ORDU DA KAYBEDİLDİ
Pek çok yorumların yapıldığı hatta masanın başında Genelkurmay başkanının olmadığı ve sadece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oturduğu resim hakkında bile sayfalar dolusu yazının yazıldığı, ekranlarda tartışmaların yapıldığı Yüksek Askeri Şura bitti ve atamalar yapıldı.
Daha birkaç gün varken YAŞ toplantısından önce, emekliliğine de birkaç gün kalan Kuvvet Komutanlarının yanlarına Genelkurmay Başkanını da alarak emekliliğini istemeleri ile başladı tartışma.
Türkiye normalleşiyor mu? Yoksa on yılardır süren askeri teamül geleneği yıkılıyor mu?
Neyin yıkıldığını veya neyin rayına oturduğunu elbette benim necip milletim güzel değerlendirecektir.
Eski Genelkurmay Başkanının bazılarına göre başta Eski kara kuvvetleri komutanın gazına gelerek zamanından önce emekliye ayrılma talebi sadece kendisini bağladı. Yani kimine göre gelinen bu gazdan etkilenen sadece Işık paşa etkilendi. Diğerleri yani istifa eden diğer Kuvvet Komutanları zaten emekliye ayrılacaktı, onları etkileyen bir şey olmadı.
Kimine göre ise Işık paşa hükümetin elini rahatlatmak ve yeni komuta kademesinin şekillenmesi için gelişimin önünde set olmamak için emekliliğini istedi. Yani duyarlı devlet adamlığı yaptı.
Sebep ne olursa olsun yani isterlerse bir kızgınlık ile gitsinler, isterlerse devlet ciddiyeti ile ayrılsınlar ve isterlerse “içeride ki” paşalara manevi desteklerini göstermek için yapsınlar oldu bir kere.
Herkes devlet krizi beklerken ve herkes eyvah borsa düşecek, dolar fırlayacak, belki geride kalanlar muhtıra verecek, olmadı basında boy boy genç subaylar rahatsız haberleri çıkacak, en azından karikatür dergileri postallı asker resimleri yayınlayacak, darbenin ön ayak sesleri olabilir bu gelişme diye beklerken hiç öyle olmadı. Cumhurbaşkanının dediği gibi her şey normal rayına girdi.
Emeklilik talebinin geldiği ilk birkaç saat içinde yazmış olduğum yazıda kriz olmaz demiştim. Devlet başsız kalmaz. Hele askeriye hiç kalmaz. Bir üst rütbede ki gider hemen bir alttaki emir komutayı alır. Bu savaşta da böyledir, operasyonda da böyledir. Herkes kimden sonra geldiğini yani kimin ardından en kıdemlinin kendisi olduğunu bilir. Komutana bir şey olduğunda otomatik olarak emir komutayı devralır ve buna kimse itiraz etmez. Yani ana muhalefet partisi liderinin tatilini yarıda kesmesine hiç gerek yoktu. Kendileri Ankara’ya dönmeden zaten kriz bitmiş atama yapılmıştı.
Yeni komuta kademesinin belirlendiği Yaş’ta ilk olanlar için kimi çevreler “ordu elden gitti” “askerde teslim oldu” “silahlı kuvvetler düştü” gibi abuk sabuk ötesi yorumlar yaptı. Ne acıdır. Kimin eline geçti. Kim ele geçirdi. Nerden düştü. Kime teslim oldu.
Bu ordu hepimizin. Kimse daha fazla sahip değil. Kimsenin arka bahçesi falan değil ve olamaz. Eğer kendilerine daha yakın, birlerine daha uzak gören varsa hatalı olan onlardır. Ordu devletin ordusu ve siyasi iktidarın yasal olan emirleri doğrultusunda tarım köy işleri bakanlığı, diyanet işleri başkanlığı, MİT müsteşarlığı gibi hareket eder. Elbet asker göz bebeğimiz ve elbet tüm kurum kuruluşlardan kalbimizde ayrı bir yeri var. Ama demokrasi içersinde devletin memurluğu açısından Vakıflar genel Müdürlüğü gibi hükümete bağlı hareket etmelidir.
Uzun lafın kısası, kimsenin elden çıktığı falan yok. Emin olun vah tüh edebiyatı yapandan askeriyenin er’den generaline kadar tüm ferdi daha akıllıdır. Onlar demokrasiyi özümsüyor da size ne oluyor denmez mi?
Türkiye normalleşiyor ve demokrasi ilerliyor. Bunu herkes böyle bilmeli. Haa gözbebeğimize yani askere atılan her lafa da dimdik durur o laf söyleyip küçük düşüren veya küçük görenlere de en ağır cevabı veririz.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3852 defa okunmuştur.
