KAMBUR MU OLURLAR OMUZ MU VERİRLER
25 Kasım’da dünyanın çeşitli bölgelerinde yerleşmiş olan ve o ülkenin parçası olmuş Kürtlerin toplanacağı ve kendilerinin tabiri ile konferans düzenleyecekleri bir toplantıları var.
Uzunca bir zamandır aslında bu toplantıyı yapmak için bir araya gelmeye çalışıyorlar. Ancak özellikle içlerindeki bazı kesimler buna karşı olduklarından bunu gerçekleştiremediler.
Beli ki bazı sorunlarını çözmüş olduklarından bu konferansı yapmak için tarihlerini kesinleştirdiler.
Bu konferans pek çok açıdan önemli. Her şeyden önce kendilerinin bir araya gelmesi ve değişik ülkelerde yaşayan aynı etnik kökenin sorunları ve ileride atacakları adımlar konuşmaları açısından önemli.
Bu konferansın bir başka önemi ise bölgedeki ülkeler açısından olan ehemmiyettir. Zira topaklarında yaşayıp asli vatandaş oldukları ülkelerin kaderi ile ilgili de karar alacaklar.
Belki bu alacakları kararın en önemlileri sorunlarını konuşmaktan öte başka ülkeler ile ilişkiler ve hatta topluca bir ülkenin içinde yaşama arzularıdır.
Bu istek şimdilerde açık seçik dile getirilmeye başlandı. Bazıları özellikle Türkiye’de yaşamak ve Türkiye’nin bir parçası olma taleplerini seslendiriyor.
Konferansa beklide damgasını vuracak olan özellikle Irak olmak üzere Suriye, İran, Azerbaycan, Ermenistan gibi ülkelerde yaşayan Kürtlerin Türkiye ile ilgili alacağı karar olacaktır.
Kimse Türkiye’den kopmak istemiyor. Türkiye’ye rağmen bir devlet kurmanın ve bölgede yaşamasının zor olacağını herkes biliyor.
Suriye’nin kimlik dahi vermediği, Irak merkezi yönetimin zamanında kimyasal silah ile katliam yaptığı, İran ve diğer ülkelerde çokta vatandaş sayılmadığı Kürtlerin en rahat edebilecekleri ülke Türkiye’dir. Zira ülkemizde bazılarının kaşımaya çalıştığı gibi Kürt Türk kavgası yoktur. Türkiye’de her vatandaş asli konumdadır. Kimsenin ırkından dolayı ötelendiği yoktur. Şimdi hemen olmamış mıdır? Edebiyatına girmek istemem. Olmuş veya olmamış ama kesinlikle artık öteki ırk yoktur ülkemizde ve bu durum aslında kimilerinin imrenerek baktığı bir durumken kimilerinin de ülkemiz üzerinde oynadığı oyunlara set çektiği için, balta vurduğu için kaşıyamadıkları bir durumdur.
Tabiî ki zor bir durum ama olası bir karar alam durumunda ülkemizle daha sıkı hatta birleşmek kadar sıkı talep edilecek bir birliktelik durumunda kesinlikle kendi vatandaşımız için demiyorum dışarıdan gelebilecek insanların ülkemize kambur mu olacağı yoksa bizim mozaiğimize zenginlik mi katacağını iyi hesaplamak gerekiyor.
Aslında Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Dizelerindeki gibi vatanın kıymetini elbette biliyoruz. Kimseyi yaradan vatanından ayırmasın. Ama bize olası bir sığınma durumunda bizim iyi olsun dediklerimizin bazen olumsuz olduğunu da vurgulamak isterim. Suriye’den gelen ve ülkemizin kucak açtığı insanların uyum sorunu yaşadıkları ve olumsuz pek çok işe karıştıklarını görüyoruz. İnsanın aklına uyum sorunu nasıl bir yaraya tuz basar mesela bölücü terör örgütü bundan nasıl faydalanır diye gelmiyor değil.
En güzeli dediğimiz gibi inşallah insanlar insanca yaşamaya ve ülkemizdeki gibi her yerde hür ve güzel yaşar. Kimsede vatanından ayrı kalmaz. Şükür sorunun çözmesi gereken insanlara da dışarıda yaşayan ve zulüm gören insanlar ders olur diye düşünüyorum.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3298 defa okunmuştur.