|
Anasayfa » Fazlı GÜVENTÜRK
İBRET DOLU HAYAT
02 Haziran 2018, 18:38
Fazlı GÜVENTÜRK
İBRET DOLU HAYAT Yıllar önce emekli olup “ne yapayım da hem toluma yaralı olayım ve hem de kendim için bir şeyler yapayım” gailesi içindeyken yardım derneği kurma fikri ile pekişen yol çizgim “Beşinci mevsim yardım derneği” ile kesişti. Bu derneğin üyelerin çok azı başkaca işler ile uğraşırken genel ekseriya öğretmenler den oluşuyordu ve bunlarında çoğunluğu Kırıkkale Üniversitesinde öğretim üyelerinden müteşekkildi. İşte bu dernek ile irtibat kurup, dernek kurma fikrimiz olduğunu beyan ettiğimizde “gel” dediler “buyur bizi tanı bizde seni tanıyalım. Eğer frekansımız tutarsa burada bu faydalı olmaya çalış.” Evet; nihayetinde onlarda bende önce vatan diyen ve her şey onun ardından gelir diyen anlayıştan oluğumuzdan başladık birlikte çalışmaya. Ve kısa sürede aynı dert ile dertlendiğimizi, aynı istikamete baktığımızı asla siyaset, tarikat, kişi, grup ile ilişkilerinin olmadığını olmamamsı gerektiğini anladığımızdan beraberce görev yatık. Çok uzun zaman çalışmadık zira benim siyasi bir adım atmam ve Belediye Meclisine seçilmem nedeniyle dernekten ayrıldım. İşte fakir fukaraya yardım yatığımız, bir ihtiyaç sahibin sobasında kömür, tenceresinde yemek, bebesinin elinde bisküvi olduğumuz, çocuğunun cebine burs, oğlunun kursağına aş olarak bulunduğumuz günlerde yaşadığımız gerçek olayları kaleme alıp, isim ve mekan değişikliği yaparak onların asla rencide olmasını düşünmeden hayatlarını yazdık ihtiyaç sahiplerinin. Bu yazdığımızı kitaplaştırdık ve adına da “ibretlik hayatlar” dedik. Aradan çok zaman geçti ve eskileri bir hatırlayalım amacı ile kitabı elimize aldık. İşte o satırları okudukça aradan sekiz on sene geçtiğini ama hala bizm pek çk ibretlik hayat ile karşılaştığımızı gördük. Demek ki aradan ne kadar süre geçerse geçsin herkesin bir hayat hikayesi var ve herkes bir ibretlik hayat yaşıyor. Daha yeni genç bir kadın ile tanıştık. Artık yakınımızda bir kızımız bir kardeşimiz bir evladımız olarak bulunacağı için hayat hikâyesini dinledik ve gördük ki onunda bir ibretlik hayatı var. Adına Ayşe diyelim bu genç kadının; Daha emsalleri bez bebek ile oynarken bu genç kadın annesinin sağlık sorunu nedeniyle evin küçük hanımı olmuş. Bir yandan anneye bakarken bir yanda da babasının nazlı kızı olarak evin yemeği bulaşığı ile uğramış. Tabi olarak okul hayatına virgül atmak zorunda kalmış. Akranları okula giderken küçük Ayşe gözleri buğulu pencerenin kenarında yırtık sökük dikmekten belki fırsat bulursa gazete parçalarından okumasını geliştirmiş. Ayşe’nin babası ne kadar yardım etmek istese de hem dışarıda gündelik işlerde çalışıp ve hem de ev işlerinde küçük kızına yardım etmesi ne kadar olursa o kadar yapabiliyormuş. Ayşe kardeşlerine de annelik yapmış. Onların okuması için kendilerin kurtarıp vatana millete ve ailelerine hayırlı bireyler olması için adeta yetişkin birkaç çocuk yetiştirmiş anne gibi öğüt verip destek oluyormuş. Ayşe bu sıkıntılar içinde babası ile bir olup, kardeşini eksiksiz evlendirmiş. Onların mürüvvetini görmüş daha 17 li yaşlarda. Gelen taliplerini hep annesine baktığı için reddeden Ayşe Allah’ın yazgısını tamamlaması ile bu talibine yok dememiş. Anne babasının da onayı ile evlenmiş on sekizinde. Hemen anne olmuş. Şimdi genç bir anne iyi bir eş ve elbette her fırsatta yine annesinin yardımına koşan bir evlat ve bunlarında dışında aile bütçesine katkı için evladını babaanneye emanet edip asistanlık yaptığı işyerinde sevilen bir kardeş olarak yaşamını sürdürüyor. Bunu şu nedenle burada kaleme aldım. Kimse kimsenin derdini bilmez. Hayatın koşturması içinde yanımızdakine kafamızı kaldırıp bakamıyoruz, derdin mi var, hasta mısın, borcun mu var diyemiyoruz. Peygamberimiz (sav) buyurdu ki; "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş olamazsınız" demedi mi? O halde biz gerçek bir iman sahibi olacaksak birbirimizi sevmek zorunda değil miyiz? Eğer evetse cevabımız neden sevdiğimizin derdi ile dertlenmeyiz ki? Hadi bu gün bir milat olsun. Etrafımıza Resulullah’ın bu hadisi şerifi ışığında bakalım. Sevelim ki gerçekten iman etmiş kul olalım ve sevdiğimiz din kardeşinin de derdi ile dertlenelim olmaz mı? Selam ve dua ile…
Bu haber 2017 defa okunmuştur.
|
|
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜKARABAG BİZİMDİR.30 AĞUSTOSNe hallere geldikGÜL YETİŞTİREN ADAMŞUNLARI YAPTIKTAN SONRA HİÇBİR HASTALIĞINIZ KALMAZ.HARAMBAĞIMLILIK SEMİNERİOĞUZLAR KİMDİR?ER MEKTUBU GÖRÜLMÜŞTÜRALLAH TAN DOĞRU ŞEKİLDE KORKMAKGARİP BİR ŞEHİRGENEL SAĞLIK SİGORTASIBizim Köyün Valisi .Ey Türk, Titre ve kendine dön!YEŞİLVADİDE BİR ÇARDAK ve BARIŞ'IN GEMİSİ10 Ocak 202113 Ekim 202030 Ağustos 202005 Haziran 202015 Mart 202029 Ocak 202029 Ocak 202010 Mart 201913 Şubat 201901 Temmuz 201711 Eylül 201514 Mayıs 201227 Ocak 201210 Ekim 201005 Mayıs 201028 Temmuz 2009 |
|
REKLAMLAR
|