Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Şafak Vakti

04 Kasım 2008, 15:46

MİSAFİR KALEM / HASAN AKYILDIZ

Aşık olduğum, “Cumhuriyet Türkiye”si, 85. yaşın kutlu olsun…

“Misak-ı Milli sınırları içinde, ay yıldızlı bayrağın sonsuza kadar dalgalansın…”

Onur ve gururla…

Cumhuriyet Türkiye'sinin güzel insanları,

Cumhuriyeti kendisine armağan eden Atatürk'üne;

“Benim kuvvet ve kudretim, halkın bana gösterdiği inan ve güvenden oluşmaktadır” dedirten,

“Yüce millet…”

Bağımsızlık karakterin,

Milli onur vazgeçilmezin,

Vatan toprağı kutsalın,

Esaret reddettiğin…

Cumhuriyet sana yakışan…

Yakıştırılan…

***

“Hal böyleyken anlamak gerek,”

Şöyle bir uzaklara bakmak,

“Bu günlerde, o günleri görmek, hissetmek gerek…”

1. Dünya Savaşı,

Kazanılan zaferlere rağmen, birlik olduğu devletlerin uğradığı hezimeti, imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması ile an ağır şekilde ödeyen Osmanlı Devleti, Boyun eğen, basiretsiz, korkak İstanbul Hükümeti,

Dağıtılan ordu…

Anlaşma hükümlerince, galip devletlerin ile her karışını işgal ettiği vatan toprağı…

“Ve Anadolu…”

Yokluk,

Yoksulluk,

Açlık,

Anadolu yanıyor,

Anadolu tecavüze uğruyor,

Anadolu'ya kıyılıyor…

Kazma kürekle karşı koyuyor düşmana Anadolu insanı,

Başsız, bölük pörçük,

Anadolu kan ağlıyor…

Ve İstanbul'dan Samsun'a hareket etmeden önce yakın arkadaşlarına;”Düşman süngüsü altında milli birlik olmaz! Ancak hür vatan topraklarında memleketim bağımsızlığı ve milletin özgürlüğü için çalışılabilir. Bu amaç için Anadolu'ya gidiyorum” diyen Osmanlı Devleti'nin Paşa'sı Mustafa Kemal…

19 Mayıs 1919. Paşa, artık Samsun'da…

İstanbul Hükümeti'nin generali…

22 Mayıs'ta Samsun'dan çektiği telgrafla, anlatıyor İstanbul'a. Milli mücadele kararlılığını sezdiren şu tümce ile bitirdiği raporu işgalcileri tedirgin ediyor;

”Millet, birlik olup egemenlik esasını, Türklük duygusunu hedef almıştır.”

O, artık Mustafa Kemal…

22 Haziran 1919'da Amasya'dan tüm ülkeye yayılan, altına imza attığı şu sözler,
Yazılmaya başlanacak olan bir kahramanlık destanının ilk satırları;

“Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını yine milletin gayreti ve kararı kurtaracaktır.”

Kadını, erkeği, Türk insanı tarafından asla boşa çıkarılmayan,

Güven ve inanç…

Akıl, beceri, ileri görüş, birlik, vatan sevdası gerektiren,

Kurtuluş Destanı'nın içinde barındırdığı binlerce kahramanlık öyküsü…

1924'de Lozan Barış Antlaşmasına uzanan yolda,

23 Nisan 1920'de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ve millete armağan ettiği zafer…

Ve Mustafa Kemal'in 1 Kasım 1922'de Saltanatın kaldırılması nedeniyle meclis kürsüsünden;

“Milletin saltanat ve makamı yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir” diyerek bitirdiği konuşma…

En başından, Türk milletine yakıştırdığı Cumhuriyet yönetimi, 29 Ekim 1923'te; ”Yaşasın cumhuriyet” nidalarıyla kabul edildiğinde O, artık Türkiye Cumhuriyeti'nin de ilk Cumhurbaşkanı…

Bu bir özet…

Bir milletin vatanına sahip çıkışının kısa anlatımı…

Ruhla, inançla ulusal benliğin varlığı ile elde edilen zafer…

Ve devrimler, her alanda elde edilen kazanımlar…

***

Cumhuriyet…

Dilimiz, beynimiz ne çok alıştı bu sözcüğe,

İçini boşalttık sanki ezberledik ve tekrarladık, tekrarlattık…

“Cumhuriyet, halkın seçtiği temsilcilerle kendisini yönetme şekli”

Tanıma diyecek bir şey yok elbet,

Söylenecekler, sadece unutulan içeriğe…

Denecek, Cumhuriyet'in, demokrasi ve özgürlüklerin kapısını açan bir rejim olduğu...

Tehlike,

Sömürgeci devletlerin kurmaya çalıştığı yenidünya düzeni oyununa kanmak, Din, milliyet, cumhuriyet kutsallarını ağzına alarak, insanımızı ayıran bölen vatan hainleri,
Terör denen ne olduğu belirsiz belaya şehitler vermemiz, Siyasi getirim kavgası içinde kaybolan liderler,

Hak ve özgürlüklerin başta kadınlar olmak üzere, ellerden alınmaya kalkışılması,

Demokrasi kusurlarını yine demokrasinin öreteceğini es geçmemiz,

Dizilerle, yarışmalarla uyuşturulmak, uyutulmak,

Okumamak, eğitimli eğitimsiz cahiller olarak kalmak…

Asıl tehlike,

Türk olduğumuzu unutmak,

Hatta “Türk'üm, cumhuriyetçiyim” demeye korkmak…

Laik bir ülkede inançlarını özgürce yaşarken, dini siyasi çıkarları için kullananlara fırsat vermek,

Ve hepsinden önemlisi ne biliyor musunuz.?

Cumhuriyet insanı olmanın değerini unutup,

“Umutsuzluğun”, getirdiği kırgınlık, vazgeçmişliği yaşamak…

85 yıl önce bugün,

Umutla beslenen inanç ve kararlılıkla kazanılan cumhuriyete,

Cumhuriyetin getireceği özgürlükleri bilmeden vatanı için savaşan, şehit düşen Anadolu insanına,

Atatürk ve silah arkadaşlarına…

Bir borcumuz var,

Minnet ve rahmetle anmanın ötesinde…

“Ey millet! Sen, tutsaklık ve aşağılığı kabul eder misin? Ben milletin vereceği cevabı biliyorum…”

Diyen önderimize içtenlikle, birlikle, beraberlikle,

Özellikle bugün ve her gün,

“Hayır” cevabını vermek…

Ve sonsuzlukta bugün yine bu bayramı kutlamak…

Onur bizim, gurur hepimizin…

Biz Türk'üz, Cumhuriyetçiyiz

Bu haber 4692 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi