BELKİ DÜZELİR
Bir hafta sonu, bir makine mühendisi, bir elektronik mühendisi ve bir bilgisayar mühendisi üç arkadaş arabayla, dağ evine pikniğe gitmek isterler. Giderlerken ıssız bir yerde arabaları bozulur. Hepsi de bunun nedeni hakkında kendi mesleki tecrübelerini de katarak yorum yapmaya başlarlar.
Makine mühendisi:
Bunun mutlaka mekanik bir arızası vardır der.
Elektronik mühendisi:
Yok yok bunun ateşlemesinde bir problem var, bujilerini temizleyelim. der.
Bilgisayar mühendisi ise şöyle konuşur:
Çıkıp bir daha girelim belki düzelir !!!
Kimsenin siyasi görüşü veya kimin ne kadar öne çıkıp hangi planlar peşinde olduğu başka bir deyimle ve güncel tabirle kafalarının ardında ne var bizi ilgilendirmez.
Ancak;
Bu insan halka mal olmuş birisiyse ve partisi adına açıklamalarda bulunuyorsa bu herkesi ilgilendirir.
Bu nedenle takip edenler veya bizi tanıyanlar birli son birkaç ayda yetmişe yakın gezi ve ziyaretler yaptım. Elbette Kırıkkale Belediye Meclisi Akparti grubu adına yaptım bu ziyaretleri.
İşte yapmış olduğum bu ziyaretlerde ne kendim adına ne grubum adına yapamayacağım sözleri hiç vermedim. Hele Belediye Başkanı adına veya Partimin il başkanı adına hiç vermedim ve konuşmalarıma son derece dikkat ettim. Bunun iki sebebi var. Birincisi ben nihayetinde bir belediye meclis üyesiyim. Yapamayacağım bir sözü verip veya sözü söyleyip kendimi başlamak istemedim hem de başkanları vermiş olduğum sözlerle zor durumda bırakmadım.
İkincisi ise parti veya Belediye hizmetlerinin henüz planlama olan faaliyetleri için son söz söylenmediğinden ortaya bir fikir atıp komik duruma düşme korkusuydu ve iyide yaptım.
Ana muhalefet partisi Genel başkan yardımcısı 29 Ekim resepsiyonu için ortaya bir söz attı ve komik duruma düştü. Cumhurbaşkanının vereceği resepsiyona Ana muhalefet partisinin katılmayacağını kamuoyuna söyledi. Ancak aynı akşam parti liderinin henüz parti kararını vermedi açıklaması geldi. Demek ki karar verilmeden ortada konuşmak yersiz oluyor.
İkinci gafı ise davetiyenin üzerinde yazılı olan “ Türkiye Cumhurbaşkanı” ibaresi oldu. Oysa bundan önceki iki Cumhurbaşkanı da aynı şekilde davetiye göndermiş. Deme oluyor ki iyice araştırmadan ortaya topaç bulmuş çocuk gibi çıkarsan yine sözünün esiri olursun.
Bu olay yukarıda ki fıkra gibi kapatıp açıldığında düzelmez ki. Düştün mü dile arkası gelmez. Aman ne olmuş kapatalım demez kimse. Hele basının diline düştüğün zaman ayıkla pirincin taşını.
İkinci adam olmak çok zordur. Her kurumda öyledir. Kendi prensiplerini anlatamazsın uygulayamazsın. Liderin bazı tutumları sana ters gelir ama uymak zorunda kalırsın. Dediğim gibi her kurumda öyledir.
Bu nedenlerle ikinci adamlar konuşmalarına dikkat edecekler. Zira açıp kapatınca sıfırlanmıyor. Söylediğin sözü lastik gibi sündürüyorlar ve ardından siz bile yetişemiyorsunuz.
Selam ve dua ile…
Bu haber 5189 defa okunmuştur.
