Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Arınmaya yolculuk 59 bölüm

Fazlı GÜVENTÜRK

21 Ocak 2013, 09:14

Fazlı GÜVENTÜRK

Arınmaya yolculuk 59 bölüm

            Kalbi Mekke için Medine için yanıp tutuşan ve oralara ulaştığında 9 şiddetinde sarsılanlar için yazılmış, hem bir rehber olsun, hem yaşadıklarımızı anlatısın amaçlı bu yazılara vesile olanlardan Yaradan razı olsun..

          1-Fetih Mescidi: Sel dağının eteğindedir. Bu mescidlerin en büyüğüdür. Efendimiz için kurulan çadırın olduğu yere yapılmıştır. Peygamber Efendimiz burada üç gün dua etti. Duasında ellerini öyle kaldırmıştı ki; ridası omuzlarından yere düştü. Allah-u Teâla duasını kabul etti. Müşrikleri de perişan etti.

2- Selman-ı Farisi Mescidi: Selman-ı Farisi’nin çadırını kurduğu yere yapılmıştır. Fetih mescidinin hemen alt kısmındadır.

3- Hz. Ömer Mescidi: Selman-ı Farisi mescidi’nin biraz ilerisindeki mesciddir.  

4- Fatımatü’z-Zehra Mescidi: En güneyde, Fetih mescidi’nin karşısındaki tepede, ağaçların arasındaki küçük mesciddir. Hz Fatıma gündüzleri gelip burada bir ağacın altında hendek kazı çalışmalarını izliyordu. Diğer mescidler yıkılmış, bugüne kadar gelememiştir.

SEVİYORSUN

            Yaradan rabbimize ne kadar hamd etsek azdır. En azından verdiği rızıklar için teşekkür etsek galiba ömrümüz yetmez de ek ömür isteriz.

            Bir başka teşekkür ve hamdımız bizi      İslam ile şereflendirdiği içindir. Şükür biz Müslüman doğmuşuz, büyümüşüz ki hatamız, noksanımız olsa bile biz bu Rabbin kuluyuz şükürler olsun.

            İçimdeki ses “ne zaman başladı” diyor “ne zaman ilk kıvılcım çaktı, ne zaman ilk kıpırtı yaşandı, ne zaman ilk kor düştü” diyor. Cevap yok. Net bilmiyorum. Ama memlekette, buralara gelmeden başladığı kesin. Şu gün, şu ay, şu saat demek doğru değil ama memlekette başladı.

            Kabe aşkı, Resulullah aşkı, sahabe aşkı, Ravza, Küba, Sevr, Hira, Arafat aşkı.Hz Ömer’in, Hz Ebubekir’in aşkı oralarda başladı.

            Yaradan genelde başımız sıkışınca aklımıza geliyor. Maalesef sair zamanlarda içimiz yana yana “Allah” diyemiyoruz. Ama ne zaman ki başımıza bir musibet geldi işte o zaman feryat figan içinde “Allah” diye inliyoruz. Ben başkasını tenzih ediyorum ama gerçekler öyle.

            İşte bu yanmamışlık ile zayıf ibadetimizle günde beş vakit yöneldiğimiz Kabemize kavuşma aşkı, orda başladı. Heyecan, sevinç sevgiliye ulaşma dürtüsü bedenin her yanını sarar oldu. Ne mutlu sevdiğin ile birlikte olacaksın. Kısa süreli de olsa o senin sen onun etrafında olacaksın.

            Hazırlıklar başladıktan sonra sevgin biraz daha artıyor, özlemin ve birlikte olacak olma arzun biraz daha artıyor. Kendini alamadığın bir düşünce bu, önüne geçemediğin bir hissiyat ne güzel.

            Kâbe’desin. Oradasın işte. Onun yanındasın. Bol bol bak, seyret, onu dinle, onu yaşa. Ona aşık olmamak ne mümkün. Siyahında gözlerinde gizem var, çekiyor içine. Dilinden altın olduğundan bal akıyor. Hacer-ül Esved’e dokunmak mümkün görünmüyor ama zorluyorsun. Etrafındasın işte sevgilinin, Etrafında dön dur. Bıkmak yok.

            Ayaklar şişiyor, patlıyor ama asla yorulmak yok. Herkesin içindesin. Onu isteyenlerin arasındasın, onu sevenlerin yanındasın ama asla kalabalıktan biri değilsin.

