OLUMSUZ ETKİLENMELER OLUR
Şimdilerde “içeri” alınması yönünde kamuoyunda nabız yoklanan ve pek yakında “içeri tıkılması” muhtemel olan Genelkurmay eski Başkanlarından Büyükanıt birlikte çalıştığı ve başı belaya giren bir Astsubay için “tanırım iyi adamdır” dedi ve adeta tanıdığını söylediği için hain ilan edildi.
Yok canım o kadar da cahil değiliz. Tanıdığı için değil diyeceksiniz yargıyı etkilemek diyeceksiniz. Peki her gün olayları irdeleyen ve yargıda olan her konu hakkında beyan bildirenler neden hain olmuyor. Efendim bunlar üst düzey yönetici sıfatında değil mi diyeceksiniz. Her kesimden insan bir türlü fikrini beyan ediyor. Adam sadece tanırım dedi.
MİT müsteşarı Hakan Fidan’ı tanıyorum demek suç kabul edilecek neredeyse. Birileri; biri dese de alaşağı etsek diye avuçlarını ovuşturuyor. Tanırız iyi insandır diyemiyorsunuz. Neden? Çünkü özel yetkili savcı ifadesine başvurulmak üzere davet göndermiş.
Neden gönderilmiş bu davet. Yurtdışında bölücü terör örgütü ile görüşmeler yapılmış. Görüşme yapanlar arasında Hakan Fidan’da varmış. Hakan fidan daha önceden mutlaka duymuş olmalısınız. Bizlerden çok genç bir Astsubay. Adam Meslekte iken başarılı ve çalışkan. Okumuş, başarmış okullar bitirmiş ve helal olsun Türkiye’nin sayılı bürokratları arasında yerini almış. Daha genç yaşında ciddi başarılara imzasını atmış.
Hemen bu kadar başarılı olması suçlanamaz anlamı mı taşıyor denilebilir. Elbette demokratik bir devlette yargılanamaz kimse olmaz, olmamalı. Ancak bazı görevler vardır ki bu insanların görev suçundan dolayı yarılanıyor olması çokta insani değildir.
Terörün kol gezdiği ve gündüz külahlı gece silahlı olan pek çok hainin ortalıkta cirit attığı bir bölgede kitap evine bomba koyarlarken yakalandı diye önce linç edilmek istenen sonra linçten kurtulup kodese tıkılan ve defaten süren yargılamada neredeyse ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılan Astsubayları bu ülke çabuk unuttu.
Genelkurmayda hükümeti düşürme planları yapıp, bunu yazılı hale getiren Albayı da unuttu bu ülke. Onun yarılaması devam ediyor. Sonucu bilmek elbet şimdiden mümkün değil.
Şimdi Hakan Fidan. Bu insanda farklı bir konu ile suçlanıyor ama temel aynı. Yani bunların birleştiği yer görevlerini yapıyor olmalarıdır.
Ben kimseye masum insanların dükkanlarına bomba koyun havaya uçurun, hükümeti ve belli gurupları yıpratmak için siteler açın çalıştırın demiyorum. Bölücü terör ile görüşmek daha farklı olmasına rağmen kimseye terörü muhatap kabul edin de demiyorum. Ancak bu insanların diyorum, yaptıkları diyorum, kendi başlarına yapacakları işler değildir diyorum.
Kendi kararları olmadan bir şeylerin uygulamacısı durumunda olanların görevleri ile ilgili suçlar için sorgulanması pek doğru gelmiyor bana. Tabi ki suçu varsa yargılanacak ceza alacak. Ancak iradeleri dışında ki suçlar da durum farklıdır.
Kaldı ki dünya üzerinde belki hiç örneği olmayan ve ülkemizde ilk olan MİT müsteşarının ifadeye çağrılıyor olması, buna bağlı olarak Başbakanın iznin olmadan ifadeye çağrılması normal durum dışında değil midir?
Görevleri dışında bir şey yapmışlarsa evet normaldir. Ancak görevleri dahilinde ise yarın görevlerini yapma gayreti içinde olanların olumsuz etkilenmesi anlamında yanlış neticeler doğurur.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3729 defa okunmuştur.