GÖNLÜM ŞEHİT OLDU
Hemen bu ne biçim başlık demeyin lütfen. Evet gönlün ölümü, gönlün yaralanması, gönlün gazisi olmaz mı? Hatta gönül manevi alnından vurulup, toprağa düşüp şehit olmaz mı?
Sizinle Kırıkkale’de doğan pırıl pırıl bir hafta sonu güneşinin ilk ışıkları ile haber kolik şekilde açtığımız internet destekli ekranlarımızda var olan haberlerin en can alıcısını paylaşmak istiyorum.
Şu bir; Bitlis-Diyarbakır Karayolu üzerinde bulunan ve Bitlis'e 30 kilometre uzaklıkta bulunan Ortakapı Köyü kırsalında operasyon yapan askerler, akşam saatlerinde bir grup PKK'lı ile karşılaştı. Askerler ile PKK'lılar arasında çıkan çatışmada, korucu şehit oldu, 1 asker ile 3 korucu yaralandı. Yaralı asker ve korucular Bitlis Devlet Hastanesinde tedavi altına alırken, bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı. Bitlis'ten de bölgeye çok sayıda takviye birlik gönderildiği belirtildi.
Şu iki; Hakkâri’de Çatışma: 3 Şehit Hakkâri Emniyet Müdürlüğü Özel Hareket Polisleri ile PKK'lılar arasında Kırıkdağ Köyü yakınlarında çıkan çatışmada 1 emniyet amiri olmak üzere 3 özel hareket polisi şehit oldu. Kırıkdağ Köyü yakınlarında başlatılan operasyonlar sürerken, 3 PKK'lının da ölü olarak ele geçirildiği belirtildi.
Bitmedi şu üç; Tunceli'yi terörist saldırılardan korumak için kentin hakim tepelerine kurulan ve Özel Harekat Timlerinin görev yaptığı noktalarından K-2 adı verilen bölgeye, PKK'lılar bugün saat 17.40'da uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Saldırıya polisler anında karşılık verince, yaklaşık 10 da kika süren bir çatışma oldu.
Bu haberler sadece basına yansıyanlar. Ne olur ukalalık kabul etmeyin bu işin ukalalığı olmaz çünkü. Bölgeyi iyi bilenlerdenim. Çok güzel anılarım var. Çok namuslu, şerefli, vatansever, dinini diyanetini bilen insanla tanıştım ve güzel dostluklar edindim. Öyle dostluklarımız oldu ki timin gücünü azaltmamak için hastalandığımızda yanımıza asker almadan hastaneye oğulları ile korumalık yaparak götüren ağabeylerimiz oldu.
Tutup bir sürü iyi insanın olduğu bölgede yaşanan kahpe terörün yüzünden bölgeye sırt çevirmek olmaz. Olmamalı. Ben bu kahpe terörün bitmesi için içimiz acısa da bir şeyler yapma gayretinde olmayı hep savundum. Çözüm nasıl gelecekse öyle gelsin ama gelsin. Çocuklar artık ölmesin dedim. Yok; Diyarbakır Emniyet Müdürü kadar dağda ölenlere ağlamadım ama çözümü hep destekledim.
Okuduğumda tüylerimin diken diken olduğu PKK ile direk görüşmeler konusunu içime sindiremedim. Gönlümün damarlarına değdi. Ama içim kan ağlayarak bitmesi için kerhen destek verdim. İçim hiç almadı, affedersiniz her oslo görüşmesi veya İmralı’ya gidildi, gidilecek lafında istifra edesim geldi, içim bulandı. Ama dedim ki ülkem at gibi kişneyip ileri şahlanması gerekirken ayağına vurulan bu prangadan kurtulsun bitsin şu terör dedim.
Ama bu sabah bu pırıl pırıl güneşi göremeyen kahraman Özel harekatçı polisleri, devlete omuz verip bölücü teröre silah sıkan korucuları düşününce, Tunceli de evlerinde rahat yatsınlar diye soğukta, sıcakta bekleyen, bir adım ötedeki Munzur çayında balık yemeyi aklına getiremeyenleri düşününce, bir harf öğretmek için, üç kuruşluk maaş için tezek kokuları içinde görev yapan ve dağa kaldırılmak üçün tek suçları Türk olmak olan öğretmenleri düşününce gönlüm vuruldu.
Gönlüme manevi bir alın yaptım. Bu alnından vuruldu gönlüm. Hemen şehit olmadı. Yardımda gelmedi ama direndi. Sonra yavaş yavaş kanı çekildi ve ŞEHİT oldu gönlüm. Ümitlerim daha hayat var belki ama gönlüm şehit oldu. Bu kahpe teröre artık gönlümden çözüm üretemiyorum. Belki şahadetimin acısı geçer, yine çözüm olsun derim. Ümitlerim hayat bulur ama gönlüm şehit oldu. Benim gönlümü özel harekâtçılarla, uzman çavuşla, erlerle korucularla şehit eden kimseye hakkımı helal etmiyorum. Hala görüme yapmaya çalışanlara ise…
Selam ve dua ile…
Bu haber 3491 defa okunmuştur.