KIRIK ÇAM PARÇALARI
Kim olursa olsun, hangi düşüncenin adamı olursa olsun bir başkasına fikirlerini deklare etmek anlamında bir yolla bir diğerini etkileme çabasında olan insanların yaptıkları etiklik ötesinde kalıyor.
İstanbul’da bir sanat galerisinde çıkan kavga neticesinde kırılan camların her bir parçası bir haber kanalına malzeme oldu. Yerli yersiz tüm ekranlarda bu kavganın ayrıntılarını izledik ve hala da izliyoruz.
Ancak bu kırıklar öyle haber oldu ki kanalara; kimi kimsenin ayağına batmasın da yaralanmasın yazık olur diye insani düşünce ile süpürdü bir kenara kaldırdı. Ama bazıları bu kırık cam parçalarını eline alıp kalın tarafına bez sardı ve ince ucunu topluma çevirdi dehşet saçtı. Adeta karşısındakileri hasım görerek birilerinin yanında yer alma gayreti gösterdi.
Taraflı olan bu camdan silahlılar inatla bu kavganın içki nedeniyle çıktığını söyledi. Sanat galerisinde içki içenlerin üzerlerine saldırarak onları linç etmeye çalışan içkiye karşı insanların yaptığı olay gibi gösterilmeye çalışıldı.
Oysa sanat galerisinde bu kavganın tarafı olan sanatçıların açıklamaları hiçte öyle olmadığını gösterdi. Açık olarak “hayır bu olaylar içkiden kaynaklanmadı” demelerine rağmen bu art niyetli asparagas ve sansasyon habercileri bunu böyle işlemeye devam etti.
Bir diğer taraftan buradaki sanat galerilerine gerek ev sahipliği yapanlar tarafından ve gerekse mahalle sakinleri tarafından açılışların ve gösterilerin sokağa taşmaması için mahkeme yoluyla tebligat gönderildiği ortaya çıkmış durumda. Yani sokakta bu açılışların yapılmaması konusunda zaten daha önceden sakinler ve görevliler arasında bir durum mevcut.
İstanbul valisi açıklıyor. Tafraların ifadesinden ve olayın araştırılmasından meselenin içkiden kaynaklanmadığının ortaya çıktığı belirtiliyor. Sokağın dar olmasından kaynaklan ve insanların geçişlerine engel durum olduğundan sözlü sataşmaların ardından olmaması gereken bir fiiliyata dönüştüğü resmi ağızdan açıklanıyor. Buna rağmen “hayır siz bilmiyorsunuz. Bu olay içkiden çıktı. Türkiye karışıyor Türkiye bölünüyor” çığırtkanlığını sürdüren “bir kısım” medyanın bu yapığına ne ad verilir bilmiyorum.
Referandum sürecince de bu tezi işleyen ve sahillerde oy oranlarının farklı olmasını firsat bilen bazı mikserlere bu tür olaylar daha bir güç veriyor. Nihayetinde zaten ellerinde olan bazı basın yayın kuruluşları ile de bunlar ülkenin saf insanları üzerine kusmaya devam ediyor.
Benim saf ve gönlü temiz insanım da “acaba” diyor. Sürekli bu yayınlarla ülkeyi geren ve bölündük parçalandık edebiyatı yapanlara ve Ülkeye şeriat gelecek herkesin içkisine, şarabına, birasına karışılacak diye bağıranlara istemese de inanıyor.
Atatürk “Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.
Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.” Demiştir. Birlik ve beraberliğimizi pamuk ipliğine bağlı sananlar ve ülkenin ilerlemesi ve daha demokratik bir yapıya kavuşmasını içine sindiremeyip bu tür çirkin propagandalar ile ülkeyi germe gayretinde olanlar yanılacak ve hüsrana uğrayacaktır.
Sivri cam parçalarını topluma silah olarak çekenler bu cam parçasının kendi ellerini kestiğini görecek ve yine o ellerine pansuman yapanlar bu ülkenin has evlatları olacaktır.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4405 defa okunmuştur.