BIÇAĞININ DA KEMİĞİNİN DE…
Sabah nazmından sonra bir gariplik çöktü üzerime. Aslında çok uyumuyorum sabah namazdan sonra ama yine de birkaç saat dinlenme ihtiyacı duyuyor insan kalkmadan.
Haberleri açtım her zamanki gibi. Bir yandan gazete haberlerini daha yakından görmek için bilgisayarın klavyesinde elim. Diğeri kumandanın tuşlarında zaping yapıyorum e taze haberi bulmak için.
Haberlerde gezinirken Kütahya’da deprem olduğunu öğreniyorum. Düşünmeye başlıyorum, insanlar sokağa çıktı, bebesi var, ihtiyarı var, yazık Rabbim yardımcı olsun diye yazıyorum ilk haberleri paylaşıp benim gibi erkenci veya sabaha kadar hiç uyumamışlara.
Daha önceki yazımda sabah benim gibi haberleri izleyenlerin çoğunluğunun bölgede görev yapan askerlerimizin ana babasının olduğunu yazmıştım. Bir haber var mı diye diken üstünde oturarak, namaz sonrası tesbihatlarını ekranların karşısında endişe ile izliyorlar.
Ana baba olmayan veya evladı bölgede olmayan gitmemişler bilmez. Allah(cc) sizi inandırsın gece uyku tutmaz, izleye bildiğin kadar geç gece haberlerini izlersin, içinde bir ürperti ile. Sonra sabah kalkarsın, işine gücüne bakmadan erken haberleri izlersin yine endişe ile.
Geceler daha kötüdür. Gündüzler güvenli sayılır. Tıpkı orada görev yapan evlatları gibi onlarda tehlikeli saatleri, rahat saatleri bilirler. Sabah gün ağardıktan sonra nöbetleri biter. Dinlenirler biraz.
Her dakika gözleri sokağın başındadır. Sokağı dönen bir ambülâns görseler, yanında asker kıyafetli birini sezseler, hele yanlarında kameralı adamlar da varsa dünyaları yıkılır. Ayakta duramazlar, oldukları yere yığılır kalırlar. Bunun üzerine kapının zili de çalmışsa zaten dünyanın sonunun geldiğinin ve kıyametin koptuğunun resmidir.
İşte bu sabahki üzerime çöken garipliğin sebebi çıktı ortaya. Aynı anda sosyal paylaşım sitesine, internete ve ekranlara acı haber düştü.
Yer dağlıca. Sekiz vatan evladının ter temiz alınlarından vurularak pek çok yerden saldıran kudurmuşların kahpeliği ile şehit olduğunu öğrendik. On sekiz Mehmetçik ise yaralı durumda.
Burada ne söylenir bilmiyorum. Şehitlik en güzel mertebe ve her fırsatta söylüyorum. Allah herkese nasip etmez. Etmedi nihayetinde bizlere. Kahpe dünyada şehit bile olamadık.
Güzel mertebe ama ana baba için gurur kaynağı olmasına rağmen çokta acı. Ciğerin dağlanması, yüreğin yanması, kalbin kanaması, beynin fonksiyonlarını yitirmesi gibi bir şey bu duruma gelme.
Bıçak kemiğe dayandı diyenlere, sözün bittiği yerdeyiz diyenlere, kanları yerde kalmayacak diyenlere söylenecek çok şey var. Ama sadece sizin bıçağınızın da, kemiğinizin de, sözünüzün de, yerinizin de demek kalıyor bize.
Bu işi bitirmeyenlere, bitmesini istemeyenlere, bitmesi için adım atmayanlara, bitmemesi için avuç açanlara, olaylardan nemalanlara, bunu siyaset üstü, parti üstü, dernek, düşünce üstü görmeyenlere diyorum ki; sizin anlayışınızın ve insanlığınızın, adamım diye sokakta gezmenizin…
Rabbim fidanları yanına aldı, makamında misafir edecek ama ailesine, yakınlarına, milletime sabır ve baş sağlığı diliyorum.
Selam ve dua ile..
Bu haber 4320 defa okunmuştur.