KIRIKKALEDE POLİS OLMAK
Aslında başlığı Kırıkkale’de polis olmak değil Türkiye’de polis olmak veya daha geniş kapsamlı olarak Türkiye’de memur olmak, kamu görevlisi olmak şeklinde atmak daha doğru olurdu.
Sıcak bir havada kılınan Cuma namazından sonra Bahşili ilçemizde bulunan özel Yakamoz ilköğretim okuluna gitmek durumumuz oldu. Okulun yeri kendisi gibi şirin ve havadar. Güzel ve iç gıdıklayıcı bir renkle boyanan okulun idari personelinin güler yüzlü ve misafirperver tavrı ile karşılaştıktan sonra kısa süren işimizi halledip belediye binasına gidiyoruz.
Binanın bir kısmı belediye hizmet binası bir kısmı ise İlçe Emniyet Müdürlüğü binası olarak kullanılıyor. Belediye binası olarak kullanılan tarafta gördük ki taşıt giremez levhası var. Dolaştık ve emniyet tarafından girdik bahçeye. Görmedik veya dikkat etmedik oradaki levhaya. Meğer aynı levha orada da varmış.
Arabamızı bırakıp başkanın makamına çıktık. Kendisi olmadığından sekreterine elimizdeki notu verdik ve indik. Aracımızın başındaki yakışıklı trafik polisi ceza defterinin yapraklarını çeviriyor.
Diyeceksiniz ki sende hep trafik polisleri ve cezalar ile çıkıyorsun karşımıza. Evet, öyle görünüyor uzaktan bakınca.
Dur hele ne yapıyorsun demeden öyle kibar ve etkileyici kelimeler kullandı ki. Tıkımız çıkmadı. “Çocuklarımıza kötü örnek olmamamız için trafik kurallarına uymamız gerekmiyor mu?” Dedi. Gel de cevap ver. İşin içine çocukları sokması ve örnek olmaktan bahsetmesi sesimizi soluğumuzu kesti. Haliyle yine eşekten düştük ve yedik cezayı.
Ceza yazarken konuşma durumumuz olan geç polisin ne şartlar altında ve zor görev yaptığını anladık. Küçük yerlerde herkesin birbirini bildiği yerlerde halkla karşı karşıya gelmek hele cezai işlem uygulamak çok zor. Araya hatırlıların, araya gönüllülerin, araya tanıdıkların, araya bakkalın, araya manavın, araya kasabın, araya ev sahibinin girmesi kaçınılmaz.
Bu “aman yazmacıların” arasına birde siyasiler girdi mi vay memurun haline. Artık haritadan yer seçtirmeler, artık şirin şark illerimizden yer beğendirmeler alıp gidiyor başını.
Bu anlattıklarımız sadece trafik polislerinin başına gelmiyor tabiî ki. Her kesim nasibini alıyor. İzine gelen askere beş günlük rapor vermeye zorlanan tabipten, içinde fareler dolaşan fırına ceza yazmaya çalışan zabıtaya, vergi memurundan, ödemediği su parası için faiz silmesi istenen müdüre, bahçe duvarını örmek isteyen hacı amcanın çimento istediği başkana kadar her kamu görevlisi bu araya girenlerden çilesini çekiyor.
Zaman zaman bizlerin de yaptığı hataya düşmemek gerekiyor. Bırakalım görevli her alandan insana hazreti Ömer adaletini uygulayarak hizmet etsin. Olumsuzluğa teşvik etmek yerine, görevini yapmadığında eleştirelim.
Bu arada sormayı unuttum genç polis kardeşime aynı bahçeye yani yasak yere park eden Milletvekili aracına da inşallah ceza yazılmıştır.
Bahşili ilçemizin saygıdeğer başkanı sizin çalışmalarınızı zevkle izliyoruz. Ancak etrafınızdaki insanları biraz daha iyi tahlil etmeniz gerekiyor gibi geldi bize. Nüfusunuzu kullanmasınlar sakın. Ne halka, ne kamu görevlilerine, ne misafire, nede belediyenin diğer çalışanlarına karşı.
Selam ve dua ile…
