YETER DEMEK YETMİYOR
Söze nereden başlamanın bilinmediği ve kafalarda harflerin kelimelerin yanında o kadar çok resmin geçmesini hatta bu resimlerin hızla geçmesinden film gibi geldiğini mutlaka yaşamışsınızdır.
Yazacağınız klavyede adeta harfler saklanıyor elinizin altında. Kafanızdaki dağarcıkta olanlar ise öyle hızlı hareket ediyor ki çekip içinden işinize yarayacakları alamıyorsunuz.
Pek çoğumuz gibi sabah namazdan sonra ekranlarda haberlerin başlamasına az kaldığından manevi geçireceğiniz az bir zamandan sonra haberlere dalıyor, bir yandan günlük haberleri, köşeleri okurken gözümüzde ekranlardan ayrılmadan daha sıcak haberleri takip ediyoruz.
Bir önceki günün kendince sıcak haberlerinden kafanızda bir ülke gündemi, bir yerel gündem oluşturmuşken ekranda kırmızı yazıyla alt köşede “son dakika” çıkınca doğal olarak dikkatler oraya odaklanıyor.
Bölge ah bölge. Doğal güzelliğin belki eşine rastlanmaz dünyada. Ama adını neyle duyuruyorsun sen.
Bölge de çatışmada altı askerimizin şehit olduğu, operasyona destek amaçlı kalkan uçağında kaza kırıma uğraması ile iki askerimizin daha şehit olduğu yani toplam sekiz şehidimizin olduğu yazıyordu.
İşte başta dediğim aklın dimağın durduğu ve kelimelerin kaybolduğu an bu an oluyor. Her şey sönüyor. Her şey bir donup bir hızlı çekime giriyor.
Artık yeter demek yetmiyor.
Mutlaka farklı bir şeyler yapmak gerekiyor.
Ben asla küçük düşünmüyorum bu konuda. Her zaman yapıcı da oldum. Gençliğimizin her anı bölgede geçti. Bu konuda tarafım diye binlerce kere söyledim. Ama hemen ardından evet tarafım ama bu iş bitmeli. Artık terör benim ülkemin gündeminden çıkmalı da dedim.
Bu nasıl olacak hangi yöntemle olacak elbette tartışılmalı ve gerekirse ortak akıl grubu kurulmalı ve çözüm bulunmalı.
Şehit haberlerinin her geldiğinde hepimiz duygularımızla düşünüyor ve bu işin bitmesini istiyoruz ama aradan bir müddet geçince normal hayatımıza dönüyor bu olayları gündemimizden çıkarıyoruz.
Ortak alık grubu oluşturulmalı sözümün içini doldurmak lazım galiba.
Bu ortak akıl 1984 yılından başlamalı. Yani ilk zamandan itibaren neden oldu derdi ile dertlenerek başlamalı işe.
Kimler nemalanıyor kimler bu işten çıkar sağlıyor ile devam etmeli. Hemen bir partiyi veya ülkeyi bugün yönetenler bu işin suçlusu deyip işin içinden sıyrılmak veya suçlamak yerine “her kimse” diye başlanmalı.
Dün bu ülkeyi yönetenler bugün bu işte kabahati olanlar veya bu işin bitmesine kimler ön ayak olur bunla sürmeli araştırma.
Ve derhal bu işin çözümü ile kafa yorulmalı. Efendim kafa yormuyorlar mı, bu işi bitirmek istemiyorlar mı? Elbette isteniyordur. Ama mutlaka devletin milletin her kademesi ile bir beyin fırtınası yapıp nerede yanlış yapılıyor veya nasıl bitmesi gerekiyor bunu irdelemek lazımdır.
Yani artık yeter, bıçak kemiğe dayandı, bu son olsun kabilinden sözlerle bu işi ertelemek doğru değildir. Gerekirse şunu bunu şöyle böyle yapalım aklının toplanması ve neticeye varması lazım.
Ülkem her yandan sarılmış durumda. Dışta kalleş ülkeler birlik olmuş, içeride hain paralel yapı, terörün siyasi uzantısı virüs gibi her yeri sarmış, halen şehit haberi ciğerlerimizi dağlar olmuş biz hala akıl grubu kurup çare olamamışız.
Gerçekten yerer demek yetmiyor artık.
Selam ve dua ile…
Bu haber 2823 defa okunmuştur.