ÖLMEYEN MUHTAR
Kırıkkale’den on sekiz yaşında ayrıldım. Babamızın maddi durumu onu gerektirdiğinden birkaç günlük seyahatler haricinde Kırıkkale’den dışarı çıkmadık, çıkamadık.
Kırıkkale’den ayrıldığım gün olan Eylülde yirmi dört sene sonra döndüm tekrar. Elbet irtibatımız vardı, elbet kopmadık büyüdüğümüz ve çocukluğumuzun geçtiği bu şehirden. Ama kısa süreli ziyaretler dışında yıllarca döndük durduk o şehirden bu şehre gezdik durduk.
Yaşadığımız şehirde büyüdüğümüz yeni mahalle ile de irtibatımız kopmadı. Farklı bir mahallede oturmaya başlamama rağmen yeni mahalle hep “bizim mahalle” olarak kaldı.
Bizim mahalleye abilerimin ikamet dolayısıyla sık gidiyorum. Ama asıl içli dışlı olmam beşinci mevsim yardım derneği faaliyetlerini yürütürken oranın sorumlusu olmam ile oldu. Neredeyse sokak sokak bilir duruma geldim. Hangi mahallede kaç ihtiyaç sahibi var, nereli, kaç çocuğu var, ne iş yapar, nelere ihtiyacı var bilir oldum. Bundan öte yerel yönetimler seçimlerinde daha bir içli dışlı olduk.
Biz Kırıkkale’deyken küçük çocuk olanlar mahallemin gençleri delikanlıları olmuş. Ben onlara sevgimi verdikçe onlarda bir o kadar saygı gösterip değer verdiler. Seçimler boyunca çok ciddi samimiyet doğdu aramızda. Halen onlara ciddi bir yardımım olmamasına rağmen dostluğumuz devam etmenin ötesinde çığ gibi büyüdü, gelişti.
Mahallemizin birde muhtarı var. Mirzalı tarlabölen. Bu muhtarla tanışmamız seçimlerin hemen arifesinde oldu. Halamın vefatında neredeyse bizim kadar ilgilendi, koşturdu. Kim olduğunu sorduğumuzda “mahallenin muhtarı” dendi. Tanıştırdılar bizi bu cevval muhtarla.
Yerel yönetimler seçimlerinde kendi sonucumuzu takip ederken ağabeyimin birinin bir başka muhtar adayının ekibinde aza olarak aday olması dolayısıyla muhtarlık seçimleri ile de ilgilendik. Oylar sayılırken tüm siyasilerin ağzını sulandıracak şekilde adayların hepsini geride bıraktı. Ezici denilecek ölçüde hepsini geride bırakıp muhtarlığa yeniden seçildi.
Seçildiği günden sonra irtibatı hiç koparmadık. Abartısız söylüyorum haftada iki gün görüştük neler yapılabilir, mahalleye ne katkı sağlanır diye. Mahallenin sokaklarını tek tek dolaştık.
Mahallesine katkı vermek için çalmadığı kapı kalmadığını gördüm. Bitmez tükenmez enerjisi ile koşturup duruyor.
Yeni mahalleye yapılan asfaltlama çalışmaları, park ve yürüyüş yolları yapımında belediyeden çıkmadı. Hizmeti eşit götürme gayretinde olan Belediye başkanı, belediye başkan yardımcıları ve müdürlerin neredeyse kapısında bekledi. Eşit hizmetten yararlandı ve yeni mahallenin çok ciddi bir bölümünün asfalt olmasını sağladı. İsteklerini alma gayreti devam ediyor.
Son telefon konuşmamızda Erbakan hocanın ölümün değerlendirirken “ölmeden kıymet bilmek lazım” dedi. Evet ölmeden devlet için, millet için, vatandaş için ve yaşadığı memleketini, beldesini güzelleştirmek için çalışanların kıymetini bilmek lazım.
Kim bir çivi çakmak için çaba veriyorsa onu yüceltmek lazım ki bu millete hizmet için seçilenler daha bir şevklensin, daha bir azim kazansın.
Benim yeni mahalle muhtarı Mirzalı Tarlabölen ile hiçbir şahsi işim olmadı, olmazda. Ama hakkını vermek lazım. Benim yeni mahalle kaygım her yere eşit hizmet götürürken vefa borcunu ödeme gayretidir.
Çalışan bir değil bin kere gelsin. Ama çalışmayan hangi yüzle seçmenein karşısına çıkacak merak ediyorum.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4179 defa okunmuştur.