Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Dilin getirdiği

Fazlı GÜVENTÜRK

04 Ekim 2010, 17:14

Fazlı GÜVENTÜRK

 

 

Dilin getirdiği

            Dilin birden çok anlamı vardır. Kimi için toplumların arasında ki iletişimi sağladığı lisandır. Kimine göre ağızda tatma görevi verilen bir organdır. Kimine göre güzel konuşma sanatıdır. Kimine göre ise bazen “bal” olan bazen maalesef “yal “ olan bir olgudur.

            Geçenlerde okudum mu dinledim mi tam bilmiyorum ama çok geçmedi öğreneli bu kıssayı.

            Padişahın baş aşçısı emekli olacakmış, ihtiyarlamış. Padişah demiş ki “kendin gibi birini bulacaksın yoksa emekli etmem” ülkenin dört bir yanında tellal gönderilmiş. Şu gün şu saatte aşçılık yarışması var, padişah kendisine aşçı seçecek. O gün gelmiş çatmış, aşçı adayları toplanmış.

            Padişah toplanan adaylara “bana tamamen aynı malzemeleri kullanarak, başka hiçbir malzeme katmayarak iki yemek yapacaksınız. Biri dünyanın en leziz yemeği olacak, diğeri dünyanın en rezil yemeği olacak ama tek malzeme değiştirmeden yapacaksınız” demiş.

            Bunu duyan aşçılar tek tek ayrılmış meydandan. Düşünüp ben yapamam diyen aşçılar usulca sıvışmışlar. Biri girmiş mutfağa. Bir süre beklenmiş ve aşçı mutfaktan iki tabakla çıkmış koymuş ortaya.

            Birinde garnitürlerle süslenmiş, özenle haşlanıp, kızartılmış, dikkatle ve alıcı şeklide tabağa yerleştirilmiş bir “dil” , diğerinde rastgele tabağa bırakılmış birkaç garnitür ile tavaya da şöyle bir çevrilip bırakılan bir “dil” konulmuş. İşte demiş “uygun kullanılırsa dünyanın en lezizi olacak uygun kullanılmadığı takdirde dünyanın en rezili olacak malzeme bu.”

            İçinizden gelerek karşınızdakine dilinizin uygun yönünü kullanmanız her kapıyı açar. Hani tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır ya işte öyle. Peki, herkes anlar mı? Hayır anlamaz. Sizin tatlı ve yapıcı konuşmanız her zaman karşınızdakine bal gelmez. Ama işte o bal gelmeyen insana bir bakın inanın içinde bir bozukluk vardır. Ya anne şefkati görmemiştir, ya baba azarı işitmiştir hep. Ya öğretmeni hep kulağını çekmiş, ya askerde “hep esas duruşu bozulmuştur”

            Yani sizde değildir eksiklik. Anlamayan veya eksiği olan odur. Bu nedenle siz dilinizi uygun, yapıcı, sevimli, tatlı kullanmaya devam endin. İçinizden gelerek karşınızdakine arkadaşım, dostum, bakanım, vekilim, üstadım, abla, ağabey, kardeşim, başkanım, müdürüm, hocam deyin. Daha da ileriye gidin ve “can hocam” diyin yani ekleyin o sıfatların başına “can” kelimesini. Ne kaybedersiniz.

            Kaybedilen olmaz. İnanın olmaz. Bugün yani kısa vadede karşınızdaki anlamaz belki kendi bozukluğundan ama görün neler kazanacağınızı.

            Selam ve dua ile…

Bu haber 3904 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi