Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Arınmaya yolculuk 66 bölüm SON

Fazlı GÜVENTÜRK

02 Mart 2013, 09:52

Fazlı GÜVENTÜRK

Arınmaya yolculuk 66 bölüm

            Kalbi Mekke için Medine için yanıp tutuşan ve oralara ulaştığında 9 şiddetinde sarsılanlar için yazılmış, hem bir rehber olsun, hem yaşadıklarımızı anlatısın amaçlı bu yazılara vesile olanlardan Yaradan razı olsun..

            VE NİHAYET SON

RAVZAYA VEDA(MI)?

            Hayatınızda hiç yaşadınız mı bilmiyorum ama bir türlü mutlaka bir son geceniz olmuştur diye düşünüyorum.

            Evet, son gece.

            Sevmediğin, beğenmediğinden kurtulmak ondan uzaklaşmak, görmeme duygusunu sevmediğin şeyden kurtulmak olduğu için sevinçle hissetmek. Son gece böyle bir durumda nasıl geçer. İçin içine sığmaz. Sık sık ayakta gezinirsin. Bir türlü vakit geçmez. Hiç alışık olmadığınız halde sıklıkla tuvalet ihtiyacınız doğar. Sabahın olmasını beklersiniz. Hülasa o kötü şeyden kurtulmak için.

            Bir de tersi vardır.    Sevdiğinden ayrılmanız hüznünün yaşandığı gece. İçinin yandığı, fırtınaların koptuğu, ruhunun daraldığı son gece.

            Saatin saniye kadranına asılmak istiyorsunuz. Durdurmak istiyorsunuz. Gitme, ilerleme diyorsunuz. Ama nafile. Her güzel şeyin sonu olduğu gibi o gecenin de sabahının olacağını biliyorsunuz.

            Umre görevine çıkışımızın 34-35.günü. O heyecanlı duyguyu 1 ay önce yaşamıştık. Kabe’nin siyahına Ravza’nın yeşiline kavuşma düşüncesi ile uyuyamamış, gözlerimiz şiş sabahı etmiştik.

            O heyecan sevgiliye kavuşma heyecanı idi. Şimdiki duygu bu güzelliğin bitişinin üzüntüsü. Bu nadide günlerin nihayetinin hüznü.

            Bu hüzünlü, bu gayri ziyalı geceyi nasıl idrak edelim de efendimize güzel ümmet olalım düşüncesi ile başladık geceye.

            Kılınan yatsı namazından sonra efendimizi selamladık. Çıktık, doyamadık bir daha döndük bir daha selamladık. Girdik mescide. Namaz kıldık. Ardından uzun uzun dua ettik. Gece yarısını geçer oldu. Çıkıp dolaştık. Ravza’nın bahçesinin lambaları ne güzel ışıl ışıl geceyi gündüzden ayırmak imkânsız gibi. Çıkıp müsait yere oturduk. 

            Yeşil kubbeye bakıyoruz. İçimizi çekerek ağlamak ve ağlarken Resulullah’ın kabrinin olduğu alana bakmak, bu kubbeye bakmak ne güzel. İnsan doyamıyor. Kabe’de Beytullah’a, Ravza’da yeşil kubbe’ye bakmak.

            Giriyoruz içeri tekrar, selamlama kapısından içeri giriyoruz. Cennet bahçesine yakın alanda aşağı yukarı ora hizasında oturuyoruz. Yönümüz Resulullah’ın istirahat ettiği alana çevrili cep telefonunu çıkarıyoruz. Daha önce Kabe’de defaten Ravza’da bir kez yaptığımız gibi isimleri tek tek okuyarak Yaradan’dan Rahmet diliyoruz. Resulullah’tan şefaatçi olmasını niyaz ediyoruz.

 

            Yaklaşık bine yakın ismi tek tek okuyoruz. Akrabamız, ailemiz, arkadaşımız,  tanışlarımız, hepsini okuyoruz ismen. Buralara gelmelerinin nasip olmasını diliyoruz.

            İşte bu düşünce ile akşamı ediyoruz.

            Akşam nazmından sonra bavulları otobüslere yerleştiriyoruz. Sonra hemen yatsı nazmına koşuyoruz.    Yatsıyı kılıyoruz ve hızla otele dönüyoruz. Otelin önünde bekleyen otobüslere binip havaalanına gidiyoruz.

            Elveda Medine… Elveda Rasûlallah… Tekrar nasip eyle Yâ Rabbi! Dualarıyla, yüreğimizden bir parçayı Medine de bırakıp Havaalanına doğru yolumuza devam ediyoruz.

Yolda yine düşünmekten kendimi alamıyordum. Bir Hadis-i Kutsi de Cenab-ı Hak; “Nice itaat eden ve namaz kılan kullar yaratırım ki onlar; güvercinin yuvasını özlediği gibi, Kâbe’yi özler dururlar.” Peygamberimiz de; “Kim vefatımdan sonra beni Medine

de kabrimde ziyaret ederse beni hayatımda iken ziyaret etmiş gibidir.” buyuruyor.

            Ben, Hacca veya Umre’ye gelipte bugüne kadar pişman olan kimseye rastlamadım. Tekrar gitmek ister misin? Diye sorulsa; “ Yeter, bir daha gitmem!” diyeni de görmedim.

            Havaalanına giderken Bayram hoca helalleşiyor ve herkesi birbirlerine haklarını helal etmeye davet ediyor. Hepimiz haklarımızı helal ediyoruz. Çünkü bir  ayı aşkın zamandır buradayız ve birbirlerimize ister istemez hakkımız geçti. İşte bu hakları helal ettik şükür.

            Havaalanına geldik. Eşyalarımız indirdik. Önceden zemzem hariç otuz kiloluk yük hakkı vardı. Ancak bu sefer bakmadılar, yani tartmadılar. Dolayısıyla fazla yükü olanların endişeleri boşa gitti.

            Şimdi burada belirtmek lazım, normal yük hakkı zemzem hariç otuz kilo. En iyisi riske atmadan daha fazla yükü olanların örneğin hurma veya zemzemlerini kargo ile göndermelerini öneririm.

            Hurmanın ortalama kilosunu ortalama 7-8 Riyale getiriyor PTT kargo. Aynı şekilde zemzemi de kendileri doldurup iki bidonu yaklaşın 100-150 riyale eve teslim ediyorlar. Bu kargo hizmetlerinden faydalanmak için şirketinizin tercümanları sizlere yardımcı oluyor.

            Havaalanında beklemek yaklaşık iki saat sürüyor. Ama çabuk geçiyor. Çünkü geçen bir ayın muhasebesini yapıyorsunuz arkadaşlarınızla. Birazda kendinizi dinliyorsunuz ki vakit geçiyor.

            Uçağa binişte yine izdiham var. Sanki yer bulamayacakmışız gibi bi koşturma. Bazıları da bizim ekip gibi hiç acele etmiyor ve yan yana, ard arda ekip olarak oturmanın keyfini yaşıyor. Demek ki acele edip milleti ve kendini rahatsız etmek gereksiz oluyor.

            Yolculuk üzüntü ile geçiyor. O mübarek yerlerin terki bizleri üzüyor. Kalbimizi yakıyor. Belki tek teselli memlekete kavuşma düşüncesi.

            İniyoruz havaalanına. Şirketimiz Simetri her şeyi düşünmüş. Ankara ekibine ayrı Kırıkkale ekibine ayrı araç hazır. Kırıkkale ekibini topluyoruz ve biniyoruz otobüse.

            Otobüs hareket eder etmez Adem hocanın güzel tilaveti kaplıyor ortalığı. Allah razı olsun. Ardından Bizim hoca dua ile başlıyor konuşmasına. Özetliyor geçen günlerimizi ve ardından burada neler yapmamız gerektiğini ve o kutsal iklimin etkisinden neden çıkmamamız gerektiğini anlatıyor. Teker teker soruyor size diyor ne kattı bu umre seyahati.

            Herkes fikrini söylüyor, herkes neler kazandığını söylüyor, herkes neden daha fazla ibadet yapamadığını sorguluyor. 

            Söz sırası bize geldiğinde “biz” diyoruz “biz 9 şiddetinde depremle sarsıldık. Bizim şükürler olsun ruhumuz alımını aldı. İbadetten zevk aldık, arkadaşlıktan zevk aldık, sohbet ve vaazlardan zevk aldık” diyoruz. Ve temenni ediyoruz inşallah tekrar tekrar Allah nasip eder de bundan böyle eğer ömrümüz varsa Ramazanı Kabe’de Ravza’da geçirelim diye.

            Ardından güzel bir veda sohbeti ve dua ile otobüsümüzün Kırıkkale sınırına girdiğini görüyoruz. dualar ile gittiğimiz yoldan şükürler olsun dualar ile dönüyor ve çoluk çocuğumuza kavuşuyoruz.

            Umre, böylesine güzelliklerin yaşandığı kutlu bir yolculuktur. Siz oraları özlemediniz mi..? Ne dersiniz……?

            Sizin Umre’ye gitme vaktiniz gelmedi mi?

 

 

Bu haber 3890 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi