ÜÇ ŞEHİR ÜÇ GURUR
Tunus devrik lideri Zeynel Bin Ali’den alınan son haber, kuşkusuz sizi de gülümseten bir sahneydi. Yaşlı ve sarsak diktatör, ailesiyle birlikte ülkesinden kaçmak üzereydi. Tüm uçuşların iptal edildiği havaalanında, siyah bir Mercedes diktatör ve avenesini aprondaki tek uçağın dibine kadar taşıdı. Zeynel Bin Ali elinde tuttuğu siyah Bond çantaya, Emniyet Müdürü Ali Şeriati de onun koluna sıkı sıkı yapışmış, ağlayıp zırlayan diktatörü merdivenlerden çıkarmaya çalışıyordu. Zeynel Bin Ali, “Bırakın beni, memleketimde ölmek istiyorum!” narasıyla debelenmeye başlayınca, eşi Leyla tarafından “Bin uçağa geri zekâlı, hayatım senin ahmaklığına katlanmakla geçti!” diye azarlandı.
Bir hikaye gibi aktardığımız bu olay memleket sevdasının bir diktatörü bile nasıl ağlattığı ve ardından da bir kadının yıllarca eşinin saltanatını sürdüğünü ancak düştüğünde nasıl cadaloz olabildiğini gösteriyor.
Memleket sevdası öncelikle ülke genelini kapsar. Ülkede olan iyi şeylerden mutlu olan memleketini seven insandır. Hemen ardında da doğup büyüdüğü belki de doğmadığı ancak ekmeğini yediği yörede olan güzel olaylardan sevinen insanın mutluğunu kapsar.
Ülkemde ki son günlerde en güzel gelişme galiba Başbakanın Mısır ziyaretidir. Mısır’a yapmış olduğu ziyarette nasıl teveccühle karşılandığını ve adeta İstanbul mitingi gibi bir topluluk huzuruna çıktığını görmek olsa gerek. Bizim içimizden birinin farklı bir ülke halkı tarafından bu kadar sitayişle kabulü ülkesini seven herkes tarafından gurur ile karşılansa gerek. Nihayetinde bu gezi için takip ettiğim farklı basın yayın organlarından farklı görüşte ki insanlar buna vurgu yaptılar. Yani gurur hepimizin gururu oldu.
Bir önceki yazımda bir sebep ile son bir haftada ülkemin önce güneyini sonra doğusunu ve ardında da batısını dolaşma durumum olduğundan söz etmiştim.
İşte bu seyahat esnasında Mersin’de bir marke sahibi ile karşılaştım. Market çok büyük değil ama tezgâhın en görünen yerine Kırıkkale spor bayrağını asmış. Uzun süreli sohbetimiz oldu. Mersin’e yerleşmiş, orada yaşıyor ama tam bir memleket sevdalısı. Gurur duydum gurbette yaşayan ama memleketini unutmayan bu sevgili Ömer kardeşimden.
Erzincan’a varmadan yolda “nerede kaldınız” diye on defa telefon eden Gürbüz abinin durumu daha farklı. Kendisi kızının işi dolayısıyla Kırıkkale’de kaldı bir süre. Burada tanıştık. Geleceğimizi biliyordu. Onunla birlikte kimin yanına gittikse sürekli Kırıkkale’den söz ettiğini söylediler. İşte doyduğu yerin gurbette reklamını yapan bu güzel Gürbüz insandan da gurur duydum.
Çerkezköy Türk Metal Sendikası Şube Başkanı Murat Koçak beyi makamının da ziyaret ettiğimizde kaymakam bey ile sohbet ediyordu. Sekreteri bekletmedi. Samimi ve sevecen yaklaşımı ile karşılayan Koçak’ın memleketin her noktasından haberi olduğunu gördük. Adeta Kırıkkale’de yaşıyormuş gibi sokağından insanına her konu hakkında yakın ilgisi vardı. Bu genç adamdan memleketinden gelen biz hemşerilerine gönlünü açmasından ve adeta yardımcı olmak için çırpınmasından dolayı gurur duydum.
İşte ülke sevgisi, memleket sevgisi ve ardından sıla sevgisi muhabbeti bu olsa gerek. Nüfus kâğıdında yazan memleket olsa da, bir lokma ekmeğini yediği şehir olsa da, baba diyarı olsa da işte bu gibi insanların güzelliği sayesinde memleket güzelleşir. İçte yaşayan içten güzelleştirecek ama dışta yaşayanlar da bu güzide insanlar gibi dıştan memleket güzelliğine destek verecek. Üçünüzde gurumuzsunuz.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4285 defa okunmuştur.
