HALKLA BÜTÜNLEŞMEK
Gerek siyasi hayatta gerekse yönetim anlayışında yöneten ile yönetilen farklı şeritte koşuya başlar ve maratonu birlikte bitirme gayretinde olursa yanılır. O farklı şerit hep farklı olarak kalır. Yani paralel olarak gider sonsuza dek. Ancak yöneten ile yönetilen aynı kefede tartıya çıkarsa başarı ve gelecekteki kazanımlar hep olumlu ve yapıcı olur.
Günümüzde sert ve agresif yapıda yönetim sergileyen hiçbir yönetici başarılı olamıyor. Geçmiş tarihlerde özellikle otoriter dönemlerde astığım astık anlayışı içerisindeki yönetim başarılı görünüyordu. Yani dönemsel ve geçici başarıyı yakalıyordu.
Ancak günümüz internet çağı. Sizin bir iş yerini, bir şehri, bir ülkeyi dışa kapalı yönetmeniz mümkün değildir. Komünizm ile yönetilen birçok ülke bile halka rağmen bir şeylerin olmayacağını gördü ve dayanamadı bu anlamsız yönetimde internet çağı karşısında.
Ülkelerin yönetiminde olduğu gibi birkaç kişi bile olsa topluluğun yönetiminde mahiyete danışarak İslam’ın güzel geleneğinde olduğu gibi istişare ederek yönetmek başarıyı getirir.
Tüm bunların yanında güler yüzlü ve mütevazılık yöneteni yüceltir. Benim yıllar önce görev yaptığım bir Komutanım hep “büyük insan büyüdükçe küçülmesini bilendir.” Sözünü tekrar ederdi. Nitekim güzel yerlerde güzel görevlerde bulundu bu alçakgönüllüyü ve güler yüzlülüğü sayesinde.
Hele siyasilerin bu yönetilene rağmen yani halka rağmen anlayışını derhal terk etmeleri gerekiyor. Başarının yönetimdeki sevgi, saygı, güle yüzlülük ve yöneten ve yönetilenin bütünleşmesi sayesinde olacağını en çok siyasilerin kullanması lazım.
Bundan şu çıkarılmasın kakara kikiri ile geçsin. Yöneten laçka yönetilen lakayt olsun. Kimse haddini hududunu bilmesin anlayışı çıkarılmasın. İş ve ülke yönetimi konularında disiplin ve taviz vermez anlayış hat safhada olmalıdır. Kimse görevden daha üstün değildir. Bu kesinlikle böyle bilinmeli her insanında bu anlayışla yönetmesi ve yönetilmesi gerekmektedir.
Tevazulu insanın karşısındaki kişiye değer verdiği hissedilir, bu nedenle bu ahlakı gösteren kimselerin yanında herkes rahat eder. Böyle bir insan, kendisine verilen tavsiyeleri can kulağıyla dinler, hiçbir konuda “en iyiyi ben bilirim” iddiasında olmaz, gurur yapmadan hemen en güzel olan tavrı gösterir. Doğruya karşı direnmez, yanlışa karşı öfkeyle yaklaşmaz. İnsanların sorunlarına karşı duyarlı davranır ve ince düşünceli olur. Hiçbir konuda bir üstünlük iddiası olmadığı için, “önce o sevgi göstersin, önce o selam versin, önce o benimle konuşsun” gibi kibirden kaynaklanan hesaplar içine girmez.
Aday belirleme süresi tamam bir sürü oyunlar dönüyor. Bir önceki yazımda detaylı söz etmiştim. Bu aday belirleme süreci partilerin sınavı olacak diye. Adaylar bir türlü belirlendi. Önümüzdeki yerel yönetim seçimlerinde göreceksiniz hep öyle olmuştur halka en çok inen aday başarılı olacaktır.
Dikkat edin hepimizin çok iyi tanıdığı bir yerel yöneticiyi eleştirirken kimse hırsız, yolsuz, çalıp çırptı yada asfalt atmadı, yol yapmadı, su getirmedi demiyor. Herkesin ortak eleştirisi halka inemediği, Halk ile içli dışlı olmadığıdır.
Kendisini iyi tanıyan ve yönetimdeki başarısını canı gönülden arzulayan insanların bu tür eleştirilerine kulak tıkamadan sıcakkanlı ilişkilerle yönetime talip olunmalı. Bu sözüm tüm siyasi partilerin her aşamadaki adaylarına ve bu günün değil her günün sözüdür.
Atalarımız ne güzel söylemiş “yerdeki yüze kimse basmaz”
Selam ve dua ile…
Bu haber 3625 defa okunmuştur.
