KİM SORUMLUYSA ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPMALI
Su akmaz sorumlu belediyedir, asfalt olmaz sorumlu belediyedir, yolu, parkı bahçesi, tabelası, imarı, kanalizasyonun boruları, mezarlığın otları, şehrin iç trafiği sorunlu olur ve dersiniz ki bu belediye iş yapmıyor, çalışmıyor, ilgisiz yönetiliyor ve eklersiziz bu iş böyle yapılmaz.
Akıl yürütüp kendinizce bu sorunlara çare olmaya çalışırsınız. Hele şehrinizin bazı özellikleri modern hayatın gerekliliği dışında kalıyorsa (Kırıkkale’nin kaldırımsız şehir diye anılması gibi) bu imajı yıkmak için özel bir çaba göstermek gereği duyarsınız.
Bazı olaylar ve konular var ki neresinden tutsanız dökülür. Adeta elinizde lime lime olur dağılır.
Şimdilerde satılması konuşulan Kırıkkale terminalini ne zaman kullandınız. Ne zaman bu terminalden binip bir yerlere seyahat ettiniz. Yâda bir yakınınızı karşıladınız veya uğurladınız.
Memleketimde böyle bir terminalin olması gururlandırıyor insanı. Bu terminal olayına geleceğim. Konu ile ilgili söylenecek çok sözüm var. Detayları derinlemesine sizinle paylaşacağım ve bu satım olayının ne olduğunu sizinle konuşacağız elbet. Ama bugünlük konum farklı olacak.
Defaten farklı konularla gündeme gelen Ankara Kırıkkale arasındaki toplu taşımacılığa bir kez daha değinmek gerekiyor.
Otobüsle bir işimi için Ankara’ya gitme zorunluluğum oldu.
Sabah benim gibi yaklaşık on yolcu gişeye bilet almaya gittiğinde binin otobüste veririz biletleri dendi. 07.30 otobüsü ile beş on dakika gecikmeli olarak yola koyulduk. En arka sırada oturduğumdan tüm otobüse hâkim durumdayım. Hareket ettikten sonra muavin biletsiz yolcuların paralarını topladı. Elbette hazırlıksız gelen yolcuların bazılarının parası bozuk değildi. Elinde bir elli lira ile muavin tüm yolcuları tek tek dolaştı ve sordu bozuk olup olmadığını. Bir bayan paraları bozdu da sıkıntı giderildi.
Muavin kardeşim kısa kollu gömleğini bir kez daha katlayarak giydiği gömleğinin yarısının pantolon üstünden sarktığının farkında değil. Ayakkabılar uzun burunlu nerdeyse ayağının iki katı uzunluğunda sivri ama inanın hiç boya yüzü görmemiş. Keşke silme imkânı olsaydı.
Otobüsün koltukları geriye yaslanınca kaykılıyor. Kol koyma yerleri bozuk. Birinde ikisinde değil arkadan çok net görünüyor en az yarısı koltukla uğraşıyor. Perdeler farklı renklerde ve zaten renkleri solmuş güneşten. Taban halısı nerden geldiği belli olmayan rüzgârla havalanıyor. Muavin sesini cama bozuk para ile vurarak duyuruyor sesini şoföre.
Akşamda döndüm bir başka firma ile. Aşti’yi bile kendimize çevirmişiz. O kadar dakik çalışan bir yerde 20 dakika gecikmeli kalkmak ayrı maharet istiyor. Bu firmanın diğer yönleri, otobüsün temizliği, düzeni, saygısı ve misafirperver davranışları iyiydi. Birde şoför yanına topladığı, merdivende oturan yolcularla azıcık alçak sesle konuşup tüm hayat hikâyesini ve genel manada ki otobüsçülüğün sorunlarını yolcuların tümüyle paylaşmasaydı daha güzel olurdu ama olsun buna şükür.
İşin şakası bir yana ama bu güzel şehrin insanı her şeyin en güzeline layık. Hizmet sunan insanlarda nezih insanlar ama dikkatsiz ve önemsemez birkaç örnek şehrimizi temsilde sıkıntı doğuruyor. Kim sorumluysa, polisi, belediyesi, zabıtası, firma sahipleri, her kim sorumluysa bu konuda üstüne düşeni yapmalı ve kontrolü elden bırakmamalıdır. Kaybeden şehir oluyor.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4077 defa okunmuştur.
