ENSAR’IN İFTARI
En son nerede iftar yaptınız ve sofranızda kimler vardı desem galiba herkesten aşağı yukarı aynı cevaplar gelir.
Kimimiz evdeydik çoluk çocuk beraber iftar yaptık ve soframızda evlatlarımız vardı eşim vardı deriz.
Kimimiz siyasetçidir ve uğraş alanları olan siyasiler ile beraber iftar yaptık. İl başkanı vardı yönetim vardı, Belediye Başkanı gelmiş. Vekiller de teşrif etmişler ve beraber yaptık der.
Kimi ise iş yerimiz iftar programı düzenlemiş ve iş arkadaşlarımız vardı iftarda derler.
Bazıları ise akrabalarım vardı davet ettiler gittik veya davet ettim geldiler onlarla iftar yemeğimizi yedik der.
Çok az da olsa bazılarımız ise bir ihtiyaç sahibinin evine aldım pidemi ve vardım oturdum sofrasına der.
Hepsi de olağandır.
Ancak hiç sokağa kurup bir iftar sofrası da gelene geçene elinden tutup “lütfen benim soframa buyur ve beni şereflendir. Allah ne verdiyse beraber yapalım bu iftarı” demeyi düşündünüz mü?
Cirane denen yerde peygamberimiz savaş ganimetlerini dağıtırken kalbi İslam’a yeni ısınan Müslümanlara ağırlık vermesi ile Ensar yani Medine’nin yerlileri surat asmış bunu haber alan Efendimiz ise Ensar’ı bir araya toplayarak “ben Medine’ye geldiğimde sizler kavgalı idiniz ben barıştırmadım mı? Sizler aç ve sefildiniz benim gelmem ile yöreniz bereketlenmedi mi? Benim gelmem ile huzur ve güven ortamını yakalamadınız mı?” diye sormuştu. Hemen hepsi yüzleri yerde “Allah’ın Resulü doğru söylüyor” demişti.
Efendimiz hemen ardından onlara neden pozitif ayrımcılık yaptığını anlatmıştı ve hemen hepsi “kim mal, deve, para ve ganimet ile güderse gitsin bize Allah ve Resulü yeter” demişlerdi.
İşte o gün Allah ve Resulünü seçen Ensar’ın iftar sofrası bir başka oluyor.
Yukarıda sözünü ettiğimiz eline sıcak pidesini alıp bir fakirim kapısını çalan gibi onlarda eş, çoluk, çocuk, akraba veya farklı rütbelerde ki insanlar ile iftar yapmak yerine kuruyorlar yer sofrasını sokaklara veya mescidin içine.
Ta hareme avludan ilk girişte bazen çocuk yaştakiler bazen koca adamlar yalvarırı gözlerle bakıp, dost ellerini uzatıyor. Anlayan anlıyor dillerini ama anlamasanız bile ne demek istediğini seziyorsunuz. Hepsinin tek derdi sizi sofralarına misafir etmek. Eğer yüzünüzde olur ifadesini görürlerse tutuyorlar elinizden başkasına kaptırmamak için ve yolda diğerlerine nazire yaparcasına sofralarına kadar eşlik edip oturtuyor.
Belki sofranızda bir yoğurt, bir ekmek birkaç hurma ve zemzem oluyor. Ama huzurun ve doyumun sınırını yaşıyorsunuz.
Bu durum sadece bir yerde değil, adeta her sokak başında, her avlu her alanda aynı durumda. Herkes sofrasını şereflendirmenizden mutlu olup gözlerinde Allah’ın rızasını alma sevincini yaşıyor.
Son günlere girdik. Tabi olarak aile ile iftar yapıp, tabi olarak eş dost meclisinde olacaksınız.
Ama lütfen elinize bir poşet alın ve çocuklarınızın sevdiği yiyecekleri doldurup üzerine de bir sıcak pide koyup çalın bir mazlumun bir ihtiyaç sahibinin kapısını.
Efendimiz Peygamberimiz emin olun o sofrada manen olacaktır. Tıpkı Ensar gibi yapın. Nerden bulacağız derseniz yardım derneklerinin elinde öyle çok adres var ki değil bir Ramazan bir yıl gitseniz bitmez sıraya koyup.
Hayırlı ve bol sevaplı Ensar iftarları diliyorum
Selam ve dua ile…
Bu haber 2430 defa okunmuştur.