MERHABALAR FAZLI KARDEŞİM, GÜZEL KONULARA IŞIK TUTUYORSUN SAOLASIN, BENDE BAĞZI OLAYLARDA İNANANLAR OLARAK HATTA HER KONUDA RESÜLÜ ZİŞAN EFENDİMİZİ ÖRNEK ALMALIYIZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM, O TEK BAŞINA BAŞLADIĞI DAVASINDA ÇOK ÇİLE ÇEKTİ VE BİRÇOK DOSTUNU ŞEHİT VERDİ, HZ. HAMZAYI ŞEHİT EDEN VAHŞİ VE HİNT İKİSİDE SAHABEDEN OLDULAR, BAKIN MÜSLÜMAN OLMA OLAYLARI NASIL GELİŞMİŞ; Vahşi, Hazreti Hamza\'yı şehit ettikten sonra Mekke\'ye döndü.Mekke fethedilince de Taif\'e kaçtı.Taifliler de,İslam\'a girmek için Resülullah\'ın yanına gidiyorlardı.Artık Vahşi\'nin kaçacak yeri kalmamıştı. Kainatın Efendisi,Vahşi\'yi İslam\'a davet için haber gönderdi.Vahşi ise Resülullah\'a şu cevabı iletti: \"Ya muhammed beni nasıl İslam\'a çağırırsın?!Allah\'a şirk koşanlar,Allah\'ın muhterm kıldığı bir canı haksız yere öldürenler,zina edenler günahlarının cezasını çekerler.Kıyamette,o biyük duruşma günüdecezaları katmerli olur,azap ve zillet içinde ebedi kalır.Halbuki ben bunların hepsini yaptım.Daha benim bir kurtuluşum olur mu?\" Bunun üzerine Allah(cc) şu ayeti inzal buyurur:\"Ancak şu var ki dönüş yapıp iman edenler,güzel ve makbul işler işleyenler bundan müstesnadır.Allah onların kötülüklerini iyiliklere,günahlarını sevaplara çevirir.Çünkü Allah gafurdur,rahimdir.\"(furkan,25/70)Bunun üzerine Vahşi:\"Ya Muhammed, \'Dönüş yapıp iman etme,güzel ve makbul işler işleme\' çok çetin bir şarttır.Bana kalırsa ben bu işin altındna kalkamam.\" Hemen ardından şu ayet nazil olur:\"Şurası muhakkak ki, Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez,ama bunun altındaki diğer günahları dilediği kimse hakkında affeder.\"(nisa,4/48) Yine Vahşi:\"Ya muhammed, bu konuda görüşün nedir?Affetmek ,Allah\'ın hikmet ve iradesine bağlıdır.Bilmiyorum :beni bağışlar mı bağışlamaz mı ?\"diye sordu.Akabinde hemen şu ayet nazil oldu:\"Ey Şanlı Nebi,sen şunu tebliğ et:\'Ey çok günah işleyerek kendi özcanlarına kötülük etmede ileri giden kullarım!Allah\'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz.Allah,dilerse bütün günahları mağfiret eder.Çünkü o, gafur ve rahimdir,çok affetidicidir,merhamet ve ihsanı boldur.\"(zümer,39/53) Vahşi ,tam istediği cevabı almıştı.Derhal Müslüman olmuştur.Bazı insanlar dedilerki :\"Ya Resulullah! Biz de Vahşi\'nin yaptığı gibi yapmıştık .Aynı şartlar bizim içinde geçerli mi?\"Fahr-i kainat,\"Bu şartlar bütün Müslümanlar için geçerliidr.\"buyurdular.(Taberani, Mu\'cemul-Kebir,11/197)
Tesekkürler Fazlı amca.yazınız cok güzel olmuş.
Bir kere en başta başlık cok güzel,hemfikir olmamız ve konuyu böyle güzel anlatımınızda cok güzel.
Gerçekten, "yüz yıllarca kolay kalmadık bir arada"
Osmanlı bu işi nasıl halletti acaba?
Size katılıyorum çok doğru söylüyorsunuz. hatta bu konuda, Ana sınıfına giden çocuklara kendi dilini öğrenmeden , iyi eğitim adına ingilizce veya başka bir dil öğretilmesini de doğru bulmuyorum. herkes bulunduğu coğrafyanın dilini, Türkçeyi öğrensin sonra hangi dili öğreniyorsa öğrensin...
Yabancı bir ülkeye gittiğimizde kendi dilimizle bize eğitim vermiyorlarsa, Burada da daha fazla özgürlük adına başka dilde eğitim olmamalı...