehli Beytin faziletini anlatmaya çalışacağım. Saygılarımla

 

 

 

                                                                                           Bekir GEREK

                                                                                              İl Müftüsü