HADDİNİ KİM BİLMELİ
Meclis görüşmeleri içinde beklide en hararetli ve en sıkıcı olmayan görüşmeler “bütçe” için yapılan görüşmelerdir.
Nihayetinde devletin tüm organlarının söz konusu olduğu ve kimin ne kadar bir yıl içinde para harcayacağı konusu bu görüşmelerde gündeme gelir ve görüşülüp onaylanır.
Aslında bütçe görüşmeleri içinde herkesin eteğindeki taşları dökmesi kimin ne söyleyeceği konu varsa bu görüşmeler içinde söyleyecek olası bu görüşmeleri daha ilginç kılar.
Bu görüşmeler yapılırken bizlerde Kırıkkale Milletvekillerini daha iyi tanıma fırsatı bulduk. Kimin meclis içinde silik bir konumda olduğunu kimin proje üretip söyleyecek sözünün olduğunu yakından gördük.
Belki herkesi değil ama siyasetle ilgisi olan pek çok insanı ekranlara kilitleyen bu görüşmeler esnasında çok ilginç çıkışların olmasını zaten bekliyorduk. Sonuçta öylede oldu.
Bizim Kırıkkale Milletvekilimize yakışık almayan ve meclisin ağırlığına da yakışmayan bir hitapta bulunan Ana muhalefet milletvekilinin konuşması tüm Kırıkkale’yi üzdü. Gereksiz ve kalp kırıcı bir laf eden bu vekilin yakıştırmasını elbette bizim vekilimiz üzerine alacak değil. Ancak kim ne derse desin ülke genelinden olduğu kadar Kırıkkale’de de tepki aldı ve almalı da.
Bu görüşmelerin içeriğinde Başbakanın olmaması muhalefeti rahatlatmıştır. Özellikle Başbakanın hitabeti konusunda kimse tartışma yapmıyor. Bu hitabet içinde doğal olarak kim konuşursa konuşsun Başbakanın yerini tutmayacaktı. Başbakan yardımcısı konuştu onun yerine ama tutmadı o kadar.
Meclis görüşmeleri esnasında eskilerden olduğu gibi kavga dövüşün olmaması ve ciddi bir olayın yaşanmaması sevindiricidir. Eskiden olduğu gibi yumruklaşmalar ve küfürler havalarda uçuşmadı.
Şimdilerde gülerek izlediğimiz yabancı ve özellikle Uzakdoğu meclislerinde olan masaların üzerinden fırlayıp kafa atmaları görmedik. Veya kadın vekillerin saç baş kavga ettiklerini görmedik. Bunlar şık olanlardı.
Bu görüşmeler esnasında dikkat çeken konuşmalar da oldu.
Bunlardan biri CHP milletvekili Savaş Pavey’in konuşması idi. Bacağı protez olan ve pantolon yasağı olan meclise bacağındaki protez görünecek şekilde etek ile gelmek zorunda kalan vekil haklı olarak serzenişte bulundu” Nerde bu yasa ben yine bu şekilde karşınıza geldim” dedi. Aslında kimin ne önergesi sonucu bu yasanın takıldığını biliyoruz. Ama hala bu devirde insanların giyeceği ile uğraşsan bir meclisi de kabul etmiyoruz. Onların düşüncesi ne olursa olsun bir yol bulunup bu yasakların kaldırılması gerekiyordu. Öyle olmadı. Kim ne kıyafete destek veriyor veya kim ne kıyafetten rahatsız oluyorsa net ortaya konularak bu yasak özellikle özürlülere ve inancından dolayı giyinenlere pozitif ayrımcılık yapmalıydı.
Bir diğer dikkat çeken konuda ufak muhalefetin tavrıydı. Önce kürsüde bulunan bardağı bir karateci edası ile kırıp fırlatan bir zihniyeti gördük. Daha çok bağırınca daha mı görüşü kabul olacak ki anlamak mümkün değil.
Tam bu yutuldu ve unutuldu dediğimizde birde meclis görüşmelerinde görevleri gereği hazır bekleyen askerlere karşı olumsuz tutum oldu. Neden nefretle baktıklarını ve neden tebessüm etmediklerini neden ciddiye alıp dinlemedikleri sorgulandı. Ne bekleniyordu ki anlamadım. Terör örgütüne terör örgütü diyemeyen ve yıllarca onlarla mücadele etmek zorunda kalanlar ne diyeceklerdi, gülücük mü dağıtacaktı. Demokrasi tamam, meclis yüce çatı tamam, vekil yasa yapıcı ve öenmli tamam. Ancak hakarete ve kendi gibi düşünmeyene de tahammül gerekme mi. Askerlere dönüp “haddinizi bilin” demek nasıl bir hadsizliktir. Takdir sizlerin.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3783 defa okunmuştur.