MİLLİYETÇİLİK YOK AMA …
Şükürler olsun bizim almış olduğumuz pek çok manevi birikimlerimiz milliyetçilik konusunda olduğu gibi İslam anlayışı üzerinedir. Yani attığımız her adımı İslam fıtratı üzerine atsak keşke ama atamıyoruz ama anlayışımız ve içimizin götürdüğü İslam fıtratıdır.
İslam anlayışında Milliyetçilik, müspet ve menfi olmak üzere iki türlüdür. Bu ayrımları bilmediğimiz zaman yanlış düşüncelere ve kanaatlere sahip oluruz ki, bu da bizi birçok zafiyete götürür. Zira menfi ve müspet milliyetçilik sahipleri milliyetçi çatısı altında değerlendirildiği için, bu iki anlayışta aynıymış gibi değerlendirilmektedir.
Müspet (iyi) Milliyetçilik: Din, dil, tarih, kültür, an’ane vs gibi milleti oluşturan değerlerin korunması, geliştirilmesi için çabalayan, antropolojik ırkçılığı benimsemeyen, başka milletleri hor ve hakir görmeyen bir milliyetçilik anlayışıdır. En güzel örneği Türk Milliyetçiliğidir.
Menfi (kötü) Milliyetçilik: Üstün ırk anlayışının yer aldığı, başka milletlere emperyalist bakışı olan milliyetçilik anlayışıdır. Bu milliyetçilik anlayışında ırk, dinden önce gelir. Örnek Adolf Hitler’in milliyetçilik anlayışı. Hitler Ari ırkının üstünlüğünü savunuyordu. Yine aynı şekilde amatör biyolog Charles Darwin’de Avrupa milletlerinin üstün ırka mensup olduğuna inanıyordu.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bugünkü anlaşılan manasıyla milletten, Rum Suresinin 22. ayetinde şöyle bahsedilmektedir: “Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır.”
Hucurat Suresinin 13’ncü ayetinde ise şöyle buyrulmaktadır:
“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdar olandır.”
Ayet-i kerimelerden de anlaşılacağı üzere Kur’an, milletlerin varlığını rabbimizin kudretinin delillerinden birisi olarak zikredilmektedir. O halde milletlerin yok olmasının engellenerek, varlığının devam ettirilmesi gerekmektedir. Milliyeti inkâr ederek, insanları soysuzlaştırıp tek bir millete mensup kılmaya çalışmak, yukarıdaki ayetlerden de anlaşılacağı üzere dinimize uygun olmadığı gibi ilme, sosyolojiye ve mantığa da aykırıdır.
Yüce dinimiz İslamiyet ırkçılığı kesin ve açık bir şekilde yasaklamıştır. Bu konu da Kur’an-ı Kerim’de ayetler bulunmakla birlikte, Hz. Peygamberimizin hadis-i şerifleri de mevcuttur.
Hucurat Suresi 13 ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır.”
Bu ayetlerden anlaşılacağı üzere, İslam’a göre üstünlük takvada yani Allah’a yaklaşmadadır Hz. Muhammed (s.a.v) bu konuda Veda Hutbesi’nde şöyle buyurmaktadır: “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Böylece bütün Müslümanlar da kardeştir. Allah katında en hayırlınız, Allah’tan en çok korkanınızdır. Arab’ın Acem’e, Acem’in de Arab’a, sarı ırkın siyah ırka, siyah ırkında sarı ırka üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.”
Günümüzde olayları işine geldiği gibi yorumlayan ve insanlara deklare eden anlayışın İslamı daha iyi anlaması gerekir. Irkımızdan utanmadığımız gibi gurur duyduğumuz gibi bir o kadar da üstün ırk anlayışından kaçınırız. Çünkü anlayışımız İslam anlayışıdır. Kimse bize üstün ırk anlayışını dayatamayacağı gibi kavmiyetsizliği de dayatamaz.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3178 defa okunmuştur.