AKILLI EĞİTİM
Bizden yaşça daha eski olanların söylediklerini artık bizde gençlere söylüyoruz. “Bizim zamanımızda şimdiki imkânlar olsaydı kimse tutamazdı bizi çok daha iyi yerlerde olurduk” kelimeleri çok sık dökülüyor ağzımızdan.
Gerçekten öylemi acaba?
Şimdinin imkânları bizlere sağlanmış olsaydı acaba kıymetini bilip daha fazla değerlendirerek şimdiki olduğumuz mesleki ve sosyal durum seviyesinden daha iyi yerlerde olur muyduk?
Hani bir söz var “bekâra kadın boşamak kolay” diye. Veya daha anlamlı olan “kaçan balık büyük olur” sözü de var.
Tavşan yamaca geçti. Artık konuşmak veya mermileri boşa sıkmak gereksiz. O zamanın imkânları ile yapılabileceklerin kendine göre az veya çok olanı yapılmış ve statü olarak mevcut duruma gelinmiş. Ders, dershane, özel ders, yardımcı kitaplar, testler, daha donanımlı hocalar eşliğinde eğitim gibi yardımcı eğitim imkânları elbette çok gelişti.
Her şeyden önce eğitime olan gereksinim anlayışı değişti. Kısa yoldan bir yerlere gelsin de ekmeğini eline alsın anlayışı değişti. Şimdi ki ebeveyninler eğitinin en sonuna kadar gidilmesi için tüm imkânlarını zorluyor. Adeta çocuklarına yemiyor yediriyor, içmiyor içiriyor, giymiyor giydiriyor. Yeter ki eğitimini en üst düzeyden alsın ve artık aslanın ağzında olan iş imkânını zorlanmadan bulsun istiyor. Elbette buna bağlı olarak çok para kazansın ve güzel bir çevrede güzel imkânlar içinde yaşasın diye çabalıyor.
Ha denilecektir ki ebeveyn çocuğun bu en iyi imkânlara kavuşma isteği çerçevesinde kendini düşünmüyor mu? Elbet düşünüyor ve haklıdır düşünmekte. Ahir ömründe evladının sağlamış olduğu imkân ile gideceği hastanede ilgilenilip tedavi görmeyi veya canı kivi isteyince hesapsız alıp yemeyi veya torunlarını kalorifer sıcaklığında atlas halının üzerinde sevmeyi veya sohbetini rahat koltuklarda gelinin getireceği sıcak çayı yudumlarken etmeyi veya evladının evinin bahçesinde mangal yapmayı kim düşünmez. Normal olanda budur. Ancak ana baba olmayanın tam olarak anlamayacağı gibi öncelik evladın rahatlığı ve evladın bu güzel imkânlara kavuşma arzusudur bu tırmalamanın asıl gayesi evlat içindir.
Tüm bunları eğitim kalitesinin ne kadar yükseldiğini ve bu kaliteyi yakalayan öğrencinin ne güzel imkânlara kavuşacağını ve geleceğini ne kadar sağlıklı şekillendireceğini söylemek için anlattım.
Okul aile birliği başkanı olduğum Atatürk Anadolu Lisesine akıllı tahtalar aldık. İmkânları zorlayarak evlatlarımızın daha modern bir ortamda eğitim görmesi için temin ettik. Söz konusu tahtanın öğretmenlere ilk eğitimi verilirken bende dinledim. Abartısız söylüyorum. Harika ve olağan üstü bir eğitim yardımcı malzemesi. Elbette daha güzeli çıkacaktır ileride. Ama mevcut teknolojiye göre hem öğretici ve hem öğrenci için müthiş imkân. Müdürümüz, müdür yardımcılarımız ve öğretmenleriz ile bu müthiş teknolojiyi incelerken öğrencilerimize ne kadar çok yardımcı olacağını anlattık durduk birbirimize. İnşallah öyle de olur.
Bu sağlanan imkânın karşısında çocuklara düşen dada bir aşk ile çalışarak geleceğini sağlıklı biçimde şekillendirmek olmalı. Eğitimcilerin, ana babaların, yöneticilerin ve ilgililerin sağlamaya çalıştığı bu güzel imkânı fırsata çevirmek ve en güzel eğitimi alarak hayatına yön vermek olmalı.
Anne babalara ise söylenecek tek söz var biraz daha ilgi. Saldım çayıra Mevla kayıra anlayışından kurtularak okullarda neler oluyor, eğitim için kim ne yapıyor biraz daha araştırmalı ve katkı sağlamalıdırlar. Zira sağlayacakları bu katkı ile çocukları iyi sosyal durumda olacaklar. Ne kadar “bencilce” veya “yok ben öyle düşünmüyorum” denilirse densin çocukların bu iyi statüsünde olması Rabbim ömür verirse ana babaya da lazım olacaktır.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3912 defa okunmuştur.