RUH AYARI BOZULANLAR
Tüm mekanik aletlerin bir müddet kullanımı olduğunda gerek ince ve gerekse kalın veya kaba bir ayara ihtiyacı vardır. Eğer verimli olmasını ve tüm işlevini yerine getirmesi isteniyorsa mutlaka bu ayara ihtiyacı vardır.
İnsanoğlu da aynen böyledir. Mutlaka zaman zaman ayar yapılması ve tabiri caizse kilometresinin sıfırlanması gerekir. Ruhu ayarlanmayan ve kaba kuvvetle yoluna devam eden ise mutlaka hata yapar.
İşte bu ruh ayarının yapılması için insanın mutlaka bir ayarcıya ihtiyacı vardır. Kendi kendini otomatik ayarlayan makineler gibi insanda bazen kendi ayarını kendi çeker. Ama asıl ayarı mutlaka dışarıdan birinin hem de usta olan birinin gerektiği gibi yapması elzem olandır.
Simetri turizm Kırıkkale’nin hac ve umre organizasyonu için kurulmuş ve Ankara bağlantısı ile kendini kabul ettirmiş bir şirketidir. Bu şirket hac ve umreye götürdüğü hacılarını zaman içinde bir araya getirmektedir.
Hem o mübarek yerlerde yaşanmışlıkları yâd ediyorlar ve hem de ruhun ayarı için sohbet niteliğinde etkinliğe imza atıyorlar.
Bizimde ruh ayarımız zamanı geldiğinde ki bu bir aylık bir periyodu kapsıyor bu toplantıya davet edildik.
Sanayi esnaflarından Hacı Şakir ağabeyin evinde düzenlenen etkinliğin çok çeşitli ikram bölümü nihayete erdiğinde uzun yıllar vermiş olduğu ciddi konferanslar ile ünü Kırıkkale dışına çıkmış hepimizin “bizim hoca” diye adlandırdığı Erdal Cemile hoca girdi içeri.
Hoca bilgi ve birikimi ile ruha arar vermeyi en çok başaranlardan biri. Halen haftalık vermiş olduğu konferanslar ile yüzlerce kişiyi bir araya getiren ve her gün farklı gruplara kuranı en güzel şekilde anlamak! İçin Arapça dersleri veren, pek çok sayıda öğrencisi olan biri.
Bakara suresi 177 ayeti anlatacağı konuşmasına salâvatlar ile başladı. Bakara suresi adeta bizim ayarımızın mastarıydı.
“İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.
Bizim hocanın dediği gibi sohbete başlamadan bir terazi aldık elimize ve başladık tartmaya. İyi miyiz? Ne kadar iyiyiz? Namaz kılıyoruz diye Kâbe’ye dönmemiz yeter miydi?
Tek tek ele alındığında iman ediyoruz ama maalesef malımızdan verirken çürüğü, eskiyi vermeyi sadaka sayıyoruz. Nur camiye Cuma namazından sonra toplanan yardım kutusuna üç beş atınca görevimizi yaptık sanıyoruz. Arkadaşlarla buluşma saatinde yerinde olunca antlaşmamıza uyduk gözüyle bakıyoruz. Dolmuşta yanımızda yüksek sesle telefonla konuşan teyzeyi kaz etmediğimizde sabırlıyız diye içimizden havalara giriyoruz.
Oysa gerçek “iyi” olmak bu mu? Bakara suresinin açıklaması yukarıda. Elbet ayar yapmak için dediğim gibi herkesin bir bizim hocaya yani dış ustaya ihtiyacı var. Ama Allah için tek tek okuyun ve kendi ayarınızı bir kontrol edin ne kadar “iyi”siniz, veya ne kadar ruh ayarınız yerinde.
Ben mi? Dedim ya sık sık ayara ihtiyacım olduğundan o meclisteyim diye.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3936 defa okunmuştur.