| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE ORDU ve ASKERİ KÜLTÜRK09 Aralık 2011, 01:27 TÜRK –İSLAM DEVLETLERİNDE “ORDU ve ASKERİ KÜLTÜR” “Su Türk’ün hayatı, at kanadı, halı da ruhudur”. (Türkmen-Türk Atasözü) İslamiyet’i kabul eden Türkler, Türk ve İslam kurumlarını ve geleneklerini birbirleriyle önce birleştirip sonra da kaynaştırarak yeni bir “Türk-İslam devlet tipi” ortaya koydular. Bu geçişin ilk siyasi teşekkülü, Karahanlı Devleti olmuştur. Devlet yönetimi, ordu yönetimi, sosyal hayat, sanat ve hukuk sistemi bakımından tamamen Türk olan bu devlet, dini açıdan da İslamiyet’i temsil ediyordu. Karahanlılar, devlet hayatında zamanla İslami kurumlara ve geleneklere de yer vererek bir bakıma Türk-İslam devletlerine öncü oldular. Gaznelilerle devam eden bu gelişme, Selçuklularca tamamlanıp, olgunluk safhasına ulaştı. Diğer Türk devletlerinde olduğu gibi, Selçuklularda da ordu, Türk devletinin temeli ve başlıca güç kaynağı idi. Türklerin Asya, Avrupa ve Afrika’da devletler kurmaları dolaysıyla İslam dünyasına hâkim olup bunu devam ettirmeleri de güçlü orduları sayesinde olmuştur. Karahanlılar başta olmak üzere Gazneliler, Selçuklular ve daha sonraki Türk-İslam devletlerinde ordu büyük ölçüde Türklerden oluşuyordu. Türklerin Abbasiler ve Samani Devletlerinde İslam ordularının önemli bir kısmını teşkil edip İslam tarihinde çok başarılı roller oynadıklarını da belirtmeliyiz. Gazneli Mahmut döneminde Hindistan’a yapılan akınların gaza ve cihat fikrinin ağır basması, Gazneliler ordusunda Müslüman yerli unsurlarında toplanmasına sebep olmuştur. Fakat yinede Gazneliler ordusunun asıl vurucu gücünü, hür Türklerden hizmete alınarak sarayda “gulam” olarak yetiştirilmiş olan “hassa ordusu” oluşturuyordu. Türk-İslam devlet modelinin en olgun şekli olan Büyük Selçuklu Devleti, belli statülerde merkeze bağlı devletler ve hükümetlerden oluşan bir devletler topluluğu idi. Bunlardan Kirman, Suriye, Irak ve Türkiye Selçuklu Devletleri bizzat Selçuklu hanedanına mensup beyler tarafından kurulmuş idi. Ayrıca, Büyük Selçuklu Devletinin hâkimiyet sahasında Türkmen Beyleri ve Atabeyler tarafından kurulmuş devletler de vardı. Büyük Selçuklu Devletinin başında, Selçuklu hanedanına mensup bir hükümdar bulunurdu. “Sultan” unvanını taşıyan ve devleti temsil eden bu hükümdar, aynı zamanda “saray, hükümet, ordu ve adalet” gibi devlet teşkilatını oluşturan dört temel kurumun da başıydı. Bunlardan hükümet ve adalet teşkilatı kadrolarını genellikle Farslılar ve Araplar işgal ediyordu. Buna karşılık saray ve ordu teşkilatları da tamamıyla Türklerin elinde bulunuyordu. Sarayda ve orduda genellikle Türkçe konuşulduğunu da söyleyebiliriz. Üstelik Türklerin kıyafetleri de, Farslıların ve Arapların kıyafetlerinden farklıydı. Farslılarla saray ve ordu teşkilatını elinde bulunduran Türkler arasında, Selçuklu tarihi boyunca bir nüfuz mücadelesi söz konusu olmuştur. Türk topluluklarının kaderi, ordularının savaş meydanlarında kazanacakları başarıya bağlı olmuştur. Bu nedenle, Türk orduları tarihin akışı değiştiren ve Türklüğün kaderini belirleyen büyük zaferler kazanmıştır. Bunlardan Dandanakan zaferi(1040), Büyük Selçuklu Devletinin kuruluşunu sağlamış ve Türklüğün önüne İslam dünyasının hâkimiyetini açmıştır. Malazgirt zaferi (1071), de Anadolu’nun fethi ve Türk vatanı haline gelmesini sağlamıştır. Miryokefalon zaferi (1176), kurulan bu vatanı koruyarak, Türklerin Anadolu’da kalıcı olmalarını sağlamıştır. Kaynak: Prof. Dr. Salim Koca, Selçuklularda Ordu, İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü Bu haber 6776 defa okunmuştur.
|
HABER ARAGALERİSON YORUMLANANLAR Kırıkkale Linkler
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |