BEYİN DARBESİ

28 Ağustos 2013, 00:28

BEYİN DARBESİ

Bizim zamanımızda diye söze başlayanların artık kendilerini ihtiyar kategorisine koyduklarını okumuştum bir araştırma sonucunda. Bende söze öyle başlayacağım. “Bizim zamanımızda”

Evet, bizim zamanımızda okullarda ihtilal ve darbe kelimelerinin anlamını öğretirlerdi. Belki bu öğretinin altında bilinçaltını gıdıklamak ve oraya bir şeylerin yerleşmesini sağlamak olabilir. Veya hep saf düşünüyoruz ya günün gereği oydu belki bu öğretinin temelinde.

Ama öğrenirdik işte. Öğretirlerdi. Bu öğretiden kalan ihtilal: bir ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla kanunlara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan geniş halk hareketi olarak görülmektedir.

Devrim: bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işidir. Buradaki dikkat edilmesi gereken konu darbenin belli bir kesim tarafından yapılmasıdır.

Güzide ülkemizi darbeler ülkesi olarak anılmasını sağlayan bazı demokrasi anti yandaşları son yıllarda etkisini kaybetti. Bunda hükümetin etkisi olduğu kadar belki teknolojik gelişmelerin de etkisi vardır. Zira eskiden tek kanallı televizyon istasyonunun önüne iki tank ve radyonun önüne iki zırhlı araç koyunca bu iş tamam görünüyordu.

Şimdilerde demokrasi sever bazı basın yayın organlarının olduğu ve olası bir durumda bu darbeye karşı çıkacakları da göz önüne alınabilir. Yani kayıtsız şartsız itaat edilmeyebilir. Bu nedenle ülkemizde ki darbe anlayışı gelişen çağımızda zorlaştı. Bu olmayacağı anlamına gelmez elbette.

En olmaz dediğimizde bile olabileceği Mısır örneğinde mevcut. Mısırda da demokratik bir seçim olmuş ancak hemen akabinde daha demokrasi oturmadan ardına süper güçlerin en azından kısmi desteğini alarak silahlı kuvvetleri elinde bulunduranların neler yaptığını görüyoruz.

Bir ülke istikrarlı gittiğinde ve artık yavaş yavaş kendine yetmeye başladığında onu kendine mahkum etmek isteyenlerin alttan alta nasıl bir kalleşlik yaptığını yine Mısır örneğinde gördük.

Dünya kamuoyu ile hükümetlerinin ters düştüğü bir durumu yaşıyoruz. Aradan yıllar geçtiğinde Rabbimin izin vermesi durumunda torunlarımız Mısırın bugünkü durumunu sorduğunda darbeye darbe diyemeyen zihniyetin ne cevap vereceğini gerçekten merak ediyorum.

Ne kadar acı ne kadar üzücüdür ki darbe yanlılarının yakın zamanda kim ne derse desin gezi parkı ile kalkıştıkları olayın gerçekleşmemesi ile Mısırdan medet umduklarını görüyoruz. Yani biz yapamadık bu sefer ama görüyorsunuz Mısır bunu başardı şeklinde yapmış oldukları propaganda ile gelecekte olabilecek bir olayda nasıl kışkırtıcılık yağabileceğini de izliyoruz.

Gerek ülkemiz içinden gerek ülkemiz dışından Mısır demokrasisine vurulan darbede halka yazık olduğunu görmeleri için, yüzlerce kişinin katledildiğini görmeleri için, kışkırtma politikasının nasıl başarılı olduğunu idrak için galiba demokrasinin parmak olup gözlerine girmesi gerekiyor.

Bugün onlara görülen dış mihrakların katliamı destek hareketleri ve içten verilen omuzun yarın bize olmayacağını kim garanti eder. Dediğim gibi en olmaz denilen zamanda verilen gaz ve destek ile gücü elinde bulunduranlar gelir oturur. Bu nedenle bugünden Mısır olaylarına kayıtsız kalmak veya darbeye destek vermek hainlikten beterdir.

Selam ve dua ile…

Bu haber 2227 defa okunmuştur.