GATA GERÇEĞİ
İnanın yazacak şey bulamakta zorlanmıyorum kendince yayınlananları 4 kitapta toplamış ve yaklaşık iki yıldır bir gün bile aksatmadan Manşet gazetesi sahibi ile anlaştığımız gibi haftada iki gün gazeteye ve internet sitelerine köşe yazısı yazan bir gazeteci olarak. Hiçte mütevazı olmak istemiyorum bu konuda. Bu haftada iki gün 3, 4 oluyor. Bazı haftalar her gün yazıyorum.
Bunu şunun için söylüyorum. Bazı aklı kendinden önce gidenler, kendilerince karşısındakini takdir de zorlanır. İki sözü bir araya getiremeyen veya iki kelimeyi dizip ortaya çıkaramayanlar yani kendi gözündeki merteği görmeyenler başkasının saman çöpü ile uğraşırlar. Öncelikle bunu baştan söyleyelim.
Gelelim konu sıkıntısı çekmemeye.
Ülkenin gündemi sürekli değişirken son günlerde hep bir tarafta asker oluyor. Silahlı Kuvvetleri bir türlü işin içine çekme gayretini gösteren bazı çevreler galiba onların yele sallamasını bekliyor.
Tabi Silahlı Kuvvetler onunca da konu bir yönü ile ilgilendiriyor şahsımı. Ucundan kıyısından ya yaşamışlığımız oluyor veya görmüşlüğümüz duymuşluğumuz oluyor. Binaenaleyh fikir beyan edenlerden daha çok vakıf olduğumuzda da fikir beyanı şart oluyor.
Meclisi sarsan kavga olayının tarafı konumundaki Başbakan için söylendiği belirtilen “peygamber “ tartışması aklıselim herkesin moralini bozdu. Sürekli aman ülkeyi germeyin, aman bu gemi su alıyor, batarsa hepimiz gideriz diyoruz. Ama inatla gerilim siyasetinden nema bekleyenler oluyor.
Kırıkkale milletvekili Osman Durmuşun güzel bir bakanlık yaptığını biliyoruz. Dönemin basireti bağlı hükümeti içinde ciddi işlere imza attığını da biliyoruz. Hele hele Kırıkkale için çalışmalarını biliyoruz. En azından Kırıkkaleli olarak bir bakanımızın olması çok güzeldi ve kendisinden parti ayrımı yapmaksızın hepimiz gururlandık.
Ancak;
Milli ve manevi değerlere saygılı olduğuna inandığımız bir partinin etkili bir milletvekili olarak mecliste olanları hiç yakıştıramadık. Olmadı. Başbakana yönelik eleştirilerini sıralarken alaycı bir üslup kullanarak GATA doktorlarına nasıl almazsınız sorusu maksadını aşan bir yaklaşımdı.
Sayın vekilden eğer orada yaşanan bir türban sorunu varsa (ki vardı.) Ona karşı sert yaklaşım göstermesini beklerdik. Yani türbanı küçük görüp onun üzerinden Başbakana vurması yerine yasakçı ve İslam’ın gereği olan başörtüsü tarafında saf olmasını beklerdik. Zira Anadolu’nun bağrından kopup bizim içimizden siyaset için mecliste olan bir vekilin manevi değerleri kullanarak tartışma başlatması şık olmadı. Başka nedenler bularak tartışmasını yapmasını beklerdik. Bizim anladığımız manada Osman Durmuşun çizgisi bunu gerektirirdi.
Bu ülkede bazı insafsızların katı tutumu ile çok Müslüman zarar gördü. Hiçbir gayri kanuni oluşum içinde olmadan sadece saf inancı gereği başını örttüğü için gördü bu zulmü. Evet, alınmadı arkadaş. Gata’ya başörtülü olduğu için Subay Astsubay eşleri alınmadı. Çıkmış eski bir Bayan milletmelikli girdim diyor. Giremedik kardeşim kapıda açtırdılar başını eşimizin kızımızın. Yaşayan biziz. Davulun sesi uzaktan hoş geliyor. Bu zulmü yaşayan bilir.
Ben hep diyorum eğer yasadışı ve vatan millet aleyhine bir oluşumunu tespit edersen en ağır yaptırımı uygula as gerekirse vur darağacına. Ama sadece inancının gereği olarak başını kapatıyorsa bunu da çevirme Gata’dan mata’dan.
Sayın durmuş yaşamamış olabilir bu acıyı. Ama gerçekten iç acıtıyor böyle bir muamele.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4078 defa okunmuştur.
