VARDIR BİR HAYIR

15 Mart 2020, 00:55

VARDIR BİR HAYIR Elimizde olmadan başımıza gelen her şey kaderdendir. Vaki olanda hayır vardır deriz. Başımıza kötü bir iş gelse bile inancımız gereği pek çoğumuz vardır bir hayır deriz. Bu konuda dinimiz ne diyor derleyip toparlayıp bilgimiz olsun diye sunmak istedim. Konu hassas olunca elbet sözü Ayetler Hadisler Âlimler alır ve birileri de istifade için iletim görevini yapar. Bizde öyle yaptık. Vaki olanda hayır vardır sözü, gerekli bütün sebeplere yapıştığımız hâlde, irade ve tercihimizin dışında, başımıza gelene, şikâyetçi olmadan sabretmek, neticesinin hayırlı olacağını bilmek demektir. Yoksa kendi irademizle bir günahı işledikten sonra, “Ne yapalım, kaderim böyleymiş, Vaki olanda hayır vardır” demek yanlıştır. İkinci bir husus, insan, bir işin sonucunun iyi mi, kötü mü olacağını bilemez. Hayır zannettiği şey, şerle sonuçlanabilir. Şer zannettiği şey de, hayırla neticelenebilir. Bir ayet-i kerime meali: “Hoşlanmadığınız şey, sizin iyiliğinize; sevdiğiniz şey de, kötülüğünüze olabilir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir. Müslüman, her hayrın ve şerrin Allah'tan olduğunu bilir. Her işi yaptıran Allaha telâdır. O hâlde, bir Müslüman olarak, başa gelen işe rıza göstermeliyiz. Rıza göstermesek de, o iş, yine olacaktır. O hâlde, bu işe razı olmaktan başka çare yoktur. Olacağı kesin olan bir işe, itiraz etmek ahmaklık olur. Vaki olan bir işle, karşı karşıya kalanın, ne kadar zor, ne kadar acı olursa olsun, buna rıza göstermesi, imtihanı kazanmak için sabretmesi gerekir. Bir hadis-i şerif: “Allaha Teâlâ, sabredeni sever.” Der. Cennetlik insanın nişanı şudur: O kişi, Hak Teâlâlın kaderine razı olur. kötü, cehennemlik olmanın da nişanı şudur: O kişi, kadere razı olmaz, bir musibet gelince, bağırıp çağırır, çok ağlar, sızlar. İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: Her gün insanın karşılaştığı her şey, Allaha Teâlâlın dilemesi ve yaratmasıyla var olmaktadır. Bunun için, iradelerimizi Onun iradesine uydurmalıyız. Karşılaştığımız her şeyi, aradığımız şeyler olarak görmeliyiz ve bunlara kavuştuğumuz için sevinmeliyiz. Kulluk böyle olur. Kul isek, böyle olmalıyız. Böyle olmamak, kulluğu kabul etmemek ve sahibine karşı gelmek olur. Allaha Teâlâ, “Kaza ve kaderime razı olmayan, beğenmeyen ve gönderdiğim belalara sabretmeyen, benden başka Rab arasın) buyuruyor. Demek ki, kadere rıza gösteren mutlu oluyor. Karşımıza ne çıkarsa, “Kaderim böyleymiş” diyerek itiraz edilmemelidir. Mutlu olmak için, gülün yanında diken var diye üzülmemeli, dikenler içinde gül var diye sevinmeli. Mutluluğun sırrı, sevilen şeyleri yapmakta değil, yapmaya mecbur olunan şeyleri sevmektedir. İnsan sevdiğini, olmasını istediği gibi değil, olduğu gibi, o hâliyle sevmelidir. Böyle sevmezse mutlu olamaz. Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin şiirini hatırlıyoruz: Hak, şerleri hayreyler, Zannetme ki gayreyler, Ârif onu seyreyler, Mevlâ görelim n’eyler, N’eylerse, güzel eyler. Şimdi her şeye muhalif olan zihniyetler diyecektir ki “her şeye razı olur mu?“ ”Başına gelmeyen bilmez” Hâşâ o kadar ileri giderler ki “ biz peygamber miyiz?” bile derler. Evet; bende olaylar karşısında çok çabuk dağılanlardanım. Maalesef öyle. Galiba buda imanımızın zayıflığından. Her şeyi Allah(cc)’dan bilip netice hasıl olunca hayıflanan dövünen biriyim ve bundan Rabbim affetsin hiç hoşnut değilim. İnşallah sizlerle birlikte tevekkül edenlerden oluruz. Hadi dostun dosta duası kabul olurya. Ben duama aldım sizleri sizde bizi zikredin lütfen. Selam ve dua ile…

Bu haber 1360 defa okunmuştur.