TAVSİYE EDİYORUM
“Fatıma benden bir parçadır; onu üzen beni de üzer” diyen âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberin kızı olan hazreti Fatıma’yı anlatan bir kitap yazar Sibel Eraslan tarafından hazırlanarak “ can parçası “adı altında okuyucularına sunuldu.
Yazar Eraslan bu kitabı neden yazdığını “Fatıma'ya kaçtım; çünkü onda, Tevhid'i ve Allah'a rızayı bulduğum için.. Fatıma'ya kaçtım; çünkü onda aşk bilincini seyrettiğim için… Fatıma'ya kaçtım; çünkü o, karşılık beklemeden sevdi, cesurdu... Fatıma'ya kaçtım; çünkü o, çöle hayat veren bir nehirdi. Hayırlı bir evlat, sabırlı bir yol arkadaşı, sadık bir sevgili, merhametli bir anne olmanın yanı sıra, ahdinden vazgeçmeyen, cihadından usanmayan, aşkından pes etmeyen ve çölünden dönmeyerek Firdevs'ine ulaşan kâmil bir insan olarak, her birimize örnek bir deneyim, tecrübeler anıtıdır Hz. Fatıma... Fatıma, yolculuk bilincidir. Rahmet Peygamberi'nin yirmisekiz yıllık en yakın ve kesintisiz tanığı olarak Benden bir parçadır... Dediği Fatıma'sının hayatını yazmak ayrıcalık diye düşündüm ve yazdım” şeklinde dile getiriyor.
Allah resulü(SAV)’nün; Fatıma canından bir parça olmasına karşın sosyal adaletsizliğe ve statüye karşı açmış olduğu savaşta “Fatıma bile olsa uygularım” dediği yüce annemiz hazreti Fatıma’nın adı İslam’ın anlaşılması için peygamberimizin birçok hadisinde geçmiştir.
İslam öncesi kadının hiç sayıldığı dönemden sonra Resulün hanımlara verdiği önemi hayatında tatbik ettiği kızı Fatıma babasına teslimiyeti, Allah’a teslimiyeti, itaati, sadakati, sevmeyi, saygıyı anne olmayı, sabrı kendisinden sonra gelecek bayanlara yaşanmış örnek olarak göstermesi açısından önemli bir İslam ve tarihi şahsiyettir.
Allah resulü (SAV) ayrılık vaktinin geldiğini can parçasına hatırlatmıştı! Kur'ân-ı Kerim’i Cebrail (a.s.)'la yılda bir kez karşılıklı okuyorlardı ama son sene iki kere bir araya gelmişlerdi. Ayrılığa bir işaret sayılabilirdi bu. Hz. Fâtıma bu sözleri duyar duymaz gözyaşlarına boğulmuş, bunun üzerine Hz. Peygamber, kendisine ailesinden ilk olarak onun kavuşacağını söyleyerek teselli etmişti onu. Ölümle teselli olur mu? Kavuşulacak olan Son Peygamberse olur elbette. Nasıl üzülmüştü ayrılık vaktine Fâtıma! Nasıl sevinmişti adı "ölüm" olsa bile buluşma vaktine...
Babasının vefatından sonra narin vücudu iyice düşkünleşmişti hazreti Fatıma’nın. Resulü Ekrem “Kızım! Bana gel. Seni çok özledim." Ardından "Bu akşam yanıma geleceksin!" demişti rüyasında. Bu rüyayı eşi hazreti Ali’ye anlatan Fatıma yaşamının son gününde hasta yatağından kalkmış, çocuklarının elbiselerini yıkamış, saçlarını taramış ve vedalaşmıştır. Ölüm anında yaşanabilecek nahoş hadiseleri görüp etkilenmesinler diye çocukları Zeynep ve Ümmi Gülsümü komşularının evine göndermiş ve yatağına dönmüştür. Başında bekleyenlerin ölümünü ancak üzerindeki örtüyü açtıklarında fark ettikleri annemiz, nihayet peygamber babasına kavuşmuştur.
Annemiz Hazreti Fatıma’dan ince ince, ilmik ilmik söz etmek isterim. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bu yüce insan için yazılan kitabı başta bayanlar olmak üzere herkese tavsiye ediyorum. Okuyun. Okutun. İnsanlığın ve teslimiyetin sadece bu dünya ile sınırlı kalmadığını unutmadan, iki cihan sabrı ve sadakati için okuyup sonrada evlatlarımıza tavsiye edeceğimiz bu kitabı.
Selam ve dua ile…
