BİR ÂLEM Mİ BİR ÂLİM Mİ?
Bazen hayatta öyle oylalar oluyor ve öyle garip vakalar ile karşılaşıyoruz ki inanın insanın aklı hafızsı almıyor.
Bizim ülkenin gündemi gibi sürekli ve hızlı değişen bir hayata ayak uydurmak ve o hıza yetişmek için Amerika’nın bugünlerde Irak’a Türkiye aleyhinde kullanmak üzere yarı hibe yarı paralı satmak istediği F–16 jetlerinin motoru olsa inanın dayanamaz çatlar.
Tunceli’de meydana gelen çatışmada şehit olan üç askerimizin acısı bitmeden gündem değişti. Hatta bugün kahpelerin döşediği mayın ile şehit olan askerinde bu gündemi değiştireceğine hiç inanmıyorum.
Yapay gündem maddeleri ile ülke oyalanıyor derken geleceği ilgilendiren ülke meselelerinde de acayip gündem olduğunu görüyoruz..
Bunlardan en önemlisi galiba başkanlık sisteminin konuşulmasıdır. Başbakan yardımcısı Bekir Boz dağ’ın gündeme taşıdığı bu konunun sade kendi fikri olduğunu söylemek gerçekçi olmaz.
Uzun tartışmalar ile gündeme geldiği ve kamuoyunun bu konuyu tartışıp olgunlaştırması için gündeme getirildiği kesindir. Nihayetinde çok ciddi değişiklikler için izlenen yol budur. Bu sadece Başbakanın uyguladığı bir yol değildir. Geçmişte de aynen öyle olmuştur.
Hatta bu olayların gelişimi yerelde bile öyledir. Bir yere aykırı bir çivi çakacaksan önce basın yoluyla veya muhalif olsun taraftar olsun biri ile ortaya atarsın, kamuoyu hazırlanır ve darbe vurursun. Liderin kafasındaki olguyu geliştirmek için bu bir yöntemdir.
Başkanlık sistemi hakkında daha önce yazılar yazdım. Araştırdım. Kendimce bir fikir edindim. Gerektiğinde bunu yine paylaşırım.
Başbakanın rahmetli Türkeş’in 9 ışık doktrininden alıntı yaparak bu konuya eğilmesi en azından siyasi olarak güzel hamle olarak kabul edilmeli. Rakibini baskı altına alma olarak ta düşünülebilir. Bunun karşılığında Devlet Beyin çıkışı da en azından o kadar önem taşıyacaktır.
Hazreti Eyüp (as)’a yaradan bin dert vermiş. Vücudu yara bere içinde kalmış. Dertler öyle bir sarmış ki vücudunu içten tüm organlarına sirayet etmiş. Dıştan zaten vücudu lime lime dökülür olmuş.
Yaradan öyle bir su vermiş ki Hz. Eyüp (as)’a, banyo yapmış tüm yaraları dökülmüş, o suyu içmiş içindeki tüm yaralar iyileşmiş.
İşte Rabbimizin insanlar için derde çare vermesi, devletler içinde çare vereceği anlamına gelir. Şükürler olsun bizim dermansız derdimiz yok. Bizler bu terör belasından da kurtuluruz, rejimin yeni fikirlerini de tartışır karara bağlarız. Hatta biraz komiklik yapalım, yeni Anayasayı bile yaparız. Yani bizim devlet sıkıntımız kesinlikle çaresiz değildir. Yeter ki hak edelim. Çünkü insanlar hak ettiği gibi yönetilirmiş. Bazen birileri hakkında atıp tutuyor insanlar. Ama sen neysen yöneticinde o olur.
Bir şeyi tartışırken âlim gibi davranmak zorundayız. Alem olmamak gerekiyor devlet meselelerinde. Görüyoruz ki öyle liderler öyle siyasiler var ki konuşmalarında âlim gibi davranmıyorlar. Liderleri âlim olmayanların halkının da âlem olması doğaldır. İşte bu nedenle berberde, kahvede, parkta konuşan vatandaşlarında âlimce düşünmesi olağandışıdır.
Tepe âlem!! hareketlerde bulunursa halkın yapılan iş ne kadar uygun olursa olsun kabullenmesi çok zor olur. Anlaşmak önemli, konuşmak önemli, tartışmak önemli ama tüm bunları yaparken âlim tavırlar içinde olması âleme rezil olmamak daha önemli.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4173 defa okunmuştur.