SÜPER DALGA
Bu nasıl bir Ergenekon yarabbi. Mübarek Ergenekon değil sayısız kolları olan bir ahtapot. Her yerde her zaman hazır durumda olan bazen görünen bazen görünmeyen yaratık bibi bir şey.
Kesinlikle sulandırma taraflısı değilim. İnanıyorum ki bir takım gayri kanuni işlere karışmış olan, bir zamanların devlet büyüklerini veya kendi alanlarında bir yerlere gelmiş insanları yalar bulur ve hesabını sorar.
Bu aşama yani yargı aşaması uzun sürüyor tartışması var. Belki uzun sürüyor ama çok fazla bilgi ve belge inceleniyor. Sayfalar dolusu klasörler dolusu belgelerin incelenmesi zaman alıyor haklı olarak. Ancak bir haklı olan daha var ki onlarda içeride mahkeme sonucunu bekleyen tutuklu yada göz altına alınanlar. Zira en kötü şey belirsizliktir. Cezanız belli olsa ufkunuzda bu süre ile ilgili hayaller olur. Ancak askerin değdi gibi şafak karanlıksa her geçen saniye sene olur dikilir karşınıza. Zaman bir başka yavaş geçer.
Konu hakkında elbette şahsi düşüncelere sahibim. Ve meseleyi daha iyi etraflıca anlayabilmek kavrayabilmek ve irdelemek için epey doküman okudum ve okuyorum. Daha öncede düşüncelerimi yazmıştım. Bu insanlar darbe yapmaya teşebbüs etmekle suçlanıyor. Elbette devletin bir yapısı ir işleyişi var. Bu çarka çomak sokmak isterseniz dişliler zarar görür. Bu nedenle suçlanan insanların haklı olduğunu söylemek zor. 12 Eylül darbesi olduğunda bizler lise 2 talebesiydik. Dolayısıyla 12 Eylül öncesinde insanların nasıl kutuplaştırıldığını bilenlerdenim. Sayısız kavga ve gürültü içinde en yakın olması gereken okul veya mahalle arkadaşlarını dövmek veya dayak yemek doğaldı. Neyse 12 Eylül sabahı Kenan EVREN’in konuşması öncesinde bizde kalıp sokağa çıkma yağına takılan yeğenimin babama sorduğu ”dede ihtilal ne demek” sorusunu öyle net hatırlıyorum ki. Rahmetli babamın okuma yazması yoktu. Köyde çiftçilik yaparken birkaç yıl önce işer girip Kırıkkale’ye gelmişti. Evlatlarını terör belasından uzak tutmak için ne çok çaba sarf ettiğini iyi biliyorum. Ona rağmen “vah vah ülke en az 20 yıl geri gitti” dediği dün gibi aklımda. Demek ki daha önce iki ihtilal görmüş ve bu üçüncüsünü yaşayan insan ülkeye zararlı olduğunu iyice anlamıştı.
Darbeleri savunmak ahmaklık değimli? Ömrünün yarısını askerlik mesleği içinde geçirmiş biri olarak söylüyorum. Asker böyle şeylerle meşgul edilmemeli. Onlar yurt savunmasına ve çeyrek asırdır başımıza bela edilen Bölücü terör örgütüne yönelik görevlerini yerine getirirken bunlarla zaman kaybetmemeli. Kafa yormamalı. Bu ülke yalnız askerin mi? Asker ne kadar sahip çıkmak zorundaysa sivilde o kadar hassas olmalı.
Tüm bunların ışığında bu demokratik ülkenin demokrasine parmak atmaya çalışan insanların gayri nizami faaliyetleri engellenmeli. Bunu siyasi çıkar uğruna hafif görmek ve sulandırmak ülkeye bir şey katmaz. Bakın Ankara’da yapılan kazılarda neler ele geçti. Daha da neler ele geçecek. Bu illegal yapılanmanın avukatlığına soyunmak demokrasi yanlısı hiçbir insana yakışmaz. Hem demokratik diyeceksin hem demokratikleşmenin önünde engel konumda olanların koruyucusu olacaksın. Hiç olacak iş mi?
Burada herkesin tek yürek halinde bu soruşturmaya destek vermesi ancak hızlı olması konusunda görüşlerini ortaya koyması ve taraf olması gerekmektedir. Yoksa illegal yapının parçası olmak çözüm yada güzel düşünce değil.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4015 defa okunmuştur.