TÜRK GENÇLİĞİ NEREYE GİDİYOR?

06 Ekim 2010, 00:02

Şelçuk Silsüpür

TÜRK GENÇLİĞİ NEREYE GİDİYOR?

Günümüz gençliğinden bahsediyorum, Atatürk’ün Türkiye’yi emanet ettiği Türk gençliğinden. Yani geleceğimizden.

Necip Fazıl’ın ifadesiyle; Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlik… Kim var? diye seslenilince, sağına soluna bakmadan fert fert ben varım! Cevabını verici, her ferdi ‘ benim olmadığım yerde kimse yoktur! ‘ fikrini besleyici bir dava ahlakına kaynak bir gençlik… Kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldığı zehirli tesiri üzerinden atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine mamur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, destanlık bir meydan savaşı içinde ve bu savaşı mutlaka kazanmakla vazifeli bir gençlik…

Üstat Necip Fazıl’ın hayalini kurduğu gençlik hayali böyleydi dostlar, şimdi günümüz gençliğine dönelim.

Sizde farkındasınız değil mi? Günümüz Türkiye’sinde genç kuşağın nasıl yozlaştığını, düşünce yapılarının ne kadar değiştiğini, tabuların nasıl yıkıldığını. Biz istediğimiz kadar erdemli bir toplumuz diyelim, Türkiye de toplumsal kurallar var, toplum içinde yaşıyoruz bu topluma karşı sorumluluklarımız var diyelim. Fakat toplumsal kurallar artık kimsenin umurunda değil.

Bilgiyi ne kadar üretiyoruz, ne kadar yayıyoruz, ne kadarını kullanıyoruz konusunda Türk gençliğinin alması gereken daha çok yol var diye düşünüyorum. Türk gençliğinin mükemmel bir şekilde yetişmesi en büyük dileğim. Ama gündemi dahi takip etmeyen, bilgisayar oyunları oynayarak, magazin programları izleyerek, cep telefonlarıyla geyik muhabbetleri yaparak, düşük bel kotlarını bacaklarına geçirerek diskolarda, barlarda tepinerek mi? ilkeli yetişecekler. Hayır.

Yollarda görüyoruz, okullardan çıkmış Üniversite, lise hatta ortaokul öğrencilerinin ellerinde birer sigara yanlarında kız arkadaşları hayatı umursamaz tavırlarda sanki ceplerindeki parayı kendileri kazanıyormuş edasıyla hava atıyorlar güya ve dünyada umurlarında değil. Diğer taraftan oğlum- kızım okusun, Adam olsun, iyi yerlere gelsin diye çırpınan aileler stres içerisinde. Gençlik ne istediğini dahi bilmiyor, kararsızlık içerisinde bocalıyor. Çocuğunu giydirmeyi, doyurmayı ve cebine para koymakla çocuğuna karşı sorumluluklarını yerine getirdiğini sanan milyonlarca anne ve babalar. Ne büyük bir cehalet değil mi? Bravo bizlere, bravo yetiştirdiğimiz Türk gençliğine.

Gençlikle ilgili veriler kaygı verici boyutlara ulaşmış durumda. 15-22 yaş grupları arasında arasındaki kız ve erkeklere yönelik bir araştırma yapılmış. 10 gençten 4’ü sigara; 10 erkekten biri de düzenli alkol içiyor. Uyuşturucu oranı ise korkunç… Her 10 gençten 2’si uyuşturucuyu deniyor ve biri kullanmaya devam ediyor. Maalesef ilk cinsel deneyim yaşı 18 yaşın altına inmiş durumda. İşte dostlarım böyle vahim bir tabloyla karşı karşıyayız.

Psikolog Emre Konuk, gençlik konusunda bakın neler söylüyor. Gençliğin, Alkol, uyuşturucu, sigara ve diğer kötü alışkanlıkları kazanmasında ailelerinin yeterince sorumluluk almadıklarını ve çocuklarını kontrol etmediklerini söylüyor. Çocuklarıyla gerektiği gibi ilgilenen ve sevgi ve huzur dolu aile ortamlarında büyüyen çocuk sigara, uyuşturucu ya da alkol kullanmıyor. Konuk, risk altındaki gençleri şöyle sıralıyor: Madde ve düzenli alkol alan, madde ve alkol kullanan yakın arkadaşları olan, intihar eğilimi olan, intihar teşebbüsünde bulunan, akademik açıdan başarısız ve mutsuz bir gençlik yetişiyor.

Peki, ne yapmalıyız? Gençliğimize sahip çıkmalıyız tabii ki. Gerçek eğitim aileden başlar dostlar. Türk aile yapısı sağlam olduğu sürece yetiştirdiği bireyler de sağlam olacak elbette. Çocuklarımızı manevi değerlerimizle yetiştirip ve vatan, millet, bayrak sevgisini aşılayabilirsek gerisi çorap söküğü gibi gelecek inanın.

İnanıyorum ki Türk gençliği bütün olumsuzluklara rağmen ecdadı gibi soylu, çalışkan, erdemli, vatansever bir şekilde yetişecek ve Büyük Türkiye’yi başarıdan başarıya taşıyacaktır. Biz size inanıyoruz sevgili gençler, sizde lütfen kendinize inanın.

Zira Atatürk’ün gençliğe hitabında söylediği gibi “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”

Yine inanıyorum ki “21 yüzyılda Türklerin asrı olacaktır.”

Bu haber 4759 defa okunmuştur.