            Yalnızsın bu yoğunlukta sevgili ile teksin. İsterse milyonlar olsun etrafında. Sevr’e âşık oluyorsun. Kocaman dağ, tırman tırman bitmiyor. Tam ulaştım diyorsun biraz daha uzuyor. Geldim diyorsun o mağaradayım diyorsun. ”yok” diyor. Daha değil, devam et tırmanmaya. Cidden aklını başından alıyor, tırmandıkça hoşuna gidiyor çekiciliği. Tam ulaşıyorsun diyor ki ”burada seni saklamam git geldiğin yere git, burası sana soğuk gelir, yıpratır, üşürsün, yanarsın, git” diyor.

            Gidiyorsun çünkü Sevr’in seni sevdiğini biliyorsun. Seni korumak için git diyor. Gidiyorsun çünkü sen de Sevr’i seviyorsun zira orda kalırsan dağ rahatsız olacak.İniyorsun zirveden ama sevmen bitmiyor.

            Hıra Cebrail’i gördü. Nasıl sevilmez? Hıra Resulü ağırladı nasıl sevilmez? Merdiven yapılmış gönlüne çıkan yolda ama çok dik. Tırmanmak kas istiyor, bilek istiyor. Ama en yükseğe çıkınca tama diyor bu kadar ben Cebrail gördüm, ben üzerimde Hz Muhammed(sav)’i konuk ettim, ben Hz Ebubekir’i gördüm. Buralar sana göre değil.

            Mekke’yi seviyorsun. Gündüzü yakıyor. Yanmayı seviyorsun, sıcaklığını seviyorsun. 60 küsur derecede sevgilinin etrafında dönmeyi seviyorsun. Gecesini seviyorsun pırıl pırıl yanıyor her yanı. Ona aşık oluyorsun. Mekke’yi seviyorsun Habib’in sevdiği için, o buraları severdi diyorsun bende seveyim.

            Uhud’u seviyorsun. Biliyorsun o cennetten bir parça. O cennetin kapısında asılı olacak ondan seviyorsun. Belki diyorsun beni tanır, bilir, şahitlik eder alır içeri “sende buyur” der, ondan seviyorsun. Uhud’u Uhud kadar çok seviyorsun.

            Küba’sını seviyorsun, umre yaptığın için, hendeğini seviyorsun eskiden eser kalmasa bile. Düşünmesini seviyorsun. Kazılan hendeği düşünüyorsun.  Görmesen bile seviyorsun işte.

            Medine sini seviyorsun. Ravza’sını seviyorsun. Ne çok birlikte olduğunu düşünerek seviyorsun. Resulullah’ın gezdiği yerleri seviyorsun. Onun baktığı ufuklara bakmayı seviyorsun. Düşünmek için öyle çok zamanın var ki gidiyorsun ta eskilere.   

            Resul’e komşu oluyorsun. Komşu olduğun zamanı seviyorsun. Kapıdan çıkınca Resul’ü görüyorsun,  Hz Ömer’i, Ebubekir’i, Hz Ali’yi, Hz. Osman’ı görüyorsun. Hz Ayşe, Hz Şevde annemiz ile birlikte olduğunu seviyorsun. Önde Hz Resulullah arkada sen, yanında Bilal-i Habeşi’nin, Hz Osman’ın olmasını, arka saflarda İslam kadınlarının olmasını seviyorsun. Annelerin evlatlarına namazı öğretmesini, dinini anlatmasını seviyorsun.

            Hz Hamza’nın şahadetini seviyorsun. Acı sözle değil acı mızrakla şahadetini seviyorsun. Onun şehit olduğu yerde olduğundan onun için dua ettiğinden sana şefaatçi olma düşüncesini seviyorsun.

            Medine’de geçirdiğin günleri seviyorsun. Ravza’nı seviyorsun, Ravza’ya bakmayı seviyorsun. Yeşil kubbeyi seviyorsun. Yeşilin yanına yapılan beyaz kubbenin yapılış nedenini araştırmayı seviyorsun. Kabul ediyorsun beyaz kubbeyi. Olması gerekiyor olmuş demeyi seviyorsun.

            Öyle seviyorsun ki öyle aşık oluyorsun ki yaz günü iftardan sonra yenen dondurma kadar çok seviyorsun. Erise de bitse de yarına kalmasa da tadının damağında kalmasını seviyorsun.

Eşsiz güzelliği, eşsiz güzellikte sevmeyi seviyorsun.

 

Yazının devamı bir sonraki gün           

Bu haber 3608 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi