ALGI OPERASYONU

01 Kasım 2018, 00:50

ALGI OPERASYONU Önceki yazımda dünyanın artık farklı bir eğilime girdiğini ve şövalye savaşlarını tamamen olmasa bile kısmen ve çoğunlukla bırakıp, istihbarat ve psikolojik harbe döndüğünden söz etmiştim. İstihbarat örgütleri sıcak savaşa girmeden devletlerini galip kılmak için yoğun çaba gösteriyorlar. Hedef devleti önce içlerinden çökertmek gayreti gösteriyorlar. Bu nedenle de özellikle hedef devletin içindeki yumuşak karınlarla oynayarak yapıyorlar. Kimine mevki ve güç kimine para ve kimine de gayri nizami yollarla iktidara nasıl geleceklerinin yollarını öğretme vaadi veriyorlar. Hedef ülkedeki işbirlikçilerini seçen istihbarat örgütleri onların nabzına göre şerbeti verip, gereğini yapıyor. Elbette bu işbirlikçileri vasıtasıyla gayri nizami harbin bir parçası olan psikolojik savaşında gereğini yapmaktan geri durmuyor. İşte bu psikolojik savaşın en önemli unsuru olan algı operasyonunu da o denli etkili kullanıyor ki bu harbe maruz kalan herkes kayıtsız şartsız verilerin ve verilenin doğru olduğunu kabul ediyor. Ekranlarda yayınlanan her filimde, her dizide, her haberde bir ilkenin bayrağını göstere göstere artık o denli algı oluşuyor ki dünyanın her yerinde her alanında o ülke var ve dünyaya hakim şekilde algılanıyor. Elbette sadece görsel olarak da olmuyor bu algı. İşitsel algıda aynı derce etki ediyor. İçimizin kan ağladığı bir şehitlik haberi duyduk birkaç gün önce. İki kahraman evladımız çıkmış oldukları operasyonda maalesef olumsuz hava koşulları nedeniyle helikopter ile alınamadıklarından donarak şehit oldular. Bazıları içlerindeki yangın ile ve askerlere olan acılarından saf ve temiz sorguluyorlar neden donduklarını neden bu şekilde şehit olduklarını. Ama bazı hainler resmen hainliklerini konuşturup kinlerini kusuyorlar. Başlarındaki komutanlarını suçlayarak askere ve o şartlarda canlarını hiçe sayarak görev yapan komutanlara kinlerini kusuyorlar. Teçhizatı bahane ederek seçilmiş ve siyasi sorumlu olan hükümeti suçluyorlar. Bu havada operasyon mu olur sözleri ile de devleti suçluyorlar. Ve tüm bunları yaparken senden benden milliyetçi rolü oynuyorlar. Asker babası annesi rolü oynuyorlar. Askerlerin hak ve hukukunu koruyan hami rolü oynuyorlar. Bölgeyi bilen, şartlarını bilen, bir operasyona nasıl çıkıldığını bilen bir olarak söylüyorum. Hiçte durum öyle değil. Her şeyden önce askerimizin teçhizatı modern ve şartlara uygun kıyafetlerdir. Bu timler defaten operasyona çıkmış, yetişmiş personeldir. Öyle eskiden eleştirilen gibi iki aylık acemi birliğinden sonra dağa taşa sürülmüş askerler değiller. Araçlarla intikal mümkün olmayan bölgeler vardır. Bu nedenle o askerlerde hava yolu ile intikal ettirilmişler. Ancak metrolojinin dahi öngörmediği şekilde hava şartları değişmiş ve çekilmeleri mümkün olmayan hale gelmiştir. Genelkurmay Başkanlığının açıklamalarında defalarca askerilerin çekilme çabasında bulunulduğu zaten açıklanmıştır. Kaldı ki siyasi otorite de soruşturma başlatıldığını ve olası bir ihmal durumunda sorumluların ortay çıkarılacağını kamuoyuna açıklamışlardır. Çıkarılmalıdır da. Ben çıkarılacağına inanıyorum. Bu devirde hiçbir şey gizli kalmaz. Ancak bu algı operasyonu ve psikolojik harp ile anne babaların yüreklerine virüs atıp evlatlarını askere göndermemeleri doğrultusunda bir harekat yürütülmektedir. Doğal olarak olaydan etkilenen ebeveyninler bu yönde karar verecekler ve devletine askerini koruyamayan devlet gözüyle bakacaktır. Hep diyoruz ya bir olalım, birlik olalım ve millet devletine güvensin diye. Bu hıyanet çeteleri devleti kötüleyip bu algı operasyonunu yürütürken kesinlikle devlette karşı algıyı iyi yönetmelidir. Dün Jandarma Lojistik komutanının basına askerlerin kullandığı teçhizatları göstermesi ve iç işleri bakanının sosyal medyada dolaşan resimlerin olayla ilgili resimler olmadığının gösterilmesi bu anlamda son derece yerinde bir hareketti. Milletim uyanık olmalı. Hele bu algı operasyonuna karşı biraz daha dikkatli olmalı. Su uyuyor düşman uyumuyor. Selam ve dua ile…

Bu haber 1889 defa okunmuştur.