Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

EN ÇOK OKUNANLAR

TÜRK TARİHİNDE İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ

Şelçuk Silsüpür

30 Kasım 2011, 23:10

Şelçuk Silsüpür

                  TÜRK TARİHİNDE  “İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ”

            Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde, on yıla yakın Türk siyasi hayatına damgasını vuran bir cemiyettir. Cemiyet 1889 yılında “İttihad-ı Osmanî” adıyla İstanbul’da kuruldu ve sonradan “ittihat ve Terakki”  yani “birleşme ve gelişme” ismini aldı. Askeri Tıbbiye öğrencilerinden Ohrili İbrahim Temo, Arapgirli Abdullah Cevdet, Diyarbakırlı İshak Sukiti, Kafkasyalı Mehmet Reşit ve Bakülü Hüseyinzade tarafından kuruldu.

            Cemiyetin temel amacı da, II. Abdülhamit’e ve yönetimine karşı mücadele ederek ülkede yeniden meşrutiyet yönetimini kurmaktı. Bunun içinde Kanun-i Esasi’yi yürürlüğe koydurarak devleti anayasal yapıya kavuşturmak, kapatılmış olan Osmanlı Meclis-i Mebusanını açtırmak ve anayasayla Osmanlı vatandaşlarına verilen hak ve özgürlükleri güvence altına almak gerekiyordu. Cemiyet kısa süre içerisinde ülke içinde ve dışında şubeler kurarak örgütlendi.

            Cemiyetin varlığından haberdar olan II. Abdülhamit, cemiyetin yayılmasına mani olmaya çalıştı. İttihat ve Terakki’nin birçok üyesi takip edildi ve tutuklandı. Yurt dışına çıkan üyeler kendilerinden önce Avrupa’ya gelen “Genç Türk” yani “Jön Türk” lerle bağ kurarak örgütlenmeye devam ettiler ve cemiyetin ismi de “Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti “ olarak değiştirildi

            Bu sırada II. Abdülhamit’in eniştesi Damat Mahmut Paşa, oğulları Prens Sabahattin ve Lütfullah beylerle Paris’e kaçtı. Bu kaçışla Jön Türkler, fikir ayrılıklarıyla birbirine düştüler. Ahmet Rıza bey’in etrafında toplananlar “Terakki ve İttihat Cemiyeti’ni” kurdular, Prens Sabahattin Bey’in başkanlığında toplananlar da “Teşebbüs-i Şahsi ve Âdem-i Merkeziyet Cemiyeti’ni” kurdular.

            Diğer taraftan 1906’da Selanik’ de 3.Ordu subayları tarafından “Osmanlı Hürriyet Cemiyeti” kuruldu.  Cemiyet’in kurucuları arasında Yüzbaşı Ömer Naci Bey, Yüzbaşı İsmail Canpolat Bey, Mehmet Talat Bey gibi isimler vardı. Cemiyet, ordu içinde hızla yayıldı. 1907 ‘de “Osmanlı Hürriyet Cemiyeti” Paris’te bulunan “Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti” ile birleşti. Bu birleşmeden güçlenerek çıkarak “İttihat ve Terakki “adını aldı. Bu birleşmeyle Ahmet Rıza Bey, Doktor Nazım, 3. Ordu subaylarından Kolağası Niyazi Bey, Binbaşı Enver Bey, İsmail Hakkı Bey, Mithat Şükrü gibi isimler de Terakki Cemiyeti’ne girdiler.  Bu katılımlarla Cemiyet, asker ve sivil üyeleri artarak, gizli ve ihtilalcı bir güç halini aldı.

            Cemiyet’in ana fikri ise 1876 Anayasasını tekrar yürürlüğe konmasıydı. Padişah ve yönetimini buna zorlamak için Kolağası Niyazi Bey ve Binbaşı Enver Bey, Temmuz 1908’de yandaşlarıyla beraber dağa çıktılar. 7 Temmuz 1908’de İttihatçılar Yıldız Sarayına bir telgraf çekerek Meşrutiyet’in tekrar ilanını istediler. Olayların gelişmesinden çekinen II. Abdülhamit 23.Temmuz 1908’de Anayasayı yürürlüğe koydu. Fakat İttihat ve Terakki Cemiyetine karşı gösterilen muhalefet 31 Mart olayını doğurdu. Hareket ordusu tarafından bastırılan bu ayaklanmadan sonra II. Abdülhamit tahttan indirilerek yerine kardeşi V.Mehmet getirildi.

             II. Meşrutiyet’in ilanıyla, hem Osmanlı Devleti hem de “İttihat ve Terakki Cemiyeti” için yeni bir dönem başladı. 1911 Kongresi’nde yapılan bir değişiklikle Cemiyet, merkezi İstanbul’da bulunan bir siyasi partiye dönüştü. Böylece İttihat ve Terakki Partisi, Türk demokrasi tarihinin ilk siyasi partisi oldu. Cemiyet, bünyesinde çok sayıda asker ve sivil düşünür, gazeteci, yazar ve şairleri barındırıyordu. Cemiyet’in Osmanlıyı uçuruma sürüklediğini gören birçok aydın başta Mustafa Kemal olmak üzere cemiyet’ten ayrıldı.

               İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı Devleti’nin dağılmasını önlemek için, önce “Osmanlıcılık” düşüncesini benimsediler. Cemiyet’in üyeleri arasında Türklerden başka Araplar, Ermeniler, Arnavutlar ve Rumlar da yer almıştı.  Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ birleşerek, Trablusgarp Savaşı'yla meşgul Osmanlı Devleti'ne 8 Ekim 1912’de karşı savaş açtılar. Savaş sonucunda Osmanlı Devleti yenildi ve bu devletler ve Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti. Bu durum karşısında Cemiyet “Türkçülük” fikrini ön plana çıkardı.

            23 Ocak 1913’de Enver ve Talat Babıâli’yi basarak yönetime el koydular. Mahmut Şevket Paşa, sadrazam oldu. Enver Paşa yönetimi Edirne’yi Bulgarlardan geri aldı. Mahmut Şevket Paşa 13 Haziran 1913’de öldürüldü. Mayıs 1914’te yapılan seçimler sonucunda iktidara gelen İttihat ve Terakki Cemiyeti bir baskı rejimi oluşturdu. Osmanlı Devleti’nin yönetimi tarihte üç paşalar denen Enver, Talat ve Cemal Paşaların eline geçti. Sadrazam Talat Paşa, Harbiye Nazırı Enver Paşa ve Bahriye Nazırı da Cemal Paşa oldu. Özellikle Enver Paşa’nın koyu Alman hayranlığı Osmanlı’nın I.Dünya Savaşına girmesine sebep oldu. Osmanlı İmparatorluğunun savaştan yenik çıkması sonucunda da, İttihat ve Terakki yöneticilerinin çoğu yurt dışına kaçtılar.1918’de İttihat ve Terakki Cemiyeti kendisini feshetti.  Koca Osmanlı Çınarı devrildikten sonra…

Bu haber 3972 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi