KİM KİMİN AMİRİ VE GÖKKAYA’YA CEVAP
Ekranlardan yargının nasıl birbirine düştüğünü ve hiç üzerine vazife olmadığı halde bayan bir koruma polis memurunun adeta durumdan vazife çıkararak Ankara cumhuriyet başsavcısına müdahalesini gördük
Demokratikleşme süreci içerisinde darbe anayasanın değiştirilmesi konusunun her siyasi parti, her sivil toplum kuruluşu ve her kişinin söylediğini biliyoruz.
Bu süreç içerisinde anayasanın değiştirilecek maddeleri içerisinde yer alan yargının demokratikleşmesi konusunda ele alınan konudan rahatsız olan yargı mensuplarının durumu kontrol etmek ve olabilecek değişikliği ele almak amacıyla toplantı yapması doğru veya yanlıştır. Bu konu ayrı ele alınması gereken bir konudur. Ancak bu süreçte yargını bu durumuna yani karşı çıkışına karşı olanlarında olduğunu görmek gerekiyor.
Bu safhada aykırı seslerinde kendini göstereceği kaçınılmazdır. Nihayetinde Kırıkkale’de de görev yapan cumhuriyet savcısının yer konusunda tepkisini anlamak ta gerekiyor.
Yüksek sesle dile getirilen bu tepkiye polis memuru koruma bayanın neden bu şekilde sert bir tepki gösterdiğini anlamak güçtür. Elbette korumasını üslendiği amirinin maruz kaldığı bir olaya sert tepki gösterecektir. Zaten maaş almasının veya orada bulunmasının da sebebi hikmeti budur. Ancak direk korumasını üslendiği amirine bir saldırı yokken Cumhuriyet savcısı olduğunu bildiği şahsa hakaret varı konuşması hiçte uygun değildi.
Bu uygunsuzluğu benden başka görenler de oldu ki görevden uzaklaştırıldı. Tabi ki soruşturmanın selameti için bu karara verildi. Bu doğaldır. İnşallah objektif bir soruşturma yapılır ve netice alınır.
Polis dostu olmam sadece meslektaş olmamdan değildir. İçlerinde gerçekten çok sevdiğim ve saydığım arkadaşlarım var. Bu nedenle onlara sempatim hat safhadadır.
Ancak;
Kim olursa olsun doğruyu söylemek ve kendimce eleştiri yapmak hakkımdır diye düşünüyorum. Bu polis memurunun garip şekilde bazı televizyon kanallarında savunulmasını anlamsız buluyorum. Kim ne yaptıysa ekranların objektif yansıtması gerekiyor. Ama maalesef bizim bir kısım medyamız her olayda olduğu gibi bunda da çarpık habercilik yaptı.
Dediğim gibi ve dileğim artık ekranların tarafsızlığını korumasıdır.
Konu ile ilgili değil ama ilave etmek istediğim bir konu var.
Yerel medyanın ihtiyar kurtlarından Mehmet Ali Çetiner ağabeyin ithal belediye başkanı getirelim konusundaki yazısına cevap yazdım. Kendimce milliyetçilik ruhunun kabarmasını Kırıkkale’nin en güzel başkanla çalışacağını yazdım. Benim bu yazımla ilgili samimi olarak söylüyorum son derece düşüncelerine katıldığım ve beğeni ile takip ettiğim yazarlarımızdan Hakan Gökkaya yazı yazmış. Sevindim çünkü benim düşüncelerim dışında bir şey yazmamış ancak gelen yorumlar üzdü beni. Benden sonradan olmuş yazar diyen kardeşime söylüyorum. Evet resmi anlamda üç yıla yakındır yazıyorum. Bir daha söylüyorum. Bu konuda mütevazi olmayacağım. Beni affedin. Evet üç yıldır yazı yazıyorum. Ama bunun öncesi olmadan yazmak mümkün mü? Ayrıca benim kendimce yayınlanmış 4 adet kitabım mevcuttur. Bir birikim olmadan bunu yapmak mümkün mü? Herkese saygı duyuyorum ama emeğe saygı göstermeyenlere pekte sıcak bakmıyorum.
Benim ne Sayın Ömer Kıvançla, ne Sayın Mehmet Ali Çetinerle ne Sayın Hakan Gökkaya ile sorunum yok ve rakip değilim. Her yazarı olduğu gibi onları da zevkle ve örnek alarak okuyorum.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4132 defa okunmuştur.