Arınmaya yolculuk 38 bölüm
Kalbi Mekke için Medine için yanıp tutuşan ve oralara ulaştığında 9 şiddetinde sarsılanlar için yazılmış, hem bir rehber olsun, hem yaşadıklarımızı anlatısın amaçlı bu yazılara vesile olanlardan Yaradan razı olsun..
MESCİD-İ NEBEVÎ’NİN İNŞASI
Mescid-i Nebevî’yi Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz ashabı ile beraber inşa etmişlerdir. Rasûlullah (s.a.v.) bizzat mübarek bedeni ile çalışmış ve Mescidin inşasında çalışanlara dua etmiştir.
Efendimiz, Medine’ye geldiğinde devesi mescidin yapılacağı yere çöktü. Burası Ensar’dan Sehl ve Süheyl adında iki yetime aitti. Bunlar, Esad bin Zürare’nin himayesinde ve evinde kalıyorlardı. Rasûlullah (s.a.v.) bu iki yetimi çağırdı ve arsalarına mescid yapmak için onlara daha büyük bir arsa teklif etti. Onlar da; “Onu biz size bağışlarız Yâ Rasûlallah!” dediler. Fakat Rasûlullah (s.a.v.) bu teklifi kabul etmedi ve on dinar karşılığında bu arsayı satın aldı. Hz.Ebû Bekir’e bu parayı ödemesini emretti. Esad bin Zürare tarafından arsanın etrafı duvarla çevrildi.
Rasûlullah (s.a.v.) Medine’ye teşrif etmeden önce Esad bin Zürare Cuma günleri arkadaşlarını toplar ve burada cemaatle namaz kılardı. Mescidin yapılacağı yerde müşrik kabirleri ve bir hayvan barınağı vardı. Yabanî hurma ağaçlarının kapladığı bu alan harabe görünümündeydi.
Rasûlullah’ın emriyle müşriklerin kabirleri başka tarafa nakledildi. Yabanî hurma ağaçları kesilip, çukur yerleri düzlendi. Önce Mescidin temelini kazıp bir buçuk metre kadar derinleştirdiler. Daha sonra iri taşlarla temellerini yükselttiler. Temele ilk taşı Efendimiz koydu, ikinci taşı Hz. Ebû Bekir (r.a.) koydu, üçüncü taşı Hz. Ömer (r.a.), dördüncüyü Hz. Osman (r.a.), beşinci taşı da Hz.Ali (r.a.) yerleştirdiler.
Mescid, günümüz ölçülerine göre otuz beş metreye-otuz metre ebadında, yaklaşık bin elli metrekarelik bir alanı kapsıyordu. Mescidin inşasında ustabaşlılığı Es’ad bin Zürare yaptı. Taş olan temelin üzerine Baki tepeciğinde kesilen kerpiçlerle devam edildi. Direkleri hurma ağacından, çatısı ise hurma yaprakları ve lifleri ile örtüldü. Yüksekliği iki metreden fazla, zemini topraktı. Daha sonraları kum serildi. İnşaat yedi ayda tamamlandı.
Mescidin inşasında Rasûlullah (s.a.v.) ashabı ile beraber çalışıp, bizzat kendisi de taş taşıdılar, kıblesini Mescid-i Aksa cihetine yaptılar. Mescidin çevresine müminlerin anneleri için odalar ilave ettiler.
Efendimiz döneminde, hicretin yedinci yılında Mescid genişliğine yirmi, uzunluğuna onbeş metre genişletilmiştir.
Hac veya umre niyetiyle kutsal topraklara gelenlerin Peygamber Efendimizin Kabr-i Şeriflerini ziyaret etmeleri mendup kabul edilmiştir. Mali durumu müsait olanların bu ziyaretleri vacip derecesinde önemli görülmüş, çok büyük bir mazereti olmadıkça terk edilmesi gaflet sayılmıştır.
Peygamber Efendimiz kendisini ziyaretle ilgili hadislerinde: “Kim sevabına inanarak beni Medine’de ziyaret ederse, O benim komşum olur, kıyamet günü ona şefaat ederim”.
“Kim beni vefatımdan sonra ziyaret ederse, hayatımda ziyaret etmiş gibidir.”
“Kabrimi ziyaret edene kıyamet günü şefaatçi olurum” “Şu üç mescitten başka (Namaz ve ibadet maksadıyla) hiçbir mescide sefer tertip edilmesi uygun olmaz. Bunlar: Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksa’dır.” “Benim şu (Medine’deki) mescidimde kılınan bir namaz, (Mekke’deki) Mescid-i Haram hariç, başka mescitlerde kılınan bin namazdan (sevap yönüyle) daha hayırlıdır.”
“Benim Mescidimde her kim tek bir vakit bile geçirmeden kırk vakit namaz kılarsa o kimseye cehennem ateşinden berat, azaptan necat ve münafıklıktan kurtuluş beratı yazılır.” buyurmuşlardır.
RAVZA-I MUTAHHARA
Ravza-ı Mutahhara, Mescid-i Nebevî içinde yer alan ve Efendimizin; “Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir ve minberim Kevser üzerindedir.” hadisi şerifiyle ifade buyurduğu bölümdür.
Peygamber Efendimiz, Ravza (Cennet Bahçesi)’nın sınırlarını çizmiş ve faziletini beyan etmiştir. Ravza’nın genişliği; Hane-i Saadet ile minber arasındaki ve şu anda yeşil renkli halılarla ayırt edilmiş, yaklaşık 22 metre uzunluğunda 15 metre genişliğinde 330 m2’lik bir sahadır.
Allah’ın rahmeti sürekli Ravza’dadır. Ravza-ı Mutahhara’nın, Cennet bahçesi olarak nitelendirilmesi hakkında çeşitli yorumlar vardır:
a- Gerçek bir cennet bahçesidir, ahirette cennete nakledilecektir.
b- Burada kılınan namazlar, okunan Kur’anlar, zikir ve dualar bereketiyle, rahmet inerek oluşan manevî huzur sebebi ile cennete benzetilmiştir.
c- Buradaki ibadetler, cennetin yolunu açtığı için cennet bahçesi denilmiştir. Bu sebeple müminler günün her saati burada iki rekat namaz kılabilmek için gayret gösterirler.
Yazının devamı bir sonraki gün
Bu haber 4496 defa okunmuştur.