SİYASİ RANT YÂDA SİYASİ RİSK
İnşallah bir süredir takip etme fırsatınız oluyordur. Bazı aksaklık ve engellemelere rağmen inatla Doğu, Güneydoğu veya Kürt açılımı diye adlandırılan açılım paketi ile ilgili düşüncelerimizi paylaşıyoruz.
Evet, olumsuz engellemelere rağmen düşüncelerimizin doğruluğunu savunuyoruz. Diyoruz ki evet açılım olmalı ve Türkiye’m bu terör balsından kurtularak layık olduğu çağdaş ve modern yapısına kavuşmalı. Açlık, sefalet, işsizlik olmamalı. Analar babalar evlatlarını kutsal olacağa gönderirken ardından acaba kaygısı çekmemeli.
Bu terör bitmeli ama birilerine taviz verme safhasına gelince orda dur denmeli. Elbet bazı yaklaşımlar ve bir şeylerin verilmesi kaçınılmaz ancak bu kesinlikle Aşkın nur Yenginin şarkısındaki gibi “bir yanımız her duruma müsait ne kadar verirsen o kadar ister” durumuna dönmemeli. Yani verdikçe biraz daha ilerisini istememeli kimse ve herkes makul olmalı.
Son günlerde hükümetin hemşeri iç işleri bakanı aracılığı ile yürüttüğü açılım paketine bazıları kesinlikle kapıyı kapattı.
Bunun doğru olduğuna inanmıyorum. İnsanlar demokratik ortamda fikirlerini özgürce beyan etmeli ve gerekirse hükümete bu açılımın Zaralarını anlatmalı. Binlerce defa gerekirse tekrarlayarak anlatmalı. Ancak küser ben oynamıyorum alın bilyeleriniz verin topumu derseniz olmaz. Bazı kesinlere göre bu işin yanlışlığını kim anlatacak o zaman.
Bunu yaparken gerekirse halka inerek gerekirse meydan meydan dolaşarak gerekirse ekranlarda boy göstererek yapmalı. Ama hepsinden önemlisi demokrasi içerisinde meclis çatısı altında tartışarak yapmalı. Kimsenin hırstan gözünün döndüğünü sanmıyorum. Mutlaka dinlenir düşünceler. Hele olumlu fikirler varsa tartışmasız dikkate alınır. Alınmalıdır.
Bu muhtarlık seçimlerinde seçim sandığından kaçıp gitmeyen ama seçimin ertesi gün yırtınırcasına muhtara eleştiri yapan vatandaşın haline benziyor. Önce git kimi istiyorsan ona oy ver. Sonra başkasını eleştiri hakkına sahip ol. Açılımda aynı. Sen müzakereye gitme sonra şiddetle karşı çık. Olmaz. Fikirlerini o ortamda seni anlamayan insanların beynine sok. sok ki senin fikirlerin hayat bulsun. Yoksa kaderine razı beklerisin köşede. Bu laflarım müzakerelerden ırak durma eğilimindeki muhalefete.
Bir çift lafımda hükümete. Öyle afra tafra yok bu işte. Bu iş beklide Cumhuriyet tarihimizin en ciddi konularından biri. Kendini dev aynasında görüp, böbürlenip, dik duruyorum ayaklarında havalara girilmemeli. Herkesim ile çok ciddi görüşülmeli. Sana randevu vermeyen muhalefetin kapsı özellikle zorlanmalı. Onların meşru zeminde söylediği her şeyi çok ciddi dikkate almalı. Tekrar tekrar müzakere yolu aranmalı ve bulunmalı.
Açılım konusunda siyasi rant peşinde olmak veya siyasi hesaplar yaparak bir adım atmak vatan hainliği ile eşdeğeredir. Bu iş siyaset üstüdür. Bizim gerçekten birlik olmamız lazım. Zor günlerden geçiyoruz. Kenetlenmeliyiz.
Allah muhafaza meşru siyasileri dikkate almak yerine İmralılın uzun misafiri dikkate alınırsa, hele birde buna dış mihraklar el atarsa vay halimize. Bu nedenle meşru insanlar meşru yollarla bu sorunun çözümüne katkıda bulunmalı. Taşın altına elini sokmalı.
Valla birlik olalım. Yoksa bir kaşık suda boğmak isteyen öyle çok art niyetli ülke ve gözü dönmüşler var ki…
Selam ve dua ile…
Bu haber 3838 defa okunmuştur.