KOALİSYON DAYATANLAR
Seçimin sonuçlarını değerlendirirken yerel sonuçlara daha sonra geleceğimizi söyledik. Ancak araya Bosna seyahati girince nara soğudu.bu nedenle tekrar genel sonuçlardan yani seçimin ülke genelindeki etkisinden söz etmeye devam etmekte fayda görüyorum.
Millet koalisyon dedi.
Hepimizin dilinde bu var. Yani bir koalisyondur tutturduk gidiyoruz. Aslında bunu isteyen yani şiddetle koalisyon bayramı yapan özellikle bir kısım medya Akparti iktidarına karşı çıkanlardan oluşuyor.
Yani şunu dersek hiçte abartmış olmayız. Hatta kimilerinin dile getirdiği ama kimilerinin de dile getirmekten çekindiği bir gerçeği vurgulamış oluruz. Akparti gelmesin de kim gelirse gelsin. Bu anlayış koalisyon olmuş, bölücü örgüt ülkeyi sarmış, devletin bekası tehlikeye girmiş, ekonomi yıpranmış, ülke dışta içte itibar kaybetmiş umurunda değil. Yeter ki Akparti gitsin. Gerisi ne olursa olsun çokta umurda değil anlayışıdır.
Bu çarpık anlayışa göre Akparti’nin gitmesi ile ülke birden şahlanacak, çağ atlayacak. Akparti bunun yani birden şahlanmanın karşısında duran dağ gibi bir set ki bunu kaldırmak gerekiyor.
Bakın asla bir yönden almıyorum konuyu. Yani kimi sever kimi sevmez. Zaten herkes sevecek diye de bir şey yok. O zaman zoraki sevgi olur ki bunun adı da demokrasi olmaz diktatörlük olur.
Ancak kim nereye verirse versin oyunu milletin bekası konu olunca, devletin geleceği söz konusu olunca yanlışa düşmemek gerekiyor.
Koalisyon ülkeye ne katar ki başarılı olsun. Bunu gençler bilmez. Bu ülke koalisyondan çok çekti. Sığ konularda anlaşmış gibi görünen partiler derin konularda asla kendinden taviz vermedi. Hal böyle olunca da ülke yönetiminde bir arpa boyu yol alınmadı alınamadı. Şimdi nasıl bu yapıdan medet umuluyor anlamıyorum. Ama burada ki anlayış ülke geleceği değil dediğim gibi bir siyasi partiyi sıfırlama. O gitsin de gerisine bakarız anlayışı. Ama gitmesi durumunda da çok şeyin kilitleneceğini görmek için kahin olmaya gerek yok.
Bu ülke koalisyon hükümetleri sözde ortak olmalarına rağmen Cumhurbaşkanı seçemedi. Kim hangi bakanlığı aldıysa orayı ganimet bildi. Kendi adamalarını oraya öyle doldurdu ki oradan başkasının söküp atması imkansız oldu. Odacısından tutun müsteşarına kadar kendi ideolojisi ile doldurulan bakanlığın nasıl koordineli çalışacağını varın siz düşünün.
Başbakan ne kadar baskın olursa olsun bir bakan atacağı her adımı kendi liderine soracak değil mi? Normal olan da budur. Peki, nasıl hızla karar verilip uygulanacak ki başarı osun.
Mesela açılım yada çözüm süreci. Şehitlerimizin kanı yerde kalmasın diye yüce bir düşünceye sahip Milliyetçi hareket ile kimi bir araya getireceksiniz ki çözüm kabul edilip yol alınsın.
Başka örnek emekliye iki maaş ikramiye vadi ile gelen Cumhuriyet halk partisi hangi koalisyonda bu popülist söylemini eyleme dönüştürecek.
Hülasa koalisyon ülkeye fayda getirmez. Siz bakmayın üç çıkarcının yaygara yaptığına. Hangi parti olursa olsun tek gelsin ki güçlü kararlar ile ülkenin geleceğini tayin etsin.
O zaman şimdiki durumda ne yapalım denirse uzlaşılacak asgaride uzlaşılacak ve hükümet kurulacak. Başka çaresi yok ama en kısa zamanda ülke güçlü bir hükümet için seçime girmeli bunun kaçarı da olmayacak göreceksiniz.
Selam ve dua ile…
Bu haber 2830 defa okunmuştur.
