ADAYLARIN ÇABASI
Partilerin Başkan adayları belli olduktan sonra herkesin gözü il genel meclis üyelerine ve Belediye meclis üyelerine çevrilmişti. Nihai kararı vermesi gerekenler kendilerince en doğru taktiği uygulayarak son güne kadar adaylarını açıklamadılar. Son gün geldiğinde yine karar vericiler kendilerince en doğru seçenekte olanları partilerinin adayı olarak belirlediler.
Burada tek tek adayların kim olduğunu neden seçildiklerini irdelemek durumunda değilim. Zaten doğru da olmaz bu yaklaşım. Çünkü taraf olunduğundan ya nefsimizin çığlıklarına kulak verir hatalı değerlendirme yaparız veya daha yolun başında olanları olumlu veya olumsuz değerlendirerek uygun görev yapmalarının önüne geçeriz. Bu nedenle değerlendirmeyi en güzeli toplu yapmak ve üzerine alınması gerekenlerin kendilerine pay çıkarmalarını beklemek olur.
Partilerin adayları içinde tanıdığımız kadar tanımadığımız arkadaşlarda var. tanımadıklarımız hakkında yorumda bulunmakta onların şevkini kırar ve onlar hakkında nötr davranalım yine.
Ama tanıdıklarımızı parti gözetmeksizin şöyle değerlendirebiliriz.
İçlerinde çok çalışkan, zeki, işini ciddi yapar insanlar var. eğitimi kültürü birikimi ile seçilmesi muhtemel görevlerinde başarı sağlar bu arkadaşlar. İktidar yani seçimi alacak partiden olur ve seçilirlerse başkanlarına projeleri ile destek olur, yön verir ve belediyecilikte başkanlarının başarısı için gecelerini gündüzlerine katarlar. Seçim yarışında ise bu arkadaşlar partilerine ve teşkilatlarına ve başkan adaylarına güvendikleri için oy kazandırmak için çalmadık kapı bırakmazlar. Bunlardan asla şüphemiz yok. Bunlar bu işi yapar.
Eğer muhalefet olarak gelirlerse o zamanda kayıtsız şartsız ellerini kaldırmaz araştırır milletin hakkını savunur ve yönetimin hata yapmasını engeller.
Ancak birde askerdeki yazı tura onbaşısı gibi o listeye girenler var. Onlar bu işte başarılı olmazlar. Onların amacı prestij yapmak ve unvan kazanmak. Onların ne eğitimleri, ne tecrübeleri, ne birikimleri ve ne vizyonları bu işi yapmaya yetmez. Onlar birilerinin himmeti ile o listede yer bulmuşlardır. Ağabey veya ablaları onları kişisel özelliklerinden değil farklı düşünceler ile oraya önermişler veya seçme durumunda olanlar bu nedenle oraya monte etmişlerdir. Onlar muhalefet olursa ellerini sadece havada tutar yöneten başkanın ne güzel muhalefet övgüsüne mahzar olurlar.
İkinci durumda olan adaylar için söylüyorum sizi orya seçenler için söylüyorum. Bu iş vebal işidir. Oraya seçildikten sonra işiniz yeni başlıyor. Adil olacaksınız. Tarafsızlığınız hem halka yansıyacak ve hem yönetime yansıyacak. Oraya prestij için geliyorsanız etiket için geliyorsanız bu vebali altında kalırsınız. Yok yakınken basın geçin istifayı. Sizi millet delikanlı olarak hatırlasın. Yoksa…
Hayatta ne zaman sabırla beklemek, ne zaman ısrarla devam etmek gerekir?
Hiç düşündünüz mü? Sabırla ısrar arasında birçok farklar vardır. Hayatımızda çok istediğimiz bir şey gerçekleşmiyor ve istediğimiz sonucu alamıyorsak, sabırla beklemeli miyiz? Yoksa ısrarla mücadeleye devam mı etmeliyiz?
Yoksa duruma ve şartlara göre mi davranmalıyız?
Ne yapılması gerektiğine, aklımızı, mantığımızı ve gördüklerimizi bir noktada birleştirerek kendimize bir yol çizmeliyiz. Ya da birilerinin bizleri alıp doğru yola sokmasını ve başarılı yapmasını beklemeliyiz. Ama şunu unutmamalıyız ki başarılı yapılanların başarı öyküsü olmaz…
Her şey bize bağlı. Damlayan su taşı deler. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.
O yüzden bizler bir engel ile karşılaştığımızda, vermemiz gereken karar; inandığımız yolda inandığımız davada ısrarla mücadeleye devam etmek olmalıdır.
Aksi takdirde Müslim Gürses’in meşhur şarkısı; “Kul kaderini yaşar, bahtına ne çıkarsa” şarkısı bizim başucu şarkımız olur.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3001 defa okunmuştur.
