TEMİZLEMESİ ZOR OLUR
Dünyaya örnek olacak güzellik ve hızlılıkta yapılan bir genel seçimin ardından yaşanan gaip kriz sonrası ülkenin beklentilerini yani itidal beklentilerini boşa çıkaran gelişmeler oluyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi beşeri anlamda tek hâkimdir. Ülke yönetiminde tek hâkim güç olan parlamentoda yapılan yemin töreninde yaşanan yemin etmeme veya meclise girmeme olayını millet aslıda pekte hoş karşılamıyor.
Ülkenin milli birlik ve beraberliğine kast eden, başka bir yaklaşımla vatan hainliği derecesinde olan suçların dışında kalan suçlardan mahkûm olanların seçilmesi durumunda meclise girmesi taraftarıyım.
Hainlik dışında diyorum zira o su götürmez bir olaydır. Benim vatanıma birliğime bayrağıma sözü olanın; benimde çıkarıp ite köpeğe yedirmek için kalbinde gözüm olur o ayrı.
Ancak milletin oyu ile seçilmiş olan adayların meclise sokulmaması hiç uygun değildir.
Bu insanın suçlamalara maruz kaldığı suçları işlemesi kendileri açısından ve millet açısından kötüdür ve yanlıştır.
Bu insanı aday olarak milletin karşısına çıkarıp buna oy vereceksiniz yaklaşımında olan parti ve liderlerin davranışları da bir o kadar yanlıştır.
Kendilerine dayatılan bu adayı kayıtsız şartsız seçen ve onay mührünü o ismin altına vurmakta yanlıştır.
Ama galiba buradaki en büyük yanlış aday adayı olarak başvuru yapılan yüksek seçim kurulunun en başta konuyu kapatmak ve bunlar aday olamaz yaklaşımını gösterememesidir.
Şimdi yasal olarak mümkün değil, bu insanların başvurusu bu aşamada engellenemezdi diyenleri duyar gibi oluyorum.
Peki, engellemek olmazdı da şimdi daha mı iyi oldu. Tek söz sahibi olan seçim kurulunun başta “olmaz” demesi şimdilerde ülkede olan bu sıkıntıların ta başta önüne geçmez miyidi?
Meclise girmeyenlere milletin attığı tokat sert oluyor. Bunun örneklerini Türk siyasi hayatı çok görmüştür. En son örneği 367 garabetinde meclise girmeyen vekillere ve partilere atılan tokat olmuştur.
Bu nedenle meclisi boykot eden veya meclise gelip bir türlü çalışmasına engel olanların bunun sonucuna katlanması olasıdır.
İmdi uç senaryolar konuşuluyor.
Bunlardan biride meclise girip yemin etmeyen veya hiç meclise girmeyen vekillerin düşürülmesi ve hemen bir baskın ara seçime gidilmesidir.
Tabi olarak halkın yarısının oyunu alan ve demokrasi diye yırtınan Akparti’nin böyle bir şeyi yapması düşünülemez. Belki rahatlık ondandır. Peki ya olursa yani ya bu yol bir seçenek olarak denenirse bunun altından Ana muhalefet partisinin yöneticileri veya etnik kökeni temsil ettiklerini iddia eden partinin lider ve yardımcıları nasıl kalkar.
Elbette binlerce onbinlerce oy alarak seçilme başarısını gösteren insanların mecliste olması doğaldır. Bu doğal yolu yasal olarak çözmek kimin görev ise onun taşın altına elini sokması lazım. Krizler ne kişilere ne de ülkelere fayda verir. Bizim krize değil çözüme ihtiyacımız var. Kaybedecek zamanımız yok. Dünya dönüyor ve rakiplerimiz ilerliyor. Treni bu tür garabetlerle kaçırmaya bizim, bizi uyuşturup geride bırakamaya da kimsenin hakkı yok.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3821 defa okunmuştur.
