KAÇ KİŞİYE KAÇ KURŞUN
İşimiz gücümüz kalmadı, benim güzide ülkemin başka sorunu da kalmadı yine nur topu gibi bir sorunumuz oldu şükürler olsun. Sekiz kurşunumuz var artık. Kimine göre kaleşnikof, kimine göre G–3, kimine göre ise tabancaların en cakalısı olan smith wesson mermisi.
Malum suikast iddiası ile ayyuka çıkan soruşturma neticesinde Ankara Seferberlik tetkik kurulu Bölge Başkanlığının içerisinde bulunan ve kamuoyu adı ile kozmik odada arama yapan hâkim ve soruşturmayı yürüten savcıya gönderilen mermilerin sırrı çözülmeye çalışılıyor.
Bence zor çözülür. Zira gönderen kişi oraya fantezi olsun diye veya kargo şirketine iş olsun, şu ekonomik krizde para kazansınlar diye yapmamıştır bu işi. Mutlaka aba altından sopa göstermek için yapmıştır. İnce elenip sık dokunarak yapılan bir eylemdir. Evet, eylemdir çünkü basit bir konu değildir bu olay. Bu eylemi gerçekleştirme cüretinde bulunan kişi de kusura bakmayın ama gidip elini kolunu sallayarak yapmaz bu işi. Mutlaka çok iyi düşünüp, tartışarak ve gerekli önlemleri alarak yapmıştır. Bu nedenle diyorum ki bunun öyle ha demeye kolayca ortaya dökülmesi mümkün görünmüyor.
Bu mermili eylemi yapma şekli bir yana, eylemin yapılma tarzı ve nedeni malum olduğu üzere daha da önemlidir.
Bu olayı bir askeri kurumun ki gündemde olduğu için söylemekte mahsur görmüyorum. Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı birimlerin yapmış olması mümkün değil diye düşünüyorum. Ne yani içeri sekiz Subay ve Astsubayı alındı diye bu u gözdağını mı verecek. Bu çok komik olur. Böyle bir gözdağını verme gereği duymaz ve yapmaz. Sekiz mermili eylemi Özel Kuvvetlere veya bunun başka birimi Seferberlik başkanlığının yapması zor görünüyor.
Bir başka askeri birimin de yapması zor. Neden yapsın ki. Zaten yargı sürecine katkıda bulunmak için kapılarını açmadılar mı? Açtı. Saklanacak bir şeyim yok da dedi. Kendini ortaya sundu. Daha neden riske girsin ki. Ha denilecek ki “aramayı durdurmak için mahkemeye başvurdu ama kabul edilmedi. O yüzden arama sürüyor. Yoksa çokta rıza göstermiş değil ordu.” Evet, haklı düşünce. Ama kim mahremine girilsin ister ki. Tabi olarak Silahlı Kuvvetlerde karşı duruşunu gösterip hukuki yolları zorlayacaktı ve zorladı zaten.
Tüm bunlardan yola çıkarak bu sekiz merminin faili kim olursa olsun perde gerisinde ülkemi karıştırmaya çalışan odakların işi olarak tarihe geçecek.
Kimse devletin şerefli hâkimine, şerefli savcısına mermi gönderemez. Kimse Silahlı Kuvvetleri veya onun güzide kolu Özel kuvvetleri zan altında bırakamaz. Bırakmamalı. Herkes konuşmasına yazmasına dikkat edecek. Bu ordu hepimizin ordusudur. Bu savcı bu hâkim hepimizin savcısı hâkimidir. Dolayısıyla onların başına bir şey gelecek olması Allah korusun ülkemde yaşayan herkesin başına bir şeylerin gelmesi demektir.
Elbette her fert demokrasi sınırları içinde yaşamak zorundadır. Her kurum bu demokrasiye uymak zorundadır. Her yetkili vereceği emirlerde hukuk kurallarına uymak zorundadır. Her ast uygulayacağı emirlerde kayırsız şartsızlığın ötesinde devletin bekası ve çıkarlarını gözetmek durumundadır. Bunlar büyük devletliğin olmazsa olmazlarıdır.
Ancak her siyasetçi, her devlet adamı, her gazeteci de konuşurken boğazdaki tüm düğümleri kullanmak durumundadır. Ne yargıyı, ne orduyu, ne hükümeti suçlayıcı ve en azından zan altında bırakıcı sözlerden itina ile kaçınmalıdır.
Bu nedenle sekiz subay astsubaya diyet olarak sekiz kurşun gönderenler mikser odaklarda aranması gerekir.
Selam ve dua ile…
