KÜÇÜK DEĞİLİZ
Bir işgalle nice canları yakan ve işgal ettiği ülkelerde belki de on yıllar sürecek izler bırakan Amerika’nın son işgal ettiği ülke olan Irak’tan çekiliyorum dedikten sonra oluşan istikrarsızlık sürmeye devam ediyor.
İşgal ettiği ülkede önce kendi yandaşlarını canlandırması ve onların palazlanması ile başlayan sürecin sonunda kolayca ve ciddi bir çaba sarf etmeden işgali gerçekleştirmesi ile ünlü olan bu ülkenin Irak’ta yaptığı da aynen diğer ülkeler gibi oldu.
Önce taraftar edindi. Sonra bu taraftarlarla zemini sertleştiren Amerika’nın en büyük yandaşı bölgenin ciddi bir nüfusuna sahip olan ve Saddam zamanında seslerini çıkaramayan Kürt aşiretler oldu.
İşgalin başlaması ile onlarda yaralı aslanın elinden pay kapma hevesine girdiler ve kaptılar da.
İşgal olgunlaşınca Barzani bölgesinde kalıp oraların tek hakimi konumuna girerken Talabani işgal edilip Saddam’ın elinden alınan ülkeye en büyük yönetici olarak seçildi. Cumhurbaşkanı oldu.
İstikrar geldi mi? Hayır.
Görev süresi dolan Cumhurbaşkanı Talabani yeniden seçilmek için kolları sıvadı. Tekrar seçilen parlamentoda ciddi bir oy almamasına rağmen Cumhurbaşkanlığını pekiştirdi. Hayırlı olsun. İnsanlar layık oldukları gibi yönetilir. Irak haklıda bunu istedi öyle de oldu.
Cumhurbaşkanı seçilen Talabani’nin Türk bir gazeteye vermiş olduğu demeç hiç uygun değildi. Talabani Türkiye’nin kendisini seçtirmemek için çok çaba sarf ettiğini ancak başarılı olamadığını söyledi. Bu konuda Türkiye’nin başarısız bir politika ve yol izlediğinin altını çizdi.
Oysa Türkiye küçük ülke değil ki. Öyle bir yol izlesin. Yani böyle bir seçtirmeme gayretine girsin. Eğer çok istemiş olsaydı elbette bunu ne yapıp edip başarırdı.
Nihayetinde Irak’ın içinde asimile olmuş bile olsa, kendi varlıklarının ağırlığını bilmeseler bile büyük oranda bir Türkmen nüfus vardır. Sadece bunu işleseler bile bu konuyu Talabani’nin arzulamadığı şekilde çözerdi.
Ancak küçük düşünmek küçüklerin işidir dedi ve bunun en azından sessiz kalarak kendi mecrasında sona ermesini istedi.
Elbette büyük ilkelerin politikaları vardır. Bugünü değil yarını yarından ötesini şekillendirirler. Hele Türkiye gibi gerçekten bölgenin en büyük gücü konumunda ki bir ülke için geleceği şekillendirmek elzem bir konudur. Ama bunu yaparken küçük düşünmez. Büyük ülkeler büyük işlerle anılır.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan diğer yandan bölge lideri konumunda ülke başkanları olarak büyük işlere imza atarken örneğin son NATO zirvesinde istediklerini söke söke alırken, Fransa cumhurbaşkanı ile Almanya Başbakanına rağmen Türkiye’nin çıkarları ile adeta savaşırken Irak cumhurbaşkanın kim olacağı ile zaman kaybetmesi düşünülemez. Elbette Irak bizim için çok önemlidir. Gerek komşumuz olarak gerekse Terör örgütünün beslendiği topraklar olarak ilgi alanımız olması doğaldır. Ancak Cumhurbaşkanlığına müdahale edecek kadar değildir.
Burada Talabani’nin başta terör örgütünün yok edilmesi olmak üzere vermiş olduğu sözlerin arkasında sıkı durmaması veya duramaması yatıyor. “siz beni istemediniz bende yapmıyorum sözlerimi” demeye getirilen bu düşüncenin amiyane tabirle yemediğini herkesin bilmesi gerekir.
Biz büyüğüz ve büyük işlerle uğraşırız. Herkes sözünün ardında dursun yeter.
Selam ve dua ile…
Bu haber 5268 defa okunmuştur.