OĞLUMA ÖĞÜDÜMDÜR-3
Üçüncü bölüm halinde yazmaya gayret ettiğimiz yazıda evladımızın mezuniyet hediyesi olarak istediği dürüst ve iyi insanın özellikleri konusuna devam edelim dilimizin döndüğünce gücümüzün yetiğince.
Bir ülkede yaşayan iyiler, kötüler kadar cesur, gözü kara, atılgan, yılmaz olmazlarsa o ülkenin geleceği çok karanlıktır. Ancak daha önce de belirttiğim gibi bu cesaret kara cesaret değildir. Akıllı bir siyaset ile doğruyu karşındakine anlatmaktır.
Bir ülkenin eğitimi, iyi insanlar, iyi vatandaşlar, iyi âmirler, iyi memurlar, iyi komşular, iyi patronlar, iyi çalışanlar, iyi aile reisleri, iyi evlatlar yetiştirmeye yönelik değilse o ülke batmaya mahkûmdur. Bu nedenle eğitimi alırken mutlaka öğretimle birlikte almak lazım gelir. Sadece sende de bitmez konu. Zürriyetine de sorumlu olduğun aile bireylerine de bu eğitim öğretimi ferdi olarak bile olsa verme gayreti güdülmelidir.
Ahlâk, fazilet, davranış, görgü bakımından güzel olmayan insanlar iyi değildir. Ahlak ve fazilettin ölçüsü toplumun görgü kuralları ve dininin gereğini adam gibi yaşamandan geçer.
Suratsız, kalp kıran, gönül yıkan insanlar iyi görünseler bile iyi değillerdir. Güler yüzlü olmak tebessümle konuşmak ve karşındakini hakir görmeden sinirlenmeden dinlemek onunda doğru söyleyeceğini düşünmek ve en sert tartışmada bile tebessümü elden bırakmamak iyiliğin gereğidir.
iyi insan zengin de olsa kanaatli ve iktisatlı yaşar; israftan, sefahatten, lüksten, aşırı tüketimden, aşırı konfordan, gösterişten uzak durur. Bunları yapanlar kötü insanlardır. Elbette herkes en güzelini yemek içmek ister, en güzelini giyinmek ister. Ama aşırıya kaçıp gücünün yetmeyeceği maddi sıkıntının içine girmek insanı bunalıma sokar. Buna meydan vermemek için baştan ayağını yorganına göre uzatacaksın ki ileride sıkıntıya düşmeyesin.
İyi insanlar, yaptıkları ibadet ve hayır hasenatla övünmezler. Hayır, hasenatın en güzeli gizli olandır. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Malından kendine ölçtüğün değer kadar mutlaka sadakanı vereceksin. Sadaka malı artırır. Paylaşmasını bilen insan manevi olarak saadet içinde yaşar.
İyi insan günde beş vakit namazını kıldıktan başka, belli vakitlerde kırk rekât nafile namaz kılsa, yine de övünmez, yine de gururlanıp kibirlenmez. İbadetini yeterince yapmayan insan mutlu olamaz. Onun mutluluğu geçici olur. İbadetin yaparken elbet ölçülü olacaksın. Görevin varken ibadet etmeye çalışman neticesinde doğacak bir olayda insanların senin nezdinde İslam’a zarar verebileceklerini, sana söylerken İslam’ı yanlış anlayabileceğini unutma. Bu nedenle İslam’a zarar vermemek için mutlaka ölçülü ve dikkatli olunmalıdır.
İyi insan kendi ayıp, noksan, günah ve isyanlarına bakmaktan başkalarınınkini göremez. Başkasının günahı ile ilgilenmek, başkasının hatasını araştırmak, başkasının mutsuzluğu ve başarısızlığı üzerine huzurunu bina etmeye çalışmak kişiyi helake götürür. Başkasının günahını örtmede gece gibi olmak lazım gelir.
Öfkesine hâkim olamayan kimse iyi bir insan değildir. En sinirlendiğin anda tövbe edip, sakin düşünüp, sabır gösterdiğin takdirde ileride ve sinir ile doğacak tüm olumsuzlukların önüne geçersin. Trafikte hatalı solama yapan birine el kol hareketi yaptın. Sonra bu el kol hareketi karşılıklı atışmaya dönüştü. Durdurdun arabayı ve karşılaştınız. İki olasılık var. Ya adam elindeki bıçakla saldıracak ve seni bıçaklayacak ki bu durumda al işte hayatın söndü. İkici olasılık kavga edeceksiniz ve sinirine hâkim olamayıp çekeceksin silahı. İşte yine hayatın söndü. Öyleyse sabır edip tövbeyi çok kullanmak ve asla sinirli tepki göstermeyeceksin.
Bir sonraki yazımızda konuya devam edelim inşallah.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3686 defa okunmuştur.
