SABAH OL(MAY)ACAK

04 Mart 2020, 21:52

SABAH OL(MAY)ACAK Hiç yaşadınız mı bilmem yâda hiç düşündünüz mü? Sabah kimlere erken olur, kimlere geç olur. Galiba ilk akla gelen hasta olanlara, hastanede yatanlara veya hastası olup onlara aralıksız bakmak zorunda kalanlara sabah geç olur. Bir türlü o güneş doğmaz onların üzerine. Borcu olanlara da sabah olmaz. Ama bu değidim borçlu olanlar elbette almış oldukları borcu borç bilenler için öyledir. Yoksa almış borcu sıcak evinde lüks arabasında zevk yapıp, “bir gün olursa veririz ama şimdi param yok” diyen çok ağır kelimeleri hak eden ama burasının yeri olmadığı insanlar için değildir. Zaman yolcu bekleyeler içinde geçmek bilmez. Askerden oğlu gelecek Ayşe teyzeye, hacdan babası gelecek Mehmet beye, Almanya’da çalışan kocası gelecek Fatma kadına sabahlar olmak bilmez. Birde askerlik vazifesini yapan, görevde polisi olan, özel görevlerde nerede ne yaptığı bilinmeyen kahraman seçilmiş bilinmeyeni olan, anneye, babaya, kardeşe, eşe ve aklı yeten evlada sabahlar olmaz. Onlar ellerine telefonlarını aldıklarına, önlerine bilgisayarı koyduklarında sosyal medyada gezinmezler. İnternetten elbise ayakkabı siparişi vermek için site site fink atmazlar. Onlar kim nerede ne yemek yemişte sosyal medyasında paylaşmış onlarla ilgilenmezler. Onlar televizyonu açtıklarında kimin eli kimin cebinde dizilere bakmazlar. Açalım da bir komedi filmi izleyelim diye kumandayı ellerine almazlar. Onlar ekranlarda haberden habere geçerler. Her dakika yeni bir gelişme olur diye onların ekranlarında hep haber kanalları vardır. Cep telefonlarının en fazla kullanıldığı alanları haberlerin mesaj olarak düştüğü uygulamalardır. Onlar ekranda son dakika yazısını gördüklerinde adeta kaynar sular ile yıkanırlar. Onlar her dakika evlatlarından, eşlerinden, kardeşlerinden haber beklerler. Haber alma duyguları onları uykudan eder. Sosyal hayattan eder. Gülüp eğlenmekten eder. Hatta inanın sokağa çıkmaya engeldir bu durum. Sanki sokağa çıktıklarında gelecek bir haberden geç haberleri olacak gibi gelir. Bunu eşi, çocuğu, kardeşi çeken biri olarak yani merak edilen cephesinden biri olarak bilirim. Göreve gitmediğim zamanlarda askerlerimi arkadaşlarımı bekleyen biri olarak bilirim. Emekli olduktan sonra evlatları görevde olan bir ebeveynin olarak bilirim. Efendim vatan sevgisi, millet sevgisi, bayrak sevgisi olan biri neden evladı, kardeşi, eşi için böyle merak etsin ki diyen daha doğrusu diyebilen insanların çıkabileceğini düşünüyorum. Çünkü öyle insanlar burunları Kaf dağında, kendilerini bir şey sanan, büyük konuşan, devlete ve yöneticililerine aslında sadık gibi görünen ama onların ardından iş çeviren ikiyüzlü olanlardır. Atsan atılmaz satsan satılmaz durumdadır bunlar. Bunların bir kısmı hıyanet içinde olmalarını öyle ileri seviyeye taşımıştır ki, vatan millet devlet konularında hangi konu olursa olsun sevmediği lider ile entegre edip onla özleştirip kötü her konuyu ona mal ederler. Hatta bu hıyanetleri savaş bile olsa yine yaparlar. Bakın etrafınıza maalesef öyleleri var. Bu günlerde savaş var, bu günlerde operasyon var. Bu günlerde içte hain örgütlere karşı dışta yedi düvele karşı yürüttüğümüz bir olay var. Toprağa verdiğimiz şehitlerimiz var. Uzuvlarını kaybeden gazilerimiz var. Bu durumda hala siyaset yapıp, yok parti, yok başkan, yok iktidar deyip hala onların nezdinde devlete laf eden eleştiri değil yanlışlık yapanlar var. Sabahları olmayan görevde yakını olanların ne çektiğini bilmeden bu tür hata yapanları Allah(cc)’a havale ediyoruz. Vatan millet devlet varsa bunun Cumhurbaşkanı, partisi, sınır dışı, sınır içi gibi, orada ne işimiz var, burada niye varız gibi yaklaşımları yanlıştır. Hatadır. Olmaması gerekendir. Savaş biter, taşlar yerine oturur o zaman eleştirelim hem de ağır eleştirelim. Ama şimdi gerçek dışı paylaşımlarla kafaları karıştırmayalım. Zira zaten sabahı olmayanlar her dakika bu stres ile yaşıyorlar ve gerçekten sosyal medya kabadayılarının sabahı bir uyku süresi kadar kısa olurken o ailelerin sabahı olmuyor. Olmuyor. Selam ve dua ile…

Bu haber 1467 defa okunmuştur.