ŞEYTANIN TUZAKLARINA KARŞI İNSANIN YAPMASI GEREKENLER

01 Kasım 2013, 00:29

ŞEYTANIN TUZAKLARINA KARŞI İNSANIN YAPMASI GEREKENLER

İnsan kendisine zarar verecek, gece gündüz kötülüğü için uğraşan, her an kendisini takip eden düşmanına karşı nasıl bir tedbir almalıdır? Bahsettiğim bu düşman, insana karşı en büyük kini duyan ve azabın en büyüğünün yaşanacağı cehennem hayatında kendisiyle birlikte götürmek isteyen şeytandır.

“Dedi ki: ‘Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım.’ ‘Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın." (Araf Suresi,16-17)

Peki insanı böyle sinsi bir tehlike bekliyorken, başka işlerle ilgilenip, asıl düşmanını unutması normal midir? Normal olan, insanın sonsuz kadar acılar çekmesine neden olmak isteyen bu düşmanına karşı son derece dikkatli olması ve tedbirler almasıdır. Üstelik şeytan tek başınada değildir. Vesvese verdiği ve kendi yoluna tabi ettiği milyonlarca insandan oluşan askerleri vardır.

“… Gerçekten şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına gizli-çağrılarda bulunurlar. Onlarla itaat ederseniz şüphesiz siz de müşriklersiniz.’’ (En'am Suresi, 121)

Rabbimiz başka bir ayetinde ise insanın apaçık düşmanın şeytan olduğunu şöyle haber verir:

“Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır.’’ (Bakara Suresi, 168)

Ancak insanı ve şeytanı yaratan Allah, kullarının şeytanın etkisinden korunmak için nasıl önlemler almaları gerektiğini Kuran’da bildirmiştir. İnsan şeytanın etkisine karşı bu hükümleri en hızlı bir şekilde hayatına geçirmelidir. Çünkü şeytan, Allah’ın koruması dışında insanın baş edemeyeceği kadar sinsi ve ikiyüzlü bir varlıktır.

İnsan kendisinin de, şeytanın da Allah’ın kontrolünde olduğunu düşünürse, Rabbi ona yardım edecek, aklını açacaktır. Evet, şeytan çok sinsi bir varlıktır. Ancak tamamen Allah’ın kontrolünde, kaderinin dışında asla hareket edemeyen aciz bir varlıktır. Bu yüzden şeytana karşı insanın telaşlanmasını gerektirecek bir durum da yoktur. İnsan güzel ahlakta ömrü boyunca sabırlı olmaya çalışırsa, şeytanın zorlayıcı gücüyle muhattap olmayacak, direkt Rabbimiz’in koruması altında olacaktır.

“Şeytanın, iman edenler ve Allah'a tevekkül edenler üzerinde hiçbir zorlayıcı gücü yoktur.’’ (Nahl Suresi, 99)

Bir de insan şeytandan bir vesvese geldiğinde hemen Allah’a sığınmalı, onun verdiği kuruntularla muhattap olmamalıdır. Şeytanın fiziksel anlamda insana zorlayıcı bir gücü yoktur. Ancak kişi Allah’ın zikrinden uzaklaşır ve maneviyat yönünden zayıflarsa, şeytan vesveseleriyle bir insanı çok kolay kötü ahlaka teşvik edebilir. Şeytan bunun bilincinde olduğundan, insanları Allah’ı, ölüm ve ahireti düşünmekten uzaklaştırarak, akıllarının boş kalmasını sağlamakta ve bu boşluktan yararlanarak kolayca vesveselerine alan sağlamaktadır.

Bunun için insanın yapması gereken, her an Allah ile beraber olduğunu düşünüp, verdiği nimetler üzerinde derin tefekkür etmesi ve…

“Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir. (Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.’’ (Araf Suresi, 200-201)

Ayetlerde haber verildiği üzere Allah’a sığınmalıdır. İnsan Allah’ın hükümlerine titizlik gösterdiğinde ve her şartta Rabbine güvenip-dayandığında şeytanın hilesi kişiye etki edemeyecek, onun düzenini çok rahat bozabilecek bir akla sahip olacaktır.

“… Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır.’’ (Nisa Suresi, 76)