İKİLİK YAPANLAR
Burada arasak ve herkesten bir cümle bir kelime alsak birlik olmak ile ilgili veya ayrılık yapmamakla ilgili galiba ciltler dolusu kitap olur. Bu gerçeği biliyoruz, birlik olmanın önemini kavrıyoruz ama icraatlarımız hiç öyle değil. Birbirimizden ayrılmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Müslümanlar arasındaki dağılma, onları manevi olarak güçten düşürecek bir gelişmedir. Bu, Allah'ın Kuran'da iman edenlere bildirdiği sırlardan biridir ve bununla önemli bir gerçeğe daha dikkat çekilmektedir: Nasıl ki ayrılıklar ve çekişmeler Müslümanları manevi olarak güçten düşürüyorsa, tesanüd (dayanışma) de Müslümanlara güç kazandıracaktır. Allah Kuran'da, iman edenlerin "haklarına tecavüz edilmesi" durumunda birlik olup karşı koymalarını buyurmuştur:Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır. (Şura Suresi, 39)
Bu, iman edenlere İlahi bir emirdir ve pek çok hikmeti vardır. İnkârcı ideolojilerin fikren yok edilmesi de, ancak Müslümanların ittifak etmeleri ile mümkündür.
Unutmamak gerekir ki, iman edenlerin ittifakını güçlü kılan aslında onların imanları ve ihlâslarıdır. Gerçek dostluk ve ittifak ancak samimi iman ile kurulur. Müminler, birbirlerini araya hiçbir çıkar ya da menfaat beklentisi katmadan, halis niyetle ve sadece Allah rızası için sever, Allah rızası için dost olur ve Allah rızası için birlik olurlar. Böylesine sağlam bir ittifakın, Müslümanlara dünyada eşine az rastlanır bir güç kazandıracağı ise açıktır. Rabbimiz, "... Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galip gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara Suresi, 249) ayetinde başarıya ulaşmak için sayıca büyük olmanın önemli olmadığına işaret etmiştir.
Tüm bunlardan net anlamamız gerekiyor ki hayatın her alanında birlik olmak lazım. Güç olmak için bu elzemdir.
Ülke genelinde ve ilkeler arasında güçlü olanlar birlik olanlardır. Tek kalmak hem manevi yönden yalnızlaşmaya yol açar ve hem de büyükler ve birlikler tarafından eriyip gidilmesine yol açar.
Ülke genelindeki bu ayrımı biz memleketimizde yaşıyoruz. Kırıkkale pek çok alanda atılım yapıp sesin gür çıkması gereken bir yer olmasına rağmen tüm faaliyetler cılız olmaktadır.
Kırıkkale’de iki tane Gazeteci cemiyeti var, iki tane şehit derneği var, iki tane işçi emeklileri derneği var, birkaç tane aynı amaca hizmet eden yardım derneği var, sendikaların dağınıklığı, sivil toplum kuruluşlarının çok başlılığı saymakla bitmez.
Farklılığımız güç doğurur demek pek doğru olmaz. Elbet farklı düşünceler olacaktır. Elbet düşüncenin farklı olduğu yerde de birliktelik farklı olacaktır. Ama amaç kazanım elde etmek olduğunun da bu ayrılıkların engelciler tarafından lehe çevrildiğini de unutmamak lazım.
Kırıkkale’de tek gazeteciler cemiyetinin olması tekelcilik değildir. Pek çok sigortasız ve yarınsız çalışan gazetecilerin veya zor şartlarda ayakta duran patronların farklı arayışlara girmeden normal seyrinde işlerini yürütmeleri için seslerinin çıkması için birlik şar değil midir?
Veya iki şehit ve gazi derneğinin tek tek mi sesi çok çıkar yoksa haklarını alınması için birlik olarak mı?
Her yardım kuruluşunun, birlik içinde olması ve bir çatıda otomasyonlarını birleştirmesi ile onlardan nemalanan sözde fakirlerin tespitini daha kolay yapıp gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmaları kolay olmaz mı?
Despot güç sahiplerinin işine gelmez birlik olunması. Onlar böl parçala yönet taktiği ile çalışırlar ki karşılarında sesi çıkan kimse olmasın. Ancak demokratik yöneticiler emri altındakilerin güç olması durumunda daha verimli ve etkili olunacağını bilirler. Destek olurlar. Azınlık olsa da vardır böyle olanlar.
Sözüm ikilere… Ayrımcılık ve ikilik yapanlardan ne topluma ne millete ne devlete faydası olur. Bugüne kadar olanları bertaraf etmek için ise gerekirse bir taraf fedakârlık yapmalıdır. İnanın fedakârlık yapanlar tarihte daha güzide anılacaktır.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3894 defa okunmuştur.
