BU KADAR AÇILIM TEHLİKELİ(mi)?
Demokratik açılım veya eski adıyla Kürt açılımı henüz bir kalıba sığdırılmaya çalışılırken ve bizler onu hazmetmeye çalışmadan yeni bir açılım çıktı karşımıza. Ermeni açılımı.
Ak parti hükümet olduğunda Kıbrıs sorunu ile karşılaştı. Zaten var olan bu sorunu çözme gayreti içine girdiğinde aşırı milliyetçi partiler ve kendini milliyetçi saymayan ancak uygulamaları ile onlara taş çıkaracak sol partiler tarafından hükümete şiddetle tepki gösterildi.
Kıbrıs sorunun çözülememe nedeni şükür ki bizden kaynaklanmadı. Dünya Rumların çözümsüzlük istediğini gördü. Bizlerden kaynaklanan bir sorun olsaydı Avrupa birliği ve Amerika başta olmak üzere tek dişi kalmış canavar üzerimize çullanmıştı. Rumların bu tavırlarına karşı sessiz kalan ülkelerin Türk’ü yıpratma gayretleri kursaklarında kaldı.
Peki, ne kadar taviz verdik. Kıbrıs meselesinde bizlerin çözüm yanlısı ola gayretimiz ağır eleştiri alırken gördük ki biz bir şey feda etmedik. Kıbrıs’ı da satmadık. Ama kamuoyuna bazı gazetelerin çığırtkanlığı böyle imaj vermişti. Anlaşılan o ki aynı çığırtkan senaryo şimdilerde önce demokrasi açılımında ve hemen ikiz kardeşi Ermeni açılımında da devam edecek.
Özellikle yıllarca bölgede görev yapmış ve özel görevlerde bulunmuş biri olarak daha yakın ilgi alanım daha doğru ile bilgi alanım dâhilinde olan demokrasi açılımı ile ilgili ona yakın yazmış olduğum yazı ile görüşlerimi bildirdim. Artık net olarak belli düşüncelerimiz.
İçerik daha belli olunca kati düşüncelerimiz paylaşmak kaydıyla, açılıma karşı olmadığımızı bildirdik. Ancak diyerek önemli sorularımız ve kafamızı bulandıracak netliğe kavuşması gerekenleri de sıraladık. Sorduk ve kendimizce deklare ettik. Paylaştık dost düşman herkesle.
Evet; karşı değiliz. Ama kesinlikle açılım maçılım derken taviz vermememiz gerektiğini söylüyoruz. Astarını verince yüzünü isteyecek anlayışla çözülmez bu mesele. Şimdi ne koparırsak kar diye iyi polis kötü polisi oynayan terörist başını muhatap almamızı isteyen zihniyetteki parti yöneticileri tuhaf açıklamalar geliyor. Bir gün bir şahin oluyor bir gün bir güvercin oluyor. Bilmiyorlar ki necip Türk milleti sabırlıdır. Anlayışlıdır ama sabrı taşıp ta ok yaydan çıkınca o güvercininde o şahininde tüylerini yolmasını bilir. Bu sürece dik açıklamalar yapmak yerine ılımlı yaklaşımda bulunma her kesimin görevidir. Tarih olumlu katkı veya olumsuzluk anlamında tavırlarla yazılacaktır.
İç içe geçmiş ve ülkenin asli vatandaşı olma konusunda kesinlikle aksi düşünülmeyecek etnik grupların sözcüleri durumundaki insanların aklıselim konuşması ve tavır koyması gerekmektedir.
Birde bu fırtına içinde Ermeni açılımı delik çadırdan kafamıza damlamaya başladı. Birde bu açılımın ıslaklığını kurutmamız gerekecek. Bu bence kesinlikle bizim! Açılımdan farklı düşünülmeli ve değerlendirilmeli.
Tarihin tozlu sayfalarından çıkarılıp sürekli ısıtılarak bizlere sunulan soykırım yalanını dünyaya kabul ettirmeye çalışan bu zihniyet ne kadar ortada buluşma çağrısına katkı sağlar merak ediyorum.
Hükümetin bu açılımını da desteklemek lazım geliyor. Çözümsüzlük iyi gelmez bünyemize. Ama hep ve hep söylüyorum. Taviz vermeden. Başımızı yere eğmeden. Ermeni’ye gururumuzu çiğnetmeden ve kardeş ülke Azerbaycan’ı incitmeden çözüme evet.
Konu yine hassas ve önemli. Tekrar döneceğiz inşallah buna.
Selam ve dua ile